Londra merkezli insan hakları kuruluşu Amnesty International'ın (Uluslararası Af Örgütü) Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın yargılandığı İzmir'deki davada, Kılıç'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Mahkeme ayrıca, Kılıç'ın dosyasının kamuoyunda Büyükada davası olarak bilinen davayla birleştirilmesine karar verdi.
Kılıç, cep telefonuna, Fethullah Gülen cemaatinin gizli iletişim programı olduğu belirtilen ByLock uygulamasını indirmekle itham ediliyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı savunmasında ise bu konuyla ilgili olarak, "İki uzman bilirkişi raporu, telefonumda hiç ByLock indirildiğinin izine rastlanmadığını ortaya koydu" demişti.
Savcıya ifade verebilecekken pasaportunun iptal edildiğini ve iki hafta sonra evinin basıldığını belirten Taner Kılıç, "ByLock kullandığım kim tarafından nasıl "tespit" edildi, bu hala belli değil. Dosyada hiçbir yerde bunun delili, belgesi yok" diye konuşmuştu.
İnsan hakları savunucusu olduğunu vurgulayan Kılıç, Af Örgütü'ndeki konumunun ve insan hakları çalışmalarının da şiddet karşıtlığımın ispatı olduğunu söylemişti.
Savcı ise mütalaasında Taner Kılıç'ın tutukluluğunun devamını talep etti.
Mahkeme de savcının talebi doğrultusunda, tutukluluğun sürmesine karar verdi.
Avukat Taner Kılıç, Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında 6 Haziran'da 22 avukatla birlikte gözaltına alınmıştı.
Mahkeme 19 Haziran'da Taner Kılıç'ın tutuklanmasına karar vermişti.
Karara gerekçe olarak "ByLock programını indirip kullandığı" iddiasının yanı sıra Kılıç'ın Zaman gazetesi abonesi ve Zaman gazetesi genel yayın yönetmeninin (Ekrem Dumanlı) kız kardeşiyle evli olması ile çocuklarını KHK ile kapatılan okullarda okutulması gösterilmişti.
Kamuoyunda "Büyükada Davası" olarak bilinen 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı davada ise tutuklu yargılanan 8 sanığın serbest bırakılmasına karar verilmiş, mahkeme, savcının Taner Kılıç'ın dosyasının davayla birleştirilmesi talebini de kabul etmişti.