Taraf gazetesinin sahibi Başar Arslan, ilk kez kamera karşısına çıktı. Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'la ayrılığın SMS üzerinden gerçekleştiğini belirten Arslan, "Ben bu kadar çabuk olacağını tahmin etmiyordum. Bir iletişim kazası oldu" dedi. Arslan, "Taraf’ın Ahmet Altan’ın gazetesi olduğunu ve istediği zaman geri dönebileceğini" vurguladı. Arslan, “Bugüne kadarki Taraf çizgisi ve kadrosunu koruyacağız, dürüst gazetecilikten taviz vermeyeceğiz” dedi.
Taraf gazetesinin sahibi Başar Arslan, SkyTürk360’ta Murat Sabuncu ve T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın’ın sunduğu "Gündem ve Ekonomi" programında soruları yanıtladı. Arslan'ın sorular üzerine dile getirdiği görüşleri özetle şöyle:
“(Taraf'ı Gülen cemaatinin finanse ettiğine ilişkin iddialar hakkında) Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da bu iddiada bulunmuştu. 'Arkasına bakmak lazım' demişti. Biz de bunu yalanlamıştık. Böyle bir bağlantı kurulduğu an gazetenin kapatılacağını söylemiştik. Böyle bir söylemin de çok alçakça olduğunu söylemiştik. Hem ben, hem Ahmet Altan ayrı ayrı bunu söylemiştik. Bir şey olsaydı gösterirlerdi. Bu sadece kara propaganda. Hakkımzda itibarsızlaştırma için yapılan bir program.”
“Gazeteciliğe başlamak benim isteğimle oldu sanılanın aksine. Ahmet Bey’i ben ikna ettim. Onun romanları ile başladık yayınevi olarak. Daha sonra 1 milyon satan tiraja ulaştık romanla ilgili. Dürüst bir gazete kurmak istediğimi söyledim. Ahmet Bey bunun zorluklarını anlattı, çok yorulacağımızı anlattı. Fakat ben çok ısrar ettim. Sonucunda başladık. Yazı işlerine hiç karışmadım. Benim ona güvenim (Ahmet Altan’a) sonsuz. Dürüst bir gazetecilik olsun istedim. Tamamen kendisi kurdu.”
“Son istifa olayı ile ilgili hakkımızda çıkan şeyleri okuyorum. Hiçbir araştırmaya dayanmayan inanılmaz iddialar görüyorum. Bugüne kadar hiç tehdit edilmedik. Sektörde tehdit edilen patronlar da var, fakat biz o görüntüyü hiç vermedik. Ahmet Altan’ın yönetiminde olacağını söyledim. Karışmayacağımı da söyledim. Öyle bir durum olsa Ahmet Altan bu işe girmezdi, ben de Ahmet Altan olmasa bu işe girmezdim. Öyle bir görüntü vermediğimiz için tehdit gelmedi. Aranılabilecek bir türde gazete olmadığımız çok aşikar. Cesaret edilebilecek bir şey değil.”
“Sanılanın aksine başından beri Ahmet Altan bu işlere çok hevesli değildi. Bir dönem sonra bu işe devam etmeyeceğini, roman yazmak istediğini defalarca söylemişti. Son 1-2 yıldır da romanına başlamak istediğini ifade etmişti. Sürekli bırakmak istiyordu. İletişim kazası oldu bu son olayda. SMS attı ‘bırakıyorum’ diye. Ben de ‘Tamam’ dedim. Arasaydım kırmazdı, kalırdı muhakkak. Romanı çok yazmak istiyor ve bencilce olmasını da istemedim bu işin. Uzun zamandır istiyordu. Ben bu kadar kısa sürede olacağını tahmin etmemiştim açıkçası. Fırsat buldu. İletişim kazası oldu.”
“Ahmet Bey’in gazetesi burası. Ahmet Bey istediği zaman gider istediği zaman gelir. Gelip gelememe durumu yok onun. Yarın gelsin yarın başlasın. Ahmet Bey geri dönmeyecek diye bir şey yok. Burası Ahmet Bey’in kendi kurduğu şey. Her zaman onunla görüşebilirim. Ahmet Bey zaten bu gazetenin yaşamasını çok istiyor. Yaşaması gerektiğine hepimiz inanıyoruz. Yaşaması için de devam edeceğiz.”
“Ahmet Bey ayrıldığı için Yasemin de ayrıldı. Yasemin Çongar çok yetenekli, çok iyi bir gazeteci. Biz başlangıçtan beri, ben yani Ahmet Altan ile götürüyordum. Ahmet Altan ayrılınca, o da ayrıldı. Neşe Düzel de Türkiye'nin en önemli röportaj gazetecisidir. Neşe Hanım da Ahmet Bey'le çok yakın çalıştı. O ayrılınca gitme kararı aldı.”
“Net olarak söyleyebilirim, devletle hiçbir işim yok. Zaten olmuş olsa, bu gazetecilik de yapılamazdı. Bir yere bağımlı olmak, bir yerlerle iş bağlantınızın olması onun bir karşılığının olması anlamına geliyor. Bizim ülkemizde bu böyle. Bizim yazı işlerinin son derece rahat olabilmesi, Taraf’ın bugünlere gelebilmesi bu işlerin olmamasındandır. (MEB’in ders kitaplarının ihalesini aldığı için Ahmet Altan’ların gidişini göze aldığı iddiasının sorulması üzerine) Böyle bir iddiaya cevap vermek bile bana saçma geliyor. Tabii ki yok yani böyle bir şey olabilmesi... Nerden uyduruyorlar, nereden çıkıyor, kim anlatıyor...Güler misiniz, kızar mısınız, bunların saflıklarına üzülür müsünüz? Bilmiyorum ben, acıyorum.”
“(Tartışılan manşetlerle ilgili) Benim yazı işlerine güvenim tam. O iş onların işi. Konuşmayı gerektirecek bir durum olduğunu sanmıyorum. Ahmet Altan bugüne kadar getirdi ve benim böyle bir şeyi tartışmayı gerektirecek bir durumum olmadı. Bu onların işi. Gazetede beğendiğimiz, beğenmediğimiz haber olur. Bu her gazetede olur. Siz nasıl sabah gazeteyi alıp elinize okuyorsanız, ben de Taraf’ı öyle okuyorum. Benim rahatsız olduğum bir şey olmadı.”
“Mustafa Sarıgül’ün Taraf’ı alması ile ilgili iddialar, çok net olarak söyleyeyim böyle bir şey yok. Olması bile düşünülemez yani. Mustafa Bey de yalanlamış. Çok net bir şekilde, olamaz böyle birşey. Bu da yine cemaat ilişkisi gibi, bir şeyler yaratılmak isteniyor. Hakkımızda sürekli böyle şeyler yaratılmak istendi. Hiçbiri doğru değil.”
“Halka arzdan sonraki durumumuz çok daha iyi. Yeni bir kısım halka arz yapmayı daha planlıyoruz. Eskiye göre çok daha iyiyiz. Daha da iyi olacağını görüyoruz. İstifalarda mali sorunların etkisi yok. Burada sorun Ahmet Bey’in durumuydu. Çok fazla kalamayacağını en başta da konuşmuştuk. Ama dediğim gibi Ahmet Bey’e her zaman gazete açık zaten. “
“Ümit Kıvanç ve Nabi Yağcı’nın gazetede kalmasını isterdim. Bu onların tercihleri. Kalıp yazmalarını isterdim. Bir imkansızlık yok, bir sansür yok, anlam veremedim. Ben gazetede olmalarını isterim.”
“Bu gazete her şekilde yoluna devam edecek. Gazeteyi lağvedeceğimiz iddiaları da nereden çıktı bilmiyorum. Eğer öyle olsaydı Ahmet Altan’ın istifa etmesine gerek yoktu. O zaman mesaj attığında 'Acele etmene gerek yok önümüzdeki ay kapatıyoruz zaten' derdi. 5 yılı geride bıraktık, en zor zamanları geçtik. Bırakacak olsaydık, daha önce bırakırdık. Bugüne kadar bırkamak hiç aklımızdan geçmedi.”
“Yeni genel yayın yönetmenini iç yapıdan belirlemek istiyoruz. Bu konuda görüşmelerimiz sürüyor. Birkaç hafta içinde netleşir. Bugüne kadar, 5 yıldır Taraf’ı Ahmet Altan yönetti. Ve yönetimdeyken de yanındaki arkadaşları da onun eğitiminden geçti. Gazeteyi yine aynı ekip çıkaracak. Benim onlara güvenim fazlasıyla var. Sağlam bir temelimiz var, biz onun üzerine çıkmaya devam edeceğiz. Bu nedenle herhangi bir çizgi kayması olacağını düşünmüyorum. Kendim için söyleyecek olursam, ben hiçbir şekilde yazı işlerinin işine girmem, girmeyeceğim... Bu konuda niye bu kadar çok konuşuluyor, onu da anlamış değilim. Gazeteyle benden çok ilgileniyorlar. Her gün gazete yapıyoruz, baksınlar görsünler. Benim taahhüdüm şu; eskiden olduğu gibi devam edeceğiz. Ayını kadro gazeteyi çıkarmaya devam edecek. Onlar Ahmet Altan’ın öğrencileri. Hiçbir eksen kayması, çizgi dışı birşey yapmayacağız. Dürüst gazeteciliğe devam edeceğiz. Taraf yoluna devam edecek.”
“Bir ekonomi gazetesi projemiz var, yakın zamanda hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Bir de haber kanalı projemiz var. Bununla ilgili kurmuş olduğumuz bir televizyonculuk şirketimiz var. Gazeteden sonra onu da hayata geçirmek istiyoruz.”
“(Ahmet Altan’ın Başbakan Erdoğan’ı eleştiren yazıları konusunda) Bunlar karşılıklı olan diyaloglar, tek taraflı yapılan işler değil. Biz Başbakan’ı iyi işler yaptığı zaman da hep alkışladık. Tek taraflı, olumsuz yayın yapan bir gazete değil burası. Bunda bir zarar görmüyorum.”