'Tarafsızlığını yitiren AP raportörü' ile temas

'Tarafsızlığını yitiren AP raportörü' ile temas

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Türkiye kanadı üyesi, 2’si AKP, 1’i CHP’den 3 üye resmi heyet sıfatıyla AP genel kurul toplantılarının yapıldığı Strasbourg’da temaslarda bulunuyor. KPK Eşbaşkanı AKP İstanbul milletvekili Ahmet Berat Çonkar başkanlığındaki heyette, KPK Eşbaşkan Yardımcısı CHP Antalya milletvekili Niyazi Nefi Kara ve TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı AKP Şanlıurfa milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar da yer alıyor.

Bu resmi heyete ek olarak, KPK Türkiye kanadı üyelerinden HDP Şanlıurfa milletvekili Osman Baydemir ile HDP Mardin milletvekili Ali Atalan da bu hafta Strasbourg’da “bireysel” sıfatla AP üyeleriyle görüşüyorlar.

Bu görüşme trafiğinin ana nedeni AP genel kurulunda gelecek ay oylanması beklenen yıllık olağan Türkiye raporu. AP Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Kati Piri tarafından kaleme alınan taslak rapor Türkiye’deki siyasi partilerin Strasbourg’da bulunan temsilcileri tarafından değişik açılardan değerlendiriliyor.

'Tek yanlı görüşler var'

KPK Eşbaşkanı Çonkar, taslak raporun “Türk hükümetinin görüşleri yeterince dikkate alınmadan yazıldığı” görüşünde. Çonkar, “Elbette Türkiye’nin AB süreciyle ilgili olumlu unsurlar rapora yansımış. Fakat bunun yanında daha önceki raporlarda da bizim eleştirdiğimiz ve ilişkilerimizin ve müzakere sürecimizin ilerlemesine katkı sağlamayacak tek yanlı olarak ortaya konulmuş görüşler var. Belli noktalardan ve belli kesimlerden bilgi alarak rapora yansıtılan konular var” diyor.

Çonkar, özellikle son terörle mücadele operasyonları konusunda raporda yer alan ifadelere tepkili: “Türkiye bu operasyonları yaparken sivillerle ilgili konularda yeterince hassasiyet göstermiyormuş gibi, insan haklarına saygı noktasında eksiklikler varmış gibi bir üslup görüyoruz. Bunları doğru bulmuyoruz, çünkü ülkemiz terörle mücadelede son derece hassas hareket ediyor ve sivillerin zarar görmemesi için, onların terörün oluşturduğu ortamdan en az etkilenecek şekilde operasyonları tamamlamak için çok büyük gayret gösterirken, burada bu dilin bunu tam olarak yansıtmadığını görebiliyoruz”.

Berat Çonkar, taslak raporda Kıbrıs, medya özgürlüğü ve Türk-Yunan ilişkileri konusundaki ifadeleri Türkiye açısından rahatsız edici bulduğunu da saklamıyor.

Türk parlamenter heyetinin Strasbourg temasları sırasında özellikle raportör Kati Piri ile yapılacak görüşme merak konusuydu. Piri, Şubat ayı içinde Diyarbakır’ı ziyaret etmiş, bu ziyaretiyle ilgili bazı bilgileri sosyal medyada paylaşmış, kullandığı ifadeler Türkiye’nin AB Bakanı Volkan Bozkır tarafından sert dille eleştirilmişti. Bozkır, yayımladığı mesajda, Piri’yi “Türkiye meselesi hakkında tarafsızlığını yitirmiş olmakla” suçlamış, “AB ülkelerinde bir terör eylemi olduğundan acıları paylaşan ve terörü kınayan, ancak Türkiye’de her gün terörist saldırılarla canlarımız giderken bunu savaş gibi göstermeye çalışan hiçbir anlayışı kabul etmemiz, hoş görmemiz mümkün değildir” ifadelerini kullanmıştı.

'Kati Piri gergindi, morali bozuktu'

Ahmet Berat Çongar bu hassasiyeti Kati Piri’ye bir kez daha ilettiğini, Piri’den “Kesinlikle PKK yanlısı tutumu olamayacağı, aldığı pozisyon ve yaptığı çalışmaların bunun kanıtı olduğu, fakat yanlış bir algı oluşmuş olabileceği ve özellikle bazı basın organlarının bu konuyla ilgili haddi aşan derecede kendisini itham eden, PKK yandaşı olmak gibi ağır ithamla kendisini karşı karşıya bırakan ifadelerinden alındığı” yanıtı aldığını söyledi.

CHP’li üye Niyazi Nefi Kara ise görüşmeyi “Kati Piri gergindi, morali bozuktu böyle bir ithamdan dolayı. ‘Raporda PKK’yı terörist örgüt olarak niteliyoruz’ dedi. Gerçekten de öyle. Şu ana kadar görüştüğümüz kimse bunun aksini söylemedi” ifadeleriyle aktardı.

AP üyeleriyle görüşen HDP’li vekiller ise raporda Güneydoğu’da yaşananlara “yeterince yer verilmediği” görüşündeler. Osman Baydemir, Strasbourg’da bulunma sebebini, “Türkiye’de son 10 aydır yaşanan hukuk dışılıklar, giderek totaliter bir rejimin inşasına dair yaşanan trajik gelişmeler ve bütün bunlarla birlikte bir çıkış yolu bulmak, bir kez daha müzakere masasına geri dönmenin yollarını zorlamak, bir kez daha, çok açık söylüyorum, Türkiye’nin bir askeri darbeye gitmesini önlemenin çabası olarak buradayız” şeklinde açıklıyor.

‘HDP’nin 3 talebi var’

Baydemir AB ve AP’den üç talepte bulunduklarını söylüyor: “Birincisi, AB’nin Türkiye’nin sivillere yönelik saldırılarını durdurması konusunda aktif rol oynaması. İkinci olarak, derhal karşılıklı bir ateşkesin yaşanaması konusunda rol üstlenmesi. Üçüncüsü ise Türkiye’deki barış müzakereleri diyaloğunda AB’nin arabulucu misyonu üstlenmesi”.

Görüşmelerde medya özgürlüğü ve Türkiye ile AB arasında sığınmacılar konusundaki tartışma ve müzakereler de gündeme geldi. Görüştükleri Avrupalı parlamenterlerin, Türkiye’nin üstündeki sığınmacı yükünün AB tarafından paylaşılması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını belirten Niyazi Nefi Kara, “O konuda hak veriyorlar, özellikle Alman parlamenterler bu konuda çok kaygılılar. Tabii ki, AB’nin tamamı aynı duyarlılıkta değil. Kendi içlerinde sorunları olduğunu görüyoruz” diyor. Kara, görüştükleri parlamenterlerin, Türk vatandaşları için vizesiz AB’nin Haziran ayında mümkün olmadığını söylediklerini de belirtiyor.

Osman Baydemir ise AB ile Türkiye’nin sığınmacılar konusunda “pazarlık” yapmasına karşı olduğunu söylüyor: “Suriye’de özellikle sivil halk ve mültecilerin yaşamış olduğu trajediyi ekonomik ve siyasi müzakere konusu yapmak AB’nin tüm idealleriyle ters düşmektedir. Türkiye’nin AB üyeliğini en çok arzulayan Türkiyeli Kürt yurttaşlardan bir tanesiyim. Ancak, AB bu pazarlığı derinleştirdiği müddetçe Türkiye’ye Suriyeli göçmenlerin gelişi durmayacaktır”.