Tarhan Erdem yorumladı; seçim sistemi önerileri ne anlama geliyor?

Tarhan Erdem yorumladı; seçim sistemi önerileri ne anlama geliyor?

KONDA Yönetim Kurulu Başkanı ve Radikal gazetesi yazarı Tarhan Erdem, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı demokratikleşme paketinde önerilen 3 farklı seçim sistemini yorumladı.

Başbakan Erdoğan yeni seçim sistemi için 3 farklı alternatifi tartışmaya açtı. İlki mevcut sistemle yani yüzde 10 barajıyla devam edilmesi. Diğer öneri ise barajı yüzde 5’e çekip, 5’li gruplandırmayla ‘Daraltılmış Bölge Seçim Sistemi’nin uygulanması. Üçüncü seçenek olarak da, ülke barajını tamamen kaldırılıp ‘Dar Bölge Seçim Sistemi’nin getirilmesi.

Bu sistemlerin nasıl işlediğini, avantaj ve dezavantajlarını Tarhan Erdem Vatan gazetesine yorumladı. Erdem şunları söyledi:

‘Çoğunluk sistemi’

 

“Teklif edilen iki öneriden biri olan dar bölge, çoğunluk sistemidir. Dar bölge seçim sisteminde 81 il yerine 550 seçim bölgesi olacak en çok oyu alan parti bir milletvekilliğini kazanacak. Seçim bölgeleri ise nüfus ve seçmen sayılarına göre birleştirilip, dağıtılacak. Toplamda 550 seçim bölgesinden 550 milletvekili seçilecek. Örneğin İstanbul’un seçmen sayısı az olan Şile ve Beykoz ilçeleri birleştirilerek bir seçim bölgesi haline getirilecek. Burada en yüksek oyu alan parti veya aday milletvekili olarak Meclis’e gidecek.”

 

‘CHP’li bölgelerin durumu’

 

“CHP seçmenin yoğun olduğu Kadıköy veya Beşiktaş gibi ilçelerin Ak Parti’nin yüksek oy aldığı ilçeler ile birleştirilmesi söz konusu olmayacak. Kadıköy’ün iki mahallesi 1 milletvekili çıkaracak büyüklükte. Dar bölge seçim sistemine bir örnek de Çatalca’dan verelim. Çatalca’nın seçmen sayısı 45 bin. 100 seçmeni bulunan Silivri ile birleştirilip bir seçim bölgesi haline getirilecek. Bu durumda son seçimlerde birinci olan CHP oylarını muhafaza ederse bir milletvekili çıkaracak. Birbirine komşu olmayan il veya ilçeler birleştirilmeyecek. Yani Silivri’nin Gaziosmanpaşa ile birleştirilmesi mümkün olmayacak.”

 

‘İki turlu seçim olmalı’

 

“Önerilen sistemin eksik yanları var. Sistem için tam olarak nispi sistem denilemez. Yüzde 50’yi geçemeyen ancak en yüksek oyu alan iki parti yeniden yarışa girmeli. Yani iki turlu seçim olmalı. En yüksek oyu alan partinin milletvekilliğini kazanması temsil açısından daha doğru. Seçmenin yüzde 50’sinden fazla oy alamayan ancak birinci çıkan partinin milletvekilliği kazanması temsilde eksiklik yaratır.”

 

‘5’li sistemde üst sınır olmalı’

 

“Erdoğan’ın önerdiği diğer sistem ise barajın yüzde 5’e çekilip 5’li gruplandırma ile daraltılmış bölge oluşturulması. Burada seçim bölgelerindeki milletvekili sayısının 5 ile sınırlı kalmaması önem taşıyor. Bütün seçim bölgelerinden sadece 5 milletvekili mi çıkacak, yoksa üst sınır 12 veya 14 olarak mı belirlenecek. Şayet Başbakan tüm seçim bölgelerinin beşli milletvekili olmasından yana olursa doğru olmaz. Üst sınırın seçmen sayısına göre 12 veya 14 olması daha doğru olacaktır. Şu an için 1 ile 5 milletvekili çıkaran 44 il bulunuyor. Yeni sistemde bu iller birleştirilecek ve 25 bölge haline getirilecek. Şayet tavan sayı 14 milletvekilliği olursa 33 aynen kalacak demektir. Buradaki sakınca, 44 ilin ikisini birleştirdikten sonra seçilen vekilin hangi ili temsil ettiği olacaktır. Tartışmalar yaşanabilir. Kısaca seçilen kişi nerenin milletvekili olacaktır.”

 

‘İstanbul 7 bölge olur’

 

“Örnekle açıklayalım. Diyelim ki seçim bölgelerinde üst sınır 12 milletvekili olarak belirlendi. Bu durumda İstanbul 3 seçim bölgesi yerine 7 bölgeye ayrılacak. Her bölge meclise 12 vekil yollayacak ve toplamda 84 vekil İstanbul’u temsil edecek. Yine bu sistemde 5’ten az milletvekili çıkaran yerlerin birleştirilmesi söz konusu. Örneğin Gümüşhane ile Erzincan birleştirilerek tek seçim bölgesi haline getirilecek ve bu bölgeden 5 milletvekili seçilecek. Bir de Karadeniz’den örnek verelim. Seçim sistemi yüzde 5’e çekilip 5’li gruplandırma ile daraltılmış bölge oluşturuldu. Bu durumda Rize-Artvin birleştirilip 5’li gruplandırma yapılacak. Diyelim ki seçimde de Ak Parti yüzde 40, CHP yüzde 35, MHP yüzde 15, diğer partiler de yüzde 10‘u paylaştılar. Bu durumda Ak Parti 2, CHP 2, MHP ise 1 milletvekilini Meclise gönderecek.”

 

‘Yerel yönetim reformu şart’

 

“Dar bölgedeki en büyük sıkıntı ise siyasi parti rejimi yerine şahıslar eksenli bir siyasetin hakim olması. Bu durumda bölgecilik siyasetin önüne geçecektir. Demokratikleşme paketinde öncelikle yerinden yönetim reformlarının yapılması gerekir. Böylelikle seçilen bir milletvekili kendi bölgesi yerine Türkiye meseleleriyle ilgilenir.”