BBC Dünya Haberleri Editörü - John Simpson
Hayber Geçidi dünyanın en önemli işgal yollarından biri: Dik, sert ve tehlikeli bir coğrafyaya sahip bu bölge, Pakistan-Afganistan sınırından başlayıp Pakistan'ın 32 kilometre içindeki Peşaver Vadisi'ne kadar ilerliyor.
3000 yıldır ordular bu kayalık dar bölgeden geçmekte zorlanıyor, vadide kamp yapmak zorunda kalıyor.
Vadinin etrafında Britanya ve Hindistan ordu alaylarından kalan rütbe işaretlerini görmek mümkün.
Bir dönem inşa ettikleri kaleler bugün geçide tepeden bakmaya devam ediyor.
Vadinin yüksek noktalarında bulunan Peştu savaşçıları, eski yıllarda çakmaklı tüfekleriyle geçitteki askerleri büyük bir isabetle hedef alırdı.
Bugün ise o geçitte, Afganistan'da üretilmiş gıdaları taşıyan kamyonlar, zaman zaman üzerlerine tutunmuş Afgan erkeklerle birlikte virajlarda kıvrılarak ilerliyor.
Yolun etrafındaki patikalarda ise yaşlı adamlar, sınırdan kaçırdıkları yüklerin altında iki büklüm bir şekilde yürümeye çalışıyor.
Hayber Geçidi, Afganistan'ın Pakistan ile en yoğun sınır kapısı olan Türkham'da sonlanıyor.
Pakistan birkaç yıl önce kapının etrafındaki tesisleri geliştirdi. Artık sınırı geçmek için bekleyenler daha iyi denetlenebiliyor.
Fakat korku dolu bir iklimde, Afganistan'ın yeni yöneticileri konumundaki Taliban'dan kaçmak isteyenlerin aceleciliği sınırda kendini hissettiriyor.
Onları sınırın Pakistan tarafından bile görmek mümkün.
Öğle sıcağında, tellerin arkasında ellerindeki belgeleri sallayarak sınırı geçmelerine izin verilmesi için yalvarıyorlar.
Ancak istisnalar haricinde, yalnızca sağlık sorunları için tedavi görmesi gereken Afganların ve ailelerin sınırdan geçmesine izin veriliyor.
Sınır kapısından geçen yolun üzerinde Pakistan askerleri ve Taliban güçleriyle yan yana duruyor.
Taliban üyeleri benimle konuşmaya çekinmiyor.
Sınır kapısında yeşil ve kırmızı Afganistan bayrağının neden dalgalanmadığını soruyorum.
Taliban gücü ele geçirdikten sonra bu bayrağı kaldırıp yerine, üzerinde Kelime-i Şehadet'in yer aldığı beyaz Taliban bayrağını kullanmaya başlamıştı.
Gururlu bir şekilde "Ülkemiz artık bir İslam Emirliği ve ülkenin tümü için doğru bayrak artık bu" diyor.
Ara sıra gerilim anları yaşansa da Pakistan ve Taliban görevlileri sınırda genellikle sorunsuz bir şekilde çalışıyorlar.
Fakat aralarında bir dostluk veya kardeşlik ilişkisinin olduğunu söylemek zor.
Pek çok Afgan, Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinden Pakistan'ı sorumlu tutuyor.
Bu örgütün Pakistan tarafından kurulduğu ve desteklendiğini düşünüyorlar.
Öte yandan Pakistan'ın Taliban'la ilişkisi, İmran Han'ın başbakanlık koltuğuna oturduğu 2018'den beri pek de iyi değil.
Taliban üzerindeki etkileri de belirgin bir şekilde azaldı.
Pek çok hükümetin gözünde Taliban'la ilişkide olmak utanç verici bir durum.
Örgütün çok sıkı olmamakla birlikte Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkeleriyle ilişkisi bulunuyor.
Günümüzde Taliban'la en yakın ilişkiye sahip olan ülke ise Çin. Bu konuda hiçbir utanç emaresi de göstermiyor.
Çok sayıda Afgan ülkeden kaçmaya çalışırken Afganistan ekonomisi çöküşe geçti.
1996-2001 arası Taliban'ın iktidarda olduğu son dönemde de ekonomik kriz vardı.
Bu yüzden, Afganistan'ın batmaması için Taliban Çin'in ekonomik desteğine ihtiyaç duyacak.
Bu da Pekin'e örgüt üzerinde önemli bir etki sağlayacak.
Taliban'ın Pekin'e, Uygurlar ve Müslümanlara yönelik tavrı nedeniyle bir sorun çıkartmayacağından da neredeyse emin olabiliriz.
Kabil'in Taliban'ın eline geçmesi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Afganistan'a 20 yıldır yardım eden diğer ülkeler açısından feci bir olay.
Hindistan'ın bölgeye yönelik politikası da tamamen yıkıldı.
Afganistan'a büyük miktarlarda sermaye gönderen ve uzmanlık gerektiren konularda bilgi aktaran Hindistan, Hamid Karzai ve Eşref Gani hükümetleriyle iyi ilişkilere sahipti.
İki siyasetçi de Hindistan'ın Pakistan etkisini dengelemesinden memnundu.
Bütün bunlar artık tarihin sayfalarında yer alacak politikalar.
Taliban son iktidarında uluslararası toplumdan dışlanmıştı.
Ekonomi o kadar kötü hale gelmişti ki 2001'de yakıt alacak paraları kalmamıştı. Ülkedeki az sayıda otomobil, yakıt olmadığı için yollarda terk edilmişti.
Ülke genelinde elektrik kesintileri yaygındı ve çoğunluğun jeneratör alacak parası da yoktu.
Geceleri sokaklar sessiz ve karanlık, gündüzleri ise Taliban militanlarıyla karşılaşma ihtimalinden ötürü tehlikeliydi.
Afganistan yine aynı noktaya mı dönecek?
Bu kez fark Çin. Pekin siyasi ve ekonomik bir çıkar sağlayacağını düşünürse Taliban'ın batmasının önüne geçecektir.
Aksi takdirde Taliban yalnız kalacak.