'FETÖ' soruşturmasında tanık olan ‘Adem’ kod adlı hâkim, Ergenekon sanığı Prof. Fatih Hilmioğlu ile emekli Albay Arif Doğan’ın hastalıkları nedeniyle özel yetkili hâkim ve savcılarla görüştüğünü belirterek, "Büyüğümüz bunları vatan haini görüyor, 'İçeride çürüsünler' diyor" yanıtını aldığını iddia etti.
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 'FETÖ’nün yargı ayağına ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında ifadesi alınan ve talebi üzerine kimliği gizlenerek ‘Adem’ kod adı verilen hâkim, Silivri yargılamalarına ilişkin önemli bilgiler verdi. Ergenekon davası sanıklarından eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu ile emekli Albay Arif Doğan’ı şahsen tanıdığını ve o dönem ailelerinin kendisine gelerek bu kişilerin ciddi hasta olduklarını söylediğini anlatan Adem, “Benden yardım istediler. Ben de özel yetkili hâkim ve savcılarla görüşmemde Hilmioğlu’nun karaciğer rahatsızlığının ciddi olduğunu, hastalığına uygun bir hastaneye sevk edilip edilemeyeceğini, Arif Doğan’ın ise çok ciddi hasta olduğunu, tahliye olup olamayacağını sordum” dedi.
Bu girişiminin ardından o dönem Sarıyer Başsavcısı olan İbrahim Kuriş’in (eski Ankara Başsavcısı/tutuklu) kendisini evine kahvaltı için davet ettiğini ifade eden Adem, şöyle konuştu: “Birlikte kahvaltı yaptık, sohbet ettik. Kalkmak üzereyken eve başka bir şahıs geldi. Kuriş, ‘Samet Bey meslekten değildir’ diyerek benimle tanıştırdı. Kuriş mutfağa girince bu şahıs, ‘Sizi gıyabınızda tanıyoruz, Silivri’de olduğunuzu biliyoruz, Yeriniz önemli. Özel yetkili savcı ve hâkim arkadaşlara avukatların yaptığı hakaretlerden dolayı açılan davalar size gelecek, bunları hızlı bir şekilde mahkûmiyetle bitirmeniz bizi rahatlatır. Hilmioğlu ve ailesi ile şahsen görüşüyormuşsunuz, bizim hocamız ve büyüğümüz bunları vatan haini olarak görüyor ve ‘İçeride çürüsünler’ diyor, biz de öyle görüyoruz’ dedi. Çok rahatsız oldum. ‘Sizin meseleniz ne, bunları nereden biliyorsunuz?’ dedim. ‘Özel bir okulda çalışıyorum. Ama birçok meslektaşınız ile arkadaşız, bilgim oradan geliyor’ dedi. Ayrılmak için kapıya yöneldiğim sırada evin zili çaldı. Kuriş beni uğurlamak için kapıyı açtığında, zili çalanın o dönem Pendik Başsavcısı Hüseyin Baş olduğunu gördüm. Ayaküstü tokalaştık. Ben ayrıldım; Hüseyin Baş, Kuriş’in evine girdi.”