Talipler arasında Katar da var; ÇAYKUR için Meclis'te alt komisyon kuruluyor

Talipler arasında Katar da var; ÇAYKUR için Meclis'te alt komisyon kuruluyor

Katar’ın ÇAYKUR’a talip olmasıyla ilgili iddialar geçtiğimiz haftaya damgasını vururken, kurumun 2015 yılı hesapları mayıs ayında Meclis gündemine gelecek. 

TBMM KİT Komisyonu mayısın ikinci haftasında Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (ÇAYKUR) 2015 yılı hesapları için iktidar ve muhalefetten bir alt komisyon kurulacak. TBMM’ye sunulan Sayıştay’ın 2015 yılı denetim raporuna göre, ÇAY-KUR dönem içi karı 22.671.423,51 TL olarak belirtildi. Kulislerde, soğuk çay ürünü Didi ile çıkış yapan kurumun son yıllarda artan dönem karının Katar’ın iştahını kabartmış olabileceği biçiminde yorumlanıyor.

“ÇAYKUR, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında”

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile bazı bilgiler şöyle:

4.12.1984 tarihinde alınan ve 19.12.1984 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 3092 sayılı Çay Kanunu ile çay tarımı, üretimi, işletmesi ve satışı serbest bırakıldı.

Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, çıkarılan 24.11.1994 tarih ve 4046 sayılı Kanun ile Başbakanlık ile ilişkilendirilerek KİK kapsamından çıkarılmış ve İktisadi Devlet Teşekkülleri arasına alındı.

Gelir tablosu rakamlarına göre ÇAYKUR’un dönem karı son yıllarda önemli oranda artış gösterdi.

Dönem karı 2014 yılında önceki yıla göre %35, 2015 yılında ise %51 oranında artmıştır.

ÇAYKUR üretim ve satış rakamları bakımından Türkiye'nin en büyük 500 sanayi şirketi sıralamasında 42'nci sırada.

Kamu sermayeli sanayi işletmeleri arasında ise 4'üncü sırada. Türkiye, çay tarım alanlarının genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler arasında 8. sırada, kuru çay üretimi yönünden 5. sırada, Türkiye yıllık olarak kişi başına çay tüketiminde dünyada 4. sırada.

Türkiye’de çay pazarında ÇAYKUR’un payı yüzde 50

Dünya çay pazarı 18 milyar dolar civarında, Türkiye’nin çay pazarı ise 2.5 milyar dolar. ÇAYKUR’un sektördeki payı yüzde 50 civarındadır.

2015 yılında hasat edilen yaş çay yaprağının 681.000 tonu ÇAYKUR tarafından, geri kalan 637.000 ton çay özel sektör firmaları tarafından satın alındı.

Gümrük vergisinin yüzde 145 olması nedeniyle dışardan çay ithal etmek çok zor olduğundan pazarda yerli ürünlerin rekabeti var.

Pazara giriş çok büyük sermaye yatırımları gerektirdiğinden çay üretimi ve satışı büyük birkaç firmanın elinde olup piyasanın monopollü rekabet özelliğine sahip. Bu da çay piyasasının bu özelliği, pazarın en büyüğü konumundaki ÇAYKUR’un piyasa değerini daha da artırıyor.

2013’ün Haziran ayında Didi markasıyla pazara giren ÇAYKUR, pazardaki dengeleri değiştirdi. Pazara girdiği ilk altı ayda 80 milyon adetlik satış rakamına ulaşan Didi, ÇAYKUR’’un 2 milyar TL’ye ulaşan cirosunun yüzde 5’ini oluşturuyor. Didi 2015’te yüzde 52 büyüyerek 100 milyon litreye yakın satış gerçekleştirdi. (Pazarın toplam satış miktarı 350 milyon litre.)

“Arhavi’de 14.5 milyon liraya ORÜS binasını satın aldık”

 

TBMM KİT Komisyonun 4 Mayıs 2016 tarihi görüşmelerinde ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu  mal varlığı ile ilgili şunları söylemişti.

Kiralanan binalar konusunu daha evvel de bazı milletvekilleri sormuşlardı ve cevap vermiştik ama tekrar cevap veririz. Daha çok depolar kiralık olarak kullanılıyor, ihtiyaç duyduğumuz depolar. Takasta da ÇAYKUR’un bir zararı yoktur. Yani verdiğimiz yerlerin değerinde 120 dönüme yakın bir arsa aldık. Ardeşen’de çok değerli bir arsa aldık şehir içinde.

Burada ÇAYKUR’un kârı vardır, zararı yoktur, onu ifade edeyim. Ayrıca yine, Arhavi’de eski ORÜS binasını da satın aldık geçen ay, 14,5 milyon lira vererek. 17.500 metrekare kapalı alanı olan, 10 tane lojmanı olan, idare binası, sosyal tesisleri ve 60 yataklı misafirhanesi olan çok değerli bir yeri -ki 100 dönüm civarında da arazisi var- ÇAYKUR’a kazandırdık. Yani ÇAYKUR’un mal varlığı azalmıyor, artıyor, onu da buradan size ifade edeyim. Bayilerimize biz -hep onu anlatmaya çalıştık- bir fiyat belirleyerek çay satıyoruz. Piyasa fiyatlarını belirlemek gibi bir yetkimiz yok.

Yani “ÇAYKUR’un şu paketi bu kadar liradan rafta satılacak.” diyecek bir yetkimiz yok, bu yok, yasak. Biz diyoruz ki bayilerimize “Sana işte, bir ay vadeyle şu fiyattan, üç ay vadeyle bu fiyattan…” çay satıyoruz yani satış sistemimiz budur. “Bayi kârı” diye arkadaşlarımızın anlayamadığı konu bu. Peki, primler niye veriliyor? Primler bayilerin satışına destek olmak için veriliyor. Bayiler bu primleri marketlere veya tüketicilere aktarıyorlar.

Onu kullanmaları şartıyla veriliyor ve bunlar takip ediliyor, kullanırlarsa veriliyor, kullanmazlarsa geri alınıyor. Bizim bayilerimizden herhangi bir batık filan alacağımız yok, şüpheli alacağımız yok çünkü tamamen banka teminatı çerçevesinde çalışıyoruz. Yani bayiler banka teminatları limiti kadar bizden çay alabilirler. Diyelim vadesi geldi, ödeme yapmadı, biz o teminatını nakde çeviriyoruz. Yani DBS‟yi de kullanmaya başladık son zamanlarda.

Yani banka garantisi içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çaylıkların yenilenmesi konusunda Japonya’dan 10 civarında fidan getirdik, şimdi diğer ülkelerden de getiriyoruz. 200‟ün üzerinde çeşit oluşturacağız, hedefimiz bu. Aynı zamanda -bu pek dikkat çekmiyor ama çok önemli bir çalışmadır- bir gen havuzu oluşturuyoruz, çok zengin bir gen havuzu oluşturuyoruz. Dünyanın en gelişmiş, en verimli bütün çaylarını ülkemize getiriyoruz. Bunları eşleştirerek bunlardan yeni türler de elde edebileceğiz.