Tarihi protokolde 'soykırım' krizi aşıldı, imzalar atıldı

Tarihi protokolde 'soykırım' krizi aşıldı, imzalar atıldı
T24 -  Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin tarihi protokoller, Ermenistan tarafının son anda çıkardığı krize rağmen ABD ve AB yönetimlerinin de devreye girmesiyle imzalandı. Saatler süren krizin aşılmasına karşın imza töreninden sonra yapılması planan konuşmalar, metinler üzerinde mutabakat sağlanamaması nedeniyle iptal edildi. Diaspora protokollere tepkili(sd)Ermenistan'ı ezdirmeyin'(sd)Bakü'nün yorumu: Çıkarlarımıza aykırı(sd)AB Komisyonu protokolden memnun(sd)Bugüne kadar aralarındaki ilişkiyi 1915 olaylarının gölgesinden kurtaramayan Türkiye ve Ermenistan, bu olayların yarattığı kısır döngüyü kırma yönünde tarihi öneme sahip bir adım attı. Aylar süren müzakerelerin ardından İsviçre’nin Zürih kentinde bir araya gelen Türk Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini ve diplomatik ilişki kurulmasını sağlayacak iki protokole imza attılar. Son dakikada Ermenistan kaynaklı olarak yaşanan kriz imza törenini tehlikeye soksa da ABD ve İsviçre’nin devreye girmesiyle kriz aşıldı.‘Ön koşulsuz’ anlaşmazlığıİmzaların atılmasını tehlikeye sokan gelişmenin temelinde Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan’ın, Davutoğlu’nun tören sonrasında yapacağı konuşmanın metnine yaptığı itiraz yer alıyor. Konuşmasını “bütüncül bir yaklaşımla” hazırlayan ve Yukarı Karabağ sorununa doğrudan atıf yapmadan bölgenin istikrarına vurgu yapan Türkiye’nin kullandığı ifadeler Nalbantyan’ı rahatsız etti. Ermeni Bakan, Davutoğlu’nun konuşma metnindeki “Kafkasya’da barış, Kafkasya’da istikrar” kavramlarının vurgulanmasına itiraz etti.  Nalbantyan, protokollerle Yukarı Karabağ sorunu arasında paralellik kurulduğu algılamasına yol açabilecek ifadelere yer verilmemesini talep etti. Ermenistan, “Bu protokollerle Yukarı Karabağ arasında bağ yok. Bu bağ kurulmamalı. Bu süreç ön koşulsuz olarak sürmeli” mesajı verdi. Ermenistan’ın bu mesajının Nalbantyan’ın yapacağı konuşmada da yer aldığının ve bu metinde “ön koşulsuz” ifadesinin kullanıldığının belirlenmesi üzerine Türkiye de buna itiraz etti. Davutoğlu’nun itiraz ettiği ‘Without precondition!’ kelimeleri ise “Ön şart olmaksızın” anlamına geliyordu. Clinton'un ikna çabasıKrizin tırmanması üzerine Davutoğlu, Ankara’yla temasa geçerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bilgilendirdi. Yapılan bilgilendirmede “tören sonunda konuşma yapılmaması” formülü üzerinde durulduğu Ankara’ya iletildi. Ermenistan’ın itirazlarını tırmandırması üzerine Türkiye, İsviçre aracılığıyla “O halde tören sonrasında konuşma yapmayalım” formülünü resmileştirdi. Bu öneriye ABD, Rusya ve Fransa tam destek verdi. 

ABD ve AB aktif destek verecekMutlaka konuşmayı yapmak isteyen Nalbantyan yine direnince bu kez ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton baskısını artırarak Ermenistan’ı “konuşmasız tören” konusunda ikna etti. Ardından, Davutoğlu ve Nalbantyan kameraların karşısına geçerek tarihi öneme sahip iki protokole imza attılar. Bu aşamadan sonra gözler artık belgelerin onay sürecine çevrildi. Amerikan yönetimi bundan sonraki dönemde taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesi amacıyla diplomatik düzeyde yardımcı olmaya hazır. Bölgede barış ve istikrarın yerleşmesini öncelikli çıkarları arasında gören ABD, iki ülke arasındaki normalleşme sürecine en üst düzeyde destek veriyor. Bu çerçevede ABD Başkanı Barack Obama, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ı aradı. Ankara-Erivan yakınlaşmasını yakından izleyen ve teşvik edenler arasında Avrupa Birliği de var. Brüksel, atılan imzaların hem Türkiye’nin hem de Ermenistan’ın AB’yle ilişkilerine çok olumlu katkı yapacağını gizlemiyor.

Zürih’te nefes kesen dakikalar17.30 Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Başkanı Hillary Clinton görüştü.17.50 AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana geldi.17.54 Basın törenin yapılacağı salona alındı.17.55 Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner geldi.17.58 Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov geldi.18.20 Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu geldi.18.25 Kriz haberleri gelmeye başladı.18.30 Basın tören mekânından çıkarıldı.19.39 AB açıklama yaparak “imzayı” kutladı.19.47 ABD Dışişleri Bakanı Clinton geldi.19.49 Ermeni asıllı şarkıcı ve Ermenistan’ın İsviçre Büyükelçisi Charles Aznavour ve  Ermeni heyeti geldi.20.39 AB “kutlama” açıklamasını geri çekti.21.10 Krizin aşıldığı ve belgenin imzalanacağı haberi geldi.21.13 Heyetler salona girdi.21.17 İmzalar atıldı. İmzaların tamamlanması  5 dakika sürdü.

ABD: 1915’e değil 2009’a bakıyoruzABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, Türk-Ermeni ilişkilerinde ABD Dışişleri Bakanlığı olarak 1915 olaylarına değil, “2009’a odaklandıklarını” söyledi. Crowley, önceki gün Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, “Başkan Barack Obama, adaylığı sırasında 1915 olaylarından ‘soykırım’ diye söz etti, ancak başkan olunca bu ifadeyi kullanmadı. Bu değişikliğin nedeni ne?” şeklindeki soruyu yanıtladı. Obama’nın 24 Nisan’da yaptığı açıklamanın, yönetimin bu konudaki tutumunu yansıttığını belirten Crowley, “Biz Dışişleri Bakanlığı’nda 2009’a odaklanmış durumdayız ve bu nedenle Dışişleri Bakanı Clinton, Rusya ve Fransa’nın dışişleri bakanları ve (AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi) Solana ile birlikte Zürih’te. Çünkü uzun bir sürecin ardından Türkiye ve Ermenistan tarafından atılan bu adımın öneminin farkındalar” dedi.

Son fotoğraf çok şey anlatıyorZürih Üniversitesi dün en hareketli ve kaotik günlerinden birini yaşadı. Herkesin “Oldu bu iş” havasında ve gülücükler saçarak geldiği üniversitede bir kaç saat sonra yaşanacaklar “küçük bir olasılık” olarak bile değerlendirilmiyordu. Ev sahipliği yapan İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy Rey’in ilk karşıladığı konuk Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi Javier Solana oldu. Onu izleyen Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da imza aşamasından duydukları memnuniyeti net bir şekilde ortaya koyan bir tavır içindeydi.Tarihi anBeklenen protokol Türkiye ve Ermenistan Dışişleri bakanları Ahmet Davutoğlu ile Eduard Nalbantyan tarafından imzalandı. İmzalar atılırken, Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Javier Solana İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arkalarında ayakta durdu. Öpmeyen tek bakanBu aşamadan sonra ise gözler süreç açısından kilit öneme sahip olan ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı aramaya başladı. Ancak bu bekleyiş oldukça uzun sürdü, çünkü imza töreniyle ilgili pürüz olduğu bilgisini alan Clinton, yola çıkmasına rağmen ani bir kararla geri dönerek otelinde kaldı. Kriz haberlerinin gelmeye başladığı aşamada ise, Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu tören mekanına geldi. Karşılamada Calmy Rey’i öpmeyen tek erkek Dışişleri Bakanı da Davutoğlu’ydu.Kriz sinyallerinin yoğunlaşması ve Clinton ile Nalbantyan’ın gelmeyeceğinin anlaşılması üzerine tören hazırlıkları askıya alındı ve törenin yapılacağı salon boşaltıldı. Bundan sonrası tam bir kaos ve bilgi kirliliği ortamında geçti. Yaklaşık üç saatlik bir bekleyişin ardından tören salonuna girildiğinde ortaya çıkan fotoğraf çok şeyi anlatır nitelikteydi. Salonda gülümseyen, kendine güveni hissedilen ve rahat bir profil çizen Davutoğlu’na karşı sıkıntı içinde olduğu gergin yüz hatlarından okunan, sanki ilişkileri geliştirecek bir protokol değil ölüm fermanı imzalayan bir ruh hali içindeki Nalbantyan vardı.

Tarihi protokoller neler içeriyor?

1. PROTOKOL

Türkiye ile Ermenistan, paraf ettikleri protokol ile diplomatik ilişki kurulması ve karşılıklı olarak diplomatik temsilcilik açılması konusunda anlaştı.

"Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına Dair Protokol", iki ülke arasındaki mevcut sınırın karşılıklı olarak tanınmasını da öngörüyor.

Protokol çerçevesinde, Türkiye ile Ermenistan, gerek ikili gerekse uluslararası ilişkilerinde, "eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı" ilkelerine saygılı olacak.

İki ülke protokolle ayrıca, aradaki mevcut sınırı uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanıyarak, ortak sınırın açılmasını kararlaştırıyor.

Protokole göre iki ülke, terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınmayı ve teröre karşı mücadelede işbirliğine gitmeyi taahhüt ediyor.

Tarihi protokolün metni

Protokol şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti, Aynı gün imzalanan ilişkilerin geliştirilmesi hakkında Protokol'de öngörüldüğü şekilde, halklarının yararına hizmet etmek amacıyla iyi komşuluk ilişkileri tesis etmeyi, siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda ikili ilişkileri geliştirmeyi arzulayarak, Birleşmiş Milletler Şartı, Helsinki Nihai Senedi, Yeni Avrupa için Paris Şartı çerçevesindeki yükümlülüklerine atıfta bulunarak,

İkili ve uluslararası ilişkilerinde, eşitlik, egemenlik, diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeme, toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygılı olacakları ve bu ilkelere saygı gösterilmesini sağlayacakları yönündeki taahhütlerini teyit ederek,

İki ülke arasında güven ve itimat ortamı oluşturulmasının ve bunun muhafaza edilmesinin, tüm bölgede barışın, güvenliğin ve istikrarın kuvvetlenmesine katkıda bulunacağını, güç kullanımından ya da güç kullanma tehdidinden imtina etme, anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümü, insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasının önemini akılda tutarak,

İki ülke arasındaki mevcut sınırın uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı olarak tanındığını teyit ederek, Ortak sınırın açılması hususunda aldıkları kararı vurgulayarak,

İyi komşuluk ilişkileri anlayışıyla bağdaşmayacak herhangi bir siyaset izlemeyeceklerine dair taahhütlerini yineleyerek, Hangi nedenle olursa olsun terörizmin tüm biçimlerini, şiddeti ve aşırıcılığı kınayarak, bu tür eylemlerin teşvikinden veya müsamaha görmesinden kaçınılacağını ve bunlara karşı mücadelede işbirliğine gidileceğini taahhüt ederek,

Ortak çıkarlar ve iyi niyet zemininde, barış, karşılıklı anlayış ve uyum hedefleri doğrultusunda ilişkileri için yeni bir model geliştirme ve istikamet belirleme iradelerini teyit ederek, 1961 tarihli Diplomatik İlişkilere Dair Viyana Sözleşmesi uyarınca bu Protokolün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diplomatik ilişki kurulması ve karşılıklı olarak diplomatik temsilcilik açılması hususunda anlaşmışlardır."

Metinde, "protokolün ve imzalanan diğer protokolün aynı gün ve esasen onay belgelerinin değişimini takip eden ilk ayın ilk günü yürürlüğe gireceği" belirtiliyor.

Türk Dışişleri'nin açıklamasında, "Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti, İsviçre'nin desteğiyle ortak gayretlerini sürdürme konusunda kararlıdırlar" denildi.

2. PROTOKOL

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin geliştirilmesi, iki tarafça dün paraf edilen "Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol" ile kararlaştırıldı.

İki ülke arasında dün diplomatik ilişkilerin kurulmasına dair protokol ile birlikte paraf edilen ilişkilerin geliştirilmesi protokolü, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri her alanda geliştirmeyi hedefliyor ve bu çerçevede bazı somut adımlar atıyor.

Bu adımların başında, ortak sınırın, protokolün yürürlüğe girmesinden sonraki iki aylık bir süre içinde açılması yer alıyor. İki ülke ayrıca çeşitli alanlarda ve düzeylerde komisyonlar kurmayı kararlaştırırken, uluslararası uzmanların da katılımıyla tarihsel boyuta ilişkin bir alt komisyon kuruluyor.

"Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti, Aynı gün imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması Protokolü rehberliğinde, İkili ilişkilerini karşılıklı çıkarlara saygı ve güven temelinde geliştirme hedeflerini göz önünde bulundurarak, İkili ilişkilerini iki ülkenin ortak çıkarları temelinde, siyasi, ekonomik, enerji, ulaştırma, bilimsel, teknik, kültürel ve diğer alanlarda geliştirmeye ve ilerletmeye kararlı olarak, Uluslararası ve bölgesel örgütlerde işbirliğinin, iki ülke arasında özellikle BM, AGİT, Avrupa Konseyi, Avrupa-Atlantik İşbirliği Konseyi ve KEİ kapsamında geliştirilmesine destek vererek, İki devletin, bölgede demokratik ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanması, bölgesel istikrar ve güvenin arttırılması için işbirliği yapmak yönündeki ortak amaçlarını dikkate alarak, Bölgesel ve uluslararası uyuşmazlık ve çatışmaların uluslararası hukuk ilkeleri ve normları temelinde barışçı şekilde çözümlenmesi hususundaki taahhütlerini tekrarlayarak, Terörizm, sınır aşan örgütlü suçlar, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi bölgeye ve dünya güvenliği ve istikrarına yönelik ortak güvenlik tehditleri konusunda uluslararası toplumun eylemlerini güçlü şekilde desteklemeye hazır olduklarını yeniden vurgulayarak,

1. Bu Protokolün yürürlüğe girmesinden itibaren 2 ay içerisinde ortak sınırın açılması hususunda anlaşmışlardır,

2. Her iki ülkenin Dışişleri Bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştirilmesi, İki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelemesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması, İki ülke arasında mevcut ulaştırma, iletişim, enerji altyapısı ve şebekelerinden en iyi şekilde istifade edilmesi ve bu yönde tedbirler alınması, İki ülke arasında işbirliğini güçlendirmek amacıyla ikili hukuki çerçevenin geliştirilmesi, İlgili kurumlar arasında ilişkilerin desteklenmesi ve uzman ve öğrenci değişimini teşvik etmek yoluyla bilim ve eğitim alanlarında işbirliği yapılması ve iki tarafa ait kültürel mirasın korunması ve ortak kültürel projelerin başlatılması amacıyla harekete geçilmesi, İki ülkenin vatandaşlarına gerekli yardımı ve korumayı sağlayabilmek için 1963 tarihli Konsolosluk İlişkilerine dair Viyana Sözleşmesi uyarınca konsolosluk alanında işbirliği tesis edilmesi, İki ülke arasında ticaret, turizm ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla somut tedbirler alınması, Çevre konularına ilişkin diyalog kurulması ve işbirliğinin güçlendirilmesi, hususlarında anlaşmışlardır.

3. Ayrıca, bu Protokol'ün 2. işlem paragrafında ifade edilen yükümlülüklerin hızlı bir şekilde uygulanmasını teminen, ayrı alt komisyonları da kapsayan Hükümetlerarası bir ikili Komisyon'un kurulması hususunda anlaşmışlardır. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere işbu Protokolün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra iki Dışişleri Bakanı başkanlığında bir çalışma grubu oluşturulacaktır. Bu çalışma kuralları, işbu Protokol'ün yürürlüğe girmesini izleyen 3 ay içerisinde Bakanlar seviyesinde onaylanacaktır. Hükümetlerarası komisyon anılan çalışma kurallarının kabul edilmesinin hemen ardından ilk toplantısını gerçekleştirecektir. Alt komisyonlar bu andan itibaren en geç 1 ay içerisinde çalışmalarına başlayacak ve görevlerini tamamlayana dek ara vermeden çalışacaklardır. Uygun olması halinde alt-komisyonlara uluslararası uzmanlar da katılacaktır."

Protokolün ek belgesi

Söz konusu protokolün ek belgesinde de uygulamaya ve ilişkilerin nasıl geliştirileceğine dair unsurlar ve zaman çizelgesi yer alıyor. Ek Belge'ye göre:

Atılacak adımlar: 1. Ortak sınırın açılması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra iki aylık bir süre içinde 2. İki Dışişleri Bakanının başkanlığında, hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere bir çalışma grubunun oluşturulması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesini izleyen günden 2 ay sonra 3. Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanması: Türkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolünün yürürlüğe girmesinden sonra 3 aylık bir süre içinde

4. Hükümetlerarası komisyonun ilk toplantısının düzenlenmesi: Hükümetlerarası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının Bakanlar düzeyinde onaylanmasından hemen sonra 5. Aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları: -siyasi istişare alt komisyonu; -ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri alt komisyonu; -hukuki konulara ilişkin alt komisyon; -bilim ve eğitim alt komisyonu; -ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu; -çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon; ve -tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mevcut sorunların tanımlanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel incelenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması: (Bu diyalogda Türk, Ermeni ve İsviçre temsilcileri ile diğer uluslararası uzmanlar da yer alacaklardır.) Hükümetlararası komisyonun ilk toplantısından en geç bir ay sonra."

Protokol yürürlüğe girince ne olacak?

Protokolün yürürlüğe girmesinden iki ay sonra dışişleri bakanlarına bağlı bir çalışma grubu kurulacak. Bu grup, alt komisyonların çalışma şeklini hazırlayacak.

Protokolün yürürlüğe girmesinden 3 ay sonra ise alt komisyonların yaptığı çalışmaların onaylanma süreci başlayacak.

Daha sonra hükümetlerarası komisyon toplantılarının organizasyonuna gidilecek.

Hükümetler arasında komisyon toplantısının ardından en az bir ay sonra, siyasi temsilcilik, taşımcılık, iletişim, enerji altyapıları, ticaret, turizm ile ekonomik işbirliği, çevresel konular ile birlikte Ermeni, Türk ve hatta İsviçreli tarihçilerden oluşacak bir tarih alt komisyonu kurulması kararlaştırıldı.

Davutoğlu'nun açıklaması çelişiyor mu?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, krizden önce yaptığı açıklamada, Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasının şu anın işi olmadığını söyledi ve "Bunun için uzun bir süreç gerekiyor" dedi.

Davutoğlu, "Türkiye'nin, Ermenistan ile ilişki kurmayı ve Güney Kafkasya'da ilişkilerin normalleşmesini istediğini" söyledi.

Ahmet Davutoğlu, Şam'dan Lefkoşa'ya giderken uçakta Reuters Ajansı'na yaptığı açıklamada, "diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılması"konusunda Türkiye ve Ermenistan tarafından yapılan ortak açıklama konusunda, "Bu bir süreçtir ve bittiğinde sadece Türk-Ermeni sınırı değil, birçok sınır açılacak" dedi.

Davutoğlu, "açılacak birçok sınır" ifadesiyle ilgili olarak da, Azerbaycan-Ermenistan sınırını örnek gösterdi. Türkiye'nin, 1993'te Ermenistan ile olan sınırlarını kapatmasına neden olan Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesinin Ermeni güçleri tarafından işgali konusuna da değinen Davutoğlu, "bölgedeki bu sorunun da mutlaka çözülmesi gerektiğini" vurguladı.

Davutoğlu, "Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek istiyoruz, fakat aynı zamanda Yukarı Karabağ da dahil olmak üzere Güney Kafkasya'daki tüm ilişkilerin normalleştirilmesini istiyoruz. Bu, bölgede kalıcı, istikrarlı bir barış ve istikrarın olmasını sağlar.Kafkaslar, etnik gerilim ve dondurulmuş sorunlar nedeniyle çok acı çekti" diye konuştu. Dondurulmuş sorunları elde tutulan patlamaya hazır bomba olarak tanımlayan ve bunu Kafkasya ile Balkanlar'daki deneyimleri sonucu çok iyi bildiklerini belirten Davutoğluki, "Eğer bunları kontrol edemezsek, elimizde patlarlar" dedi.

Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesini amaçlayan "yol haritası"nın açıklanmasından sonra Azerbaycan'ın Türkiye'ye büyük tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "'Bu adımın atılmasından sonra uluslararası toplumun bölgedeki dondurulmuş sorunlara, özellikle de Yukarı Karabağ'a odaklanacağını umuyoruz" diye konuştu.

Öte yandan Davutoğlu, bir başka açıklamasında da, "Türkiye'nin, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde Azerbaycan'ın çıkarlarını koruyacağını" söyledi.