Tarihi Hasan Paşa Hanı'na cam balkon

Tarihi Hasan Paşa Hanı'na cam balkon

İşletmelerin hizmetine verilen birinci dereceden tescilli Diyarbakır'daki Hasan Paşa Hanı'nın balkonları, işletme sahipleri tarafından cam balkona dönüştürüldü.

Tescilli Kültür Varlıkları Listesi’nde yer alan tarihi Diyarbakır evlerinin Sur'da 2015'teki yasaklar sonrası kepçelerle yıkılmasıyla başlayan ve Diyarbakır surlarının taşlarının sökülüp satılmasıyla devam eden kültür varlıklarının tahribi, Hasan Paşa Hanı’yla devam ediyor. Bu defa da günde binlerce turisti ağırlayan Hasan Paşa Hanı, işletmecilerin müşteri hırsının kurbanı oldu. İşletme karşılığı kiraya verilen Diyarbakır'ın birinci derecen tescilli yapıları arasındaki tarihi Hasan Paşa Hanı'na işletme sahipleri cam balkonlar yaptı. 

Tescilli 700 yapı arasında

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun Tescili Kültür Varlıkları Listesi’nde yer alan Diyarbakır'daki yaklaşık 700 yapı arasında bulunan Hasa Paşa Hanı'nın alt ve üst katlarındaki tüm balkonları cam balkona çevrildi. 
 
Olumsuz hava koşulları ve iç mekânların sınırlılığı nedeniyle müşteri kaybeden işletme sahipleri, müşteri kapasitelerini artırmak için Hasan Paşa Hanı'nın saçak, eyvan ve balkonlarına cam balkon yaptı. Tarihi yapıyla uyumsuz bir görüntü sergileyen cam balkonların demir profilleri tarihi yapının duvarlarına çivilenerek, yapıda tahribat oluşturuldu. 
 
Hanın tarihi dokusunu bozan cam balkonların takılmasına, hanın 300 metre uzağında bulunan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü ise seyirci kaldı.

"Son dönemdeki o cezasızlık durumu bu tür uygulamaların önünü açtı"

Hasan Paşa Hanı'na esnafın yaptığı ve yetkililerin göz yumduğu tahribatı değerlendiren TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, “Doğru bir uygulama değildir, çünkü orası tescilli kamu yapısı niteliği vardır. Dolayısıyla yapılacak herhangi bir müdahalenin kesinlikle Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü tarafından denetlenip, uygulama yapılması gerekir, ama maalesef son dönemdeki o cezasızlık durumu, 3 yıldır Sur'daki olaylar, tarihe yaklaşım, bu tür uygulamaların önünü açtı" diye konuştu.

"Bir çivi dahi çakılamaz"

"Sur, bir denetimsizlik durumu, kontrolsüzlük durumunun uygulandığı bir bölge oldu" diyen Aydın, şöyle devam etti:
 
"Oysaki Sur'da bir çivi dahi çakıldığında Korumu Kurulu’nun müsaadesiyle, kontrolünde yapılması gerekir, ama bu yapılmadı. Dolayısıyla bu Koruma Kurulu, bir yerde de Sur Belediyesinin de görevidir. Bir yerde kurumlar bu işlerini yapmamaktadırlar. Bir yerde artık sorumluluklarını yerine getirmiyor. Biz kurumlara sorumluluklarını hatırlatma kurumuna dönüşmüşüz. Dolayısıyla böyle bir uygulamanın kabul edilebilir bir yanı kesinlikle yoktur, çünkü tescilli yapı denildi mi artık kişinin kendi mülkü olsa dahi tüm insanlığın ortak mirası, değeri olduğu için böyle müdahaleler yapılamaz. Yapı onun mülkü dahi olsa bunu yapamaz. Ortak mirasa böyle yaklaşılamaz. Bu noktada Koruma Kurulu’nun, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün ve Sur Belediyesi’nin görevini yapması lazım.”