Dünyanın en büyük insan kaynakları danışmanlık şirketlerinden Heidrick & Struggles’in Başkan Yardımcısı Melanie Kusin, 25 Ağustos 2008 tarihli Hürriyet gazetesine verdiği röportajında, son zamanlarda uluslararası şirketlerde yaşanan CEO krizlerine dikkat çekiyor. CEO’ların buzdağının ucu olduğunu, derinlerine inildiği için son zamanlarda yaşanan CEO krizlerinin ortaya çıktığını söylüyor. Tanrı gibi görülen CEO’ların devrinin bittiğine işaret eden Kusin, her şeyle başa çıkabilen CEO’ların öne çıkacağını, yeni trendin Türk CEO’ları tarif ettiğini belirtiyor. Dünyada yaşanan CEO skandallarını değerlendiren Melanie Kusin, "CEO’lar şimdiye kadar tanrı gibi görünüyordu. Ama artık CEO’lar da sürekli sorgulanıyor. Hissedarlar daha çok ön planda ve onlar bütün kararları sorgulayabiliyor" diye konuşuyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelen Melanie Kusin, nakit krizi, bankaların batması gibi olayların, her şeyle başa çıkabilen CEO’ları öne çıkardığına söylüyor. "Yeni nesil CEO trendi, Türk CEO’larını tarif ediyor" diyen Melanie Kusin, "Türkiye’de yaşayanlar zaten her tür bilinmeyenin başlarına gelebileceği ve çok farklı şeylerle başa çıkabilmeleri gerektiğini biliyorlar" diyor. Aynı zamanda tüketim ürünleri, moda, lüks mallar ve perakende endüstrilerinde de danışmanlık yapan Melanie Kusin'in CEO’larda değişen trendler ve Türk yöneticilerin yükseliş trendiyle ilgili görüşleri şöyle:CEO’nun gerçek tanımı nedir? CEO (Chief Executive Officer, İcra Kurulu Başkanı), piramidin en başındaki kişi ve şirketteki bir numaradır. Burada şirketin boyutu değil, rol önemlidir. Piramidin en tepesinde olan şirketin her şeyinden sorumludur. Günümüzde CEO’larda hangi özellikler öne çıkıyor? Artık dünyada çok kaos var. Petrol fiyatlarındaki ani değişimler, tsunamiler, depremler, bir sürü bilinmeyenin olduğu bir döneme sokuyor bizi. Nakit krizi, bankaların batması gibi olaylarla birlikte her şeyle başa çıkabilen CEO’lar öne çıkıyor. Bu noktada daha esnek ve uyumlu organizasyonlar önemli olacak. Her şeyle, özellikle olumsuzluklarla başa çıkabilen, strateji geliştiren CEO’lar ön planda yer alacak. Yani artık stratejik beceri ve yeni fikirlere açık olması önemli. CEO’lar da insan Son yıllarda global şirketlerin CEO’ları ve yönetim kurullarının karıştığı skandalları neye bağlıyorsunuz? Öncelikle bu kişiler de birer insan. CEO oldukları zaman insan olmalarına rağmen çok yüksek etik kurallar içine sokulmaya çalışıyorlar. İnsan oldukları gerçeği unutuluyor bir anlamda. Bir de CEO’lar çok ciddiye alınınca, gereksiz riskler alabileceklerini düşünüyor. Onların da aslında kanunlarla sınırlı oldukları unutuluyor. Otorite ve güç insanları o hale getiriyor. Artık CEO’lar da sürekli sorgulanıyor. Şimdiye kadar tanrı gibi görünüyorlardı ama o kimlikleri ortadan kalkıyor artık. Hissedarlar daha çok ön planda ve onlar bütün kararları sorgulayabiliyorlar. Dolayısıyla CEO’lar buzdağının ucu gibiydi, derine inince böyle şeyler ortaya çıkıyor. Türkleri tarif ediyor Dünyanın dev şirketlerinde Türk CEO ve yöneticiler artmaya başladı. Siz uluslararası şirketlerde Türk yöneticilerin şansını nasıl görüyorsunuz? Son yıllarda dünyada yaşanan fırtınalar, kasırgalar, krizler derken CEO’ların değişim süreci hızlandı. Bu süreçte Türk yöneticilere ilginin arttığını görüyoruz. Türk CEO tercihlerinde de Coca-Cola CEO’su Muhtar Kent ile başlayan trendin gelişmesini bekliyoruz. Yeni nesil CEO trendi, Türk CEO’larını tarif ediyor gibi. Anlık karar alabilme yeteneği, çevredeki her türlü koşula hızlı uyum sağlayabilme gibi özellikler artık öne çıkıyor. Türkiye’de yaşayanlar zaten her tür bilinmeyenin başlarına gelebileceği bir ülkedeler. Çok farklı şeylerle başa çıkabilmeleri gerektiğini biliyorlar. Türkiye’de hayatta kalma mücadelesi var, bu da insanları daha güçlü kılıyor. Türkiye kültürel adaptasyon için inanılmaz bir ortam Uluslararası bir şirkete CEO arayışınızda en önemli kriteriniz nedir? Ben özellikle genç yetenekleri yakalamak ve bulmak için çalışıyorum. Bu çerçevede, kültür, eğitim, iş geçmişi, özgeçmiş önemli. Türkiye’de enteresan bir karışım var. Türkiye hem ilerici, hem agresif hem de pek çok yandan pek çok baskıya maruz kalmış bir ortam. Türkiye’nin güçlü ve bağımsız hareket edebilen zeki insanlardan oluştuğunu düşünüyorum. Bu karışımla beraber kültürel adaptasyon da inanılmaz. CEO arayışlarımda adaptasyon benim ilk baktığım şeydir. CEO adayının farklı kültürleri yaşamış ve görmüş olması onun adaptasyon yeteneğini artırıyor. Fark yaratabilen şirket ayakta kalır Günümüz CEO’ları nasıl davranmalı? CEO’lar artık hem yönetim kurulları, hem de hissedarlar tarafından gerçekten çok sıkı gözetim altında. Ayrıca, yönetim kurulları diğer CEO’ları da izliyor ve piyasada bizimkinden daha iyisi var mı diye de bakıyor. Yani CEO’lar üzerinde hem performans, hem de liderlik anlamında bir baskı söz konusu günümüzde. Bu yüzden en iyi olmalılar. Çok iyi bir lider olmaları, stratejik davranmaları ve kendilerini doğru ifade etmeleri gerekiyor. Liderlik eskiden içgüdüseldi. Ama artık tüketici nasıl davranıyor, nasıl farklılaşıyor bunları öngörebilmesi lazım. Şirketlerin ihtiyacını anlaması, bunu doğru ifade etmesi ve rakiplerine göre daha düşük fiyatlı şekilde pazara çıkması fark yaratıyor. Ayrıca Türkiye, Çin gibi öne çıkan pazarlarda tüketici davranışlarını yakalayabilmek de önemli. Aileden biri de başarılı olabilir Aile şirketlerinde aileden birinin CEO olması doğru mudur? Aileden uygun niteliklerde birinin CEO olmasının sonuçları çok güzel olabilir. Aile bireyi olan şirketle aynı adı taşıyan çok muhteşem CEO’lar var. Şirket halka açıldığında, hissedarlar değişince bazen performansı beğenilmeyen aile bireyi bir CEO değiştirilebiliyor. Ama başarılı olanlar yine CEO olarak kalabiliyor. Türkiye’deki aile şirketlerindeki CEO’lara da böyle bakılmalı. Bu dünyanın her yerinde yaygın bir durum. CEO kötü iletişimle şirketi yok edebilir CEO’lar nasıl bir iletişim stratejisi izlemeli? Kötü bir iletişim bir CEO’yu öldürebilir. CEO’nun doğru iletişim kurması gereken üç önemli kitle var. Yönetim kurulu, piyasayı bilgilendiren analistler ve tüketiciler. İyi bir CEO yönetim kuruluna düzenli olarak, mümkünse haftalık bilgi vermeli. Yönetim kurulları CEO’ya danışmanlık görevi de yapar, bu yüzden sürekli ve doğru olarak beslenmeleri gerekir. Analistlerle yanlış iletişim, şirketi yok edebilir. Şirketin geleceğini onların değerlendirmeleri de etkiler. CEO’lar tüketicilerle de dürüst bir iletişim sağlamalı. Tüketiciye hatalı veya kötü ürünler sunulmuşsa bunların gerekçeleri saptanıp, dürüst bir şekilde telafisi yoluna gidilmeli. Melanie Kusin: Heidrick & Struggles Başkan Yardımcısı Melanie Kusin, aynı zamanda şirketin Global Ortaklık Konseyi Üyesi. Teksas doğumlu Kusin, lisans derecesini İngiliz Edebiyatı alanında New Orleans’taki Sophie Newcomb College’tan aldı. Tulane Graduate Business School’da da finans ve pazarlama alanlarında MBA yaptı. H&S’a katılmadan önce Russell Reynolds Associates’da Yönetici Müdür olarak çalıştı. Ogilvy&Mather’de çalışırken, hızlı tüketim malları alanında faaliyet gösteren şirketler için projeler gerçekleştirdi.