Görüşmesi ertelenen ‘Tam Gün Yasa Tasarısı’nda tam gün çalışma uygulamasının yanlışlıkla mimar mühendis ve avukat kökenli bütün öğretim üyelerini kapsayacak şekilde düzenlendiği ortaya çıktı.
Tam Gün Yasa Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinin son dakikada ertelenmesinin arkasındaki sır perdesi aralandı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yeniden hazırlanarak TBMM’ye sunulan ve Genel Kurul’da öncelikle yasalaştırılması planlanan, “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nda bugüne kadar gözden kaçan bir hata yapıldığı belirlendi.
Milliyet’ten Önder Yılmaz’ın haberine göre, düzenlemenin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesine günler kala, bazı üniversitelerden öğretim üyeleri AKP ve hükümete şikâyette bulundu. Mimar, mühendis ve avukat kökenli üniversite öğretim üyeleri, yasada sadece tıp fakültesi öğretim üyelerinin değil, farklı alanlardaki diğer öğretim üyelerinin de tam gün çalışma sistemine alındığını, bunun kendilerini mağdur ettiğini kaydetti. Söz konusu öğretim üyeleri Tam Gün kapsamına alındıklarının ortaya çıkması üzerine kendi ofislerinde çalışma imkanlarının ortadan kalktığı uyarısında bulunurken, doktor ve diş hekimlerine getirilen istisnaların bile kendilerine verilmediğini kaydettiler.
Bunun üzerine AKP yönetimi, tasarıyı hukuki açıdan gözden geçirdi ve mimar, mühendis, avukat kökenli öğretim üyelerinin yaptığı uyarının doğru olduğunu belirledi. Konu, AKP’nin pazartesi günü gerçekleştirdiği MYK toplantısında masaya yatırıldı. Mevcut YÖK yasasında öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında mesleklerini icra edebileceklerine ilişkin hüküm bulunuyor. Ancak Tam Gün Tasarısı’nda bu düzenleme kaldırılarak yalnızca tıp ve dış hekimliği fakültelerindeki öğretim üyelerine özel hastanelerde çalışma olanağı getirildi.
AKP, sıkıntının kaynağını Tam Gün Tasarısı’ndaki YÖK Kanunu’nun değiştirilmesini içeren “öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar” ve “Yükseköğretim kurumlarının kadrolarında bulunan öğretim elemanları, kanunlarda belirtilen haller dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28’inci maddesi hükmüne tabidir. Ancak tıp ve diş hekimliği fakültelerinin kadrolarında çalışan profesör ve doçentler, ilgili fakültelerin aynı kadrolardaki öğretim üyesi sayısının yüzde 5’ini geçmemek, bir yılı geçmeyen kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri üniversite döner sermayesi hesabına kaydedilmek şartıyla, ilgili öğretim üyesinin fakültede gerçekleştirdiği iş miktarı ve çeşidi dikkate alınarak üniversite yönetim kurulu kararı ile belirli süre ile veya belirli işleri yapmak üzere özel sağlık kuruluşlarında veya vakıf üniversitesi hastanelerinde ilgilinin muvafakati ile çalıştırılabilir” hükmü olduğunu belirledi.
Bu hükümler nedeniyle mimar, mühendis ve avukat kökenli öğretim üyelerinin özel sektörde ve ofislerinde çalışamama ile karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Çıkarılacak bu düzenlemenin anayasanın “eşitlik” ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle iptal olasılığı gündeme gelince Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Madem böyle bir durum var o zaman biraz daha çalışın” talimatı verdi.
Harekete geçen AKP Grup Yönetimi, şikâyetler üzerine durumu Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ileterek istişarede bulundu. Müezzinoğlu, AKP yönetimine, “Beni doktorlar ilgilendiriyor, sadece tıp fakültesindeki üniversite öğretim üyeleri için düzenleme yapmak istiyorum. Başka bir formül bulunabilir” görüşünü iletti. Bunun üzerine tasarının Genel Kurul görüşmelerinin ertelenmesi kararlaştırıldı. Bu arada AKP Grup Yönetim toplantısında önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurul taslak gündeminde tam gün tasarısına yer vermedi.