T24 Haber
Gaziantep / Cihat Öztürk
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde en ağır hasar alan yerlerden biri de Gaziantep’in merkezinde bulunan tarihi Antep Kalesi. Antep Kalesi’nin restore edilen kısımları depremle birlikte yıkıldı. Antep Kalesi'nin sadece restore edilen bölümlerinin yıkılması ise akıllara “yanlış restorasyon mu yapıldı?” sorusunu getirdi.
Yaklaşık 12 yıl önce restore edilmeye başlanan tarihi Antep Kalesi’nin depremde yıkılan kısımlarını Tarihçi - Yazar Murad Uçaner’le konuştuk.
Antep Kalesi'nin restorasyonunun 12 yıl önce başladığını ifade eden Tarihçi Uçaner, bu restorasyonun depreme kadar tam anlamıyla tamamlanmadığını belirterek şunları anlattı:
"Restorasyon mantığını gerçek anlamda yapılan bir restorasyon olarak göremedik. İlk etapta 8-10 tane müteahhit firmanın değişimini gördük. Restorasyon çalışması adı altında kalenin orijinal dokusuna ve estetiğine zarar verildi. Görünen kısımlarına baktığımızda ise restorasyon adı altında yapılan çalışmalarda buraya sonradan eklenen, yerleştirilen unsurların tamamen yıkıldığını görüyoruz. Restorasyon başladığında bunun bilimsel bir zeminde ilerlemesi konusunda sadece ben değil kentteki Mimarlar Odası da dahil başka restoratör arkadaşlar da uyarılarda bulunmasına rağmen yanlış şekilde yapıldı. İşin acı tarafı milyonlarca lira paranın da boşa gittiğini görüyoruz.
Burada Belediyenin, Valiliğin, sivil toplum örgütlerinin ve halkın da bu restorasyon çalışmalarının denetiminde yeteri kadar görev almadığını görüyoruz. Kentin sembolü olarak kabul edilen Antep Kalesi’nin mülkiyetinin kime ait olduğu da belli değil. Mülkiyetsiz bir yapı olarak duruyor. Aldığım bir duyuma göre Avrupa Birliğinden alınacak bir fon şayet sağlanmış olsaydı mülkiyeti Büyükşehir Belediyesine geçecekti. O fon da fon veren kuruluşların daha önce yapılan uygulamaların yanlışlığını görerek vermemesinden dolayı şu an mülkiyeti belli olmayan bir durumda.”
Restorasyon uygulanmayan bölümlerde herhangi bir hasar olmadığı söyleyen Tarihçi Uçaner, “Bugüne kadar yapılan restorasyonda 35-40 milyon liralık bir harcamadan bahsediliyor. Bu para nereye gitti, nasıl harcandı kimler bu paranın boşa harcanmasına göz yumdu bunların irdelenmesi gerekiyor. Geçmişte yapılan hataları eleştirmek gayet kolay ama daha önemlisi bu felaket veya benzeri olaylar yaşansa da yaşanmasa da gelecekte yapılacak restorasyon çalışmalarının daha denetimli ve bilimsel metotlara uygun yapılmasıdır. Antep Kalesi ne kadar büyük hasar gördü, depremden ne kadar etkilendi, temel yapıda oluşan bozukluklar ne durumda, hepsi tespit edilerek bu işin sorumluluğunu yerelde restorasyon yapan firmalara vermektense UNESCO’dan dahi fikir alarak uluslararası denetime açık bir restorasyon uygulaması yapılmasını bekliyoruz” dedi.
Kalenin restorasyondan önceki fotoğraflarını incelediklerini belirten Uçaner, 70 yaşlarındaki bir arkadaşının “Kale tam da benim çocukluğumdaki hâline döndü" dediğini aktardı. Uçaner, sözlerinin devamında Yani çocukluğumdaki hâline döndü demesi de 1940’ların sonu 1950’lerin başında harabe görünümüne döndüğünü söylüyor. Burada gerçekten yapılabilecek önemli şeyler var ama yangından mal kaçırır gibi bir restorasyon mantığıyla veya işte yara bantları yapıştırmayla değil gerçekten büyük bir cerrahi müdahale gerektiğini düşünüyorum. Bilimsel verilere göre bir restorasyon planının çıkartılması gerektiğini düşünüyorum ben” dedi.