Tanıl Bora: "Noktasında”nın kullanımı milliyetçi-muhafazakâr ortamla sınırlı kalmıyor, yayılıyor, sızıyor

Tanıl Bora: "Noktasında”nın kullanımı milliyetçi-muhafazakâr ortamla sınırlı kalmıyor, yayılıyor, sızıyor

*Tanıl Bora

Ta 2008’de Can Dündar, Erdoğan’ın (o zaman başbakan) konuşmalarında her lâfın arasında “noktasında” demesine takılmış, sonra sözü süren işkence vakalarına getirip, “insan hakları noktasında” da duyarlılık istemiş.[1] Erdoğan, şimdi Cumhurbaşkanı, Mart başında “İnsan Hakları Eylem Planı”nı açıklarken “insan hakları noktasında duyarlı, bilinçli ve bilgili insan kaynağımızın gelişeceğini düşünüyoruz,” dedi.  2 Ağustos 2016’da da, “eğer Parlamentomuz kalkar da bununla ilgili idam noktasında bir karar verirse bu karar her şeyin üstündedir,” demişti. İnsan hakları noktasında – idam noktasında…

***

Zamanın Kelimeleri ile meşgul olalı beri eş dost ahbabın en fazla sipariş ettiği kelimelerden biri, bu: “noktasında.”

Geçen çarşamba, 15 Eylül, “uluslararası dünya nokta günü” imiş. Rivayete göre ABD’de bir öğretmen, 15 Eylül 2009’da, Peter H. Reynolds’ın Nokta adlı kitabını[2] sınıfında anlatırken, o günü “nokta günü” ilan etmiş. Nokta koymanın insanın bir şeye damgasını vurmasını, “budur” demesini simgelemesinden hareketle, yaratıcılık, cesaret ve işbirliği geliştirme ilhamı aranıyor, nokta gününde. Amerikalıların işleri.

Şu nokta gününü, siparişi karşılamaya vesile edeyim; “noktasında” enflasyonuna şöyle bir eğilelim bakalım.

***

Gerçekten enflasyonist bir kullanım var. Başta, Can Dündar’ın ta ne zaman dikkat ettiği gibi, Erdoğan’ın dilinde. 2004 Ekim’inde şöyle bir seri yakalamış: “Türkiye dünya ile bütünleşmesini tüm hak ve özgürlükler noktasında, ekonomi noktasında, dış politika noktasında, Cumhuriyet tarihinde ulaşılmamış bir yere getirmiştir.” 2017 Mayıs’ında ilk kez sarf ettiği “sosyal ve kültürel iktidar noktasında eksiklerimiz var” şikâyeti, meşhur.

Sadece o değil. İktidar mahfillerinde ve bürokrasinin dilinde, “noktasında”dan geçilmiyor. Rastgele bir tarama sunayım… AKP’den üç dönem Bolu milletvekili seçilen Fehmi Küpçü, 2014 Haziranında Meclis’te, “ OSB’yi taşıma noktasında… millet eksenli siyaset noktasında” çalıştıklarını söylüyor. İstanbul Valisi Vasip Şahin, 2018 Şubatında “eğer biz, yürütmede adalet noktasında görevimizi tam yaparsak mahkemelere çok az görev düşer,” diyor. Temmuz-Ağustos’ta ha bire “yangın söndürme noktasında” yapılanları –ve yapılmayanları dinledik.

Erzurum MHP milletvekili Kamil Aydın, 2018 Şubatında Milli Eğitim Komisyonundaki konuşmasında, müthiş bir seri yakalamış: “Objektif kriterler noktasında; yöneticilerimizin, hepimizin o ehliyet ve liyakat noktasında… sınavın mahiyeti noktasında… doktora unvanı alma noktasında… kadroya atama noktasında… kraldan çok kralcı kesilip de alınmaması noktasında.. şartlar noktasında...” (Tabii bilhassa, “Kraldan çok kralcı kesilip de alınmaması noktasında…”) 2019 Şubat’ında da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yakaladığı bir seri var: “Kayıtlı ekonomiye geçiş noktasında çok önemli adımlar… bu reformlar noktasında önemli adımların düzenleme olarak yasal olarak meclise gelmesi noktasında çalışmalarımız… turizm, ihracat noktasındaki atılan adımlar… reel ekonomi noktasında…”

Siyaset-idareden gayrı, özellikle dinî-muhafazakâr söylemde “noktasında,” herhalde en gözde edattır. Bir “din noktası”dır, kol geziyor mesela. 2011 Kasım’ında Bursa Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği bir konferansta “din noktasında zulüm yapan batılılardır,” denmiş. 2009’da Risale Haber sitesinde “Asya din noktasında Avrupa'ya benzemez” diye bir ‘haber’ var. Muhtelif tele-vaiz videolarında diyorlar ki: “Kur’an din noktasında yeterlidir. (…) Eğer gerçekten Allah'a teslim olsalardı onun din noktasında eksik bir kitap göndermeyeceğini bilirlerdi. (…) Çünkü Allah’a iman noktası çok önemlidir.” 2020’de Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği Kadın Şûrası’nın duyuru ve tebliğlerinde bir rekor kırılmış: “İnsana hizmet noktasında… Kadınların siyasete katılması, temsil noktasında… miras noktasında… ibadetlere katılma noktasında… ilim noktasında… “Yahudilik ve Hristiyanlıkta kadın noktasında… Kadının Hz. Adem (AS)’ı yasak meyveden yeme noktasında günaha sürüklemesi…”

“Yasak meyveden yeme noktasında” demişken… AKP İstanbul milletvekili Sare Aydın, 14 Aralık 2020’de “taciz ve tecavüz noktasında” kadınların içinde bulunduğu zor durumdan yakınmış. 2018 Temmuz başlarında MHP’li bir Kocasinan belediye meclis üyesi, “giderek yükselen taciz, tecavüz, hayvana tecavüz noktasında Türk halkının çok ahlaki değer kaybettiği”nden yakınmış.

***

Zamanın kelimelerinin hepsi gibi, “noktasında”nın kullanımı da milliyetçi-muhafazakâr ortamla sınırlı kalmıyor, yayılıyor, sızıyor. Akademide, mesela,  “tarih yazımı noktasında,” “Bourdieu noktasında simgesel şiddetin ne olduğu…,”  “Bellah, Amerikan İç Savaşı’nın sivil din noktasında çok büyük bir önemi olduğunu ifade etmektedir,” falan diye yazabiliyorlar.

2020 Şubatı Antalya’da CHP kadın kolları başkanı Nilüfer Deveci, “Antalya’nın kadın noktasında çok fazla sorunu olduğunu “ söylemiş. Haberci “kadınlar”ı duyunca otomatikman “kadın noktasında” diye aktarmış da olabilir.

Bir hekim, internet sayfasında “burun estetiği noktasında kendisini kanıtlamış plastik cerrahlara” başvurulması gerektiğini salık veriyor. Bir yüz kremi, “yüz güzelliği noktasında ilk sırada yer alır” diye methediyor.

***

“Noktasında”nın dinî-muhafazakâr muhitte dillere yerleşmesinde, sanıyorum Necip Fazıl’ın belirleyici rolü var. O, konuşmalarında ve metinlerinde “noktasında”yı süper-edat gibi kullanır. Sırf İdeolocya Örgüsü’nden[3] bir döküm yapayım size: “Tam pazarsızlık ve muvazaasız iman noktasında…  millî ruhunu koruyabilmek noktasından… idare esasının mücerret ruhu noktasından… kendi öz nefsi içinde ebedî bir (doğru), (güzel) ve (yeni) fâtihliğine memur bulunmak noktasından… içtimai vazife noktasından… tam izmihlâl ve inkıraz noktasına… ‘fasl-ı müşterek’ noktasından… ibret payı noktasından… gaye noktasına, ilimlerin son humma noktasına… dâva noktasından… doğruluk ve hâlislik noktasından… milletin fikir, hürriyet ve dâva hakkını suistimal noktasından… küfür noktasından… cemiyetin bekası noktasından… kıymetin en yüksekliğiyle en aşağısına malik bulunmak noktasında… hikmet noktasında… ûlvi ve hasbî cömertlik noktası…” Of! Syasî sosyalleşmesini “Üstad”ın natıkasından büyülenerek eda eden kuşaklar, -malûm, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucu kadrosu o kuşaklardandır-, “noktasında”yı böylece ezberlerine almış olmalılar.

***

“Noktasında,” bir süper-edat olarak, “hakkında, konusunda, bahsinde, ile ilgili olarak, bakımından, yönünden, anlamında, alanında” gibi edatların yerini tutuyor. Mazruf ve söyleyişteki bütün nüansları telef ederek… Adeta bütün edatları bitiren edattır.

Birçoklarınca belli ki alışkanlıkla, öylesine kullanılıyor. Lâf olsun diye, diyelim… Bu kadar dök saça kullanılması, daha ağır bir kabahat değil ama zevksiz, doğrusu. Üslûpsuz…

Galiba boldan kullanımı içinde bir resmiyet, bir ağırlık, bir çalım da kazandı. ‘Ciddi’ görünmenin alâmetleri arasına katıldı.

Kulağıma çok zaman, anlamları düzleyici, içerikleri boşaltıcı bir anlatının da alâmeti gibi geliyor. Art arda nokta konarak boşluk bırakılır ya, boşluğu doldurursunuz; “noktasında,” o noktaların boşluğuna benziyor sanki. O boşluğa her şeyi yerleştirebilirsiniz. “Noktasında,” her boşluğa yerleşen laf-ü güzaf hissi veriyor; üzerinde özel olarak düşünmüş olmadan, herhangi bir konuya sahiden eğilmeden, ‘onu da biliriz, onu da hallederiz’ makamından çalarak sarf edilmiş bir lâfın ipini örüyor.

***

Arapça nokta kelimesinin, kadim İbranice ve Aramice/Süryanice sivri bir uçla işaretleme, gagalama” anlamından türetildiğini öğreniyoruz. Noktada, bir sivrilik, bir keskinlik var. Nokta hedef. Nokta transfer. Nokta koymak. Meşhur ‘sözün bittiği yer’ var ya, işte orası: Nokta. Cümleyi bitiren işaret!  Acaba “noktasında” rağbetinde alttan alta, o kesinlik arzusunun ve ‘sözü bitirme’ cabbarlığının da izini sürmeli mi?

***

Kâğıda saplanan kalemin harekete geçmesinin başlangıç ânı da olabilir, bir nokta. Dünya Nokta Günü’ne ilham veren çocuk kitabı yazarının ona yüklediği anlam gibi, kalemin yola koyulduğu yer, yaratıcılığın başladığı yer… Sözün başladığı yer. “Bitti, bu kadar”ın noktası değil de, her şeyin neticede cim karnında bir nokta olmaktan ileri gitmediğinin bilincinde bir nokta. Dünyanın en hüzünlü şeyinin, nokta olmaya zorlanan bir virgül[4] olduğunun idrakinde bir nokta.

[1] https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/can-dundar/insan-haklari-noktasinda-1002418

[2] Türkçesi Altın Kitaplar’ca yayımlandı, çeviren Oya Alpar, 2018.

[3] Buprogramatik metin 1959’da kitaplaştı ama 1940’ların ortalarından itibaren yayımlanıyordu.

[4] Ocean Vuong: Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz. Çev. Deniz Koç. Harfa, İstanbul 2020, s. 167.

Bu yazı Birikim dergisinde yayımlanmıştır