Tarımsal SİT Alanı ilan edilen Kırklareli Ovası'nın sıfır noktasına özel bir şirket tarafından kömürlü termik santral kurulması için çalışma başlatılması, bölge halkının tepkisine neden oldu. Yüzde 84'ü tarım, yüzde 16'sı ise orman alanı üzerine kurulacak termik santralin ÇED sürecinin iptali için çalışmalar sürüyor.
Kırklareli'de 31 Mart 2018 günü özel bir şirket, Tarımsal SİT Alanı ilan edilen ve ilin sebze, meyve, hayvansal üretiminin yaklaşık yüzde 30'unu karşılayan, en verimli ayçiçeği ve buğday tarlalarının bulunduğu Kırklareli Ovası'na sıfır noktada, kömürlü termik santral kurmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık, 27 Haziran günü resmi internet sitesinden duyuru yaparak, termik santral için ÇED sürecinin başladığını bildirdi. Bakanlık ve özel şirket yetkilileri, Cuma günü santralin kurulacağı bölgenin çevresindeki vatandaşlarla İnece Beldesi'nde bilgilendirme toplantısı düzenleyecek. Kırklareli il merkezine 19 kilometre mesafede Tarımsal SİT Alanı'nın yanı başına kurulması planlanan termik santrale, başta çevreciler, köylüler ve üreticiler sert tepki gösterdi. Cuma günü yapılacak ÇED bilgilendirme toplantısı öncesinde Kırklareli'de örgütlenen çevreciler, bazı belediyeler ve sivil toplum örgütleri, sık sık köylüleri bilgilendirme toplantısı düzenleyerek, termik santralin kurulmaması için yapılacak mücadeleyi tartışıyor.
Kurulursa 122 yerleşim alanı etkilenecek
İnece Beldesi Belediye Başkanı Şehabettin Vardar, kurulacak termik santralin yaklaşık 800 bin kişiyi olumsuz etkileyeceğini belirterek, bölgede tarım ve hayvancılığın biteceğini söyledi. Vardar, "Termik santralin yapılmasını istemiyoruz. Çünkü burası birinci sınıf tarım arazisi. Türkiye'de ve bölgede Kırklareli ovasında, Kırklareli halkının yüzde 50 sebze ve meyve ihtiyacını karşılayan bir alan burası. Buralar, doğal yaşam alanları. Buranın halkı tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Çocuklarımızın geleceği ve canlılar yok olacak. Su kaynaklarımız bitecek. Bu santral kurulursa 122 yerleşim alanı etkilenecek. Yaklaşık 700-800 bin kişi yaşıyor bu alanda. Bunların zehirlenmesine izin vermeyeceğiz. Torunlarımızın, çocuklarımızın kanser olmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Termik santralin kurulacağı Dokuzhöyük Köyü Muhtarı Nazmi Kavcin, köylerinin girişindeki tabelada, 'meyve, sebze, un diyarı' diye yazdığını belirterek, "Aynı o tanıtıma uygun bir yerdir burası. Burası, Kırklareli'nin gıda ihtiyacı olan, sebze, meyve, peynir ve unu karşılayan bir yerdir. Ayrıca Dokuzhöyük bulunmasıyla tarihi bir yer burası. Bizi derinden etkileyen köyümüze bin 800 metre mesafede kurulmak istenilen bir termik santrali var. Burada 1 saate 178 ton kömür yanacak. Bunun hiç mi külü olmayacak. Burada yanan kömürde 1 saat içinde bir olimpik yüzme havuzunu dolduracak, suyun buhar olup havaya karışacak. Bunun bir anlamı var, iklimi değiştirecek. Burada yaşamı yok edecek. Geleceğimize hastalık, geleceğimize kötü bir miras bırakacağız. Belki gelecekte burayı terk edecek. Buraya bu termik santralin yapılması bizi katletmek anlamını taşıyor. Buraya termik santral istemiyoruz. Buraya yapılacak termik santral buraya konulmuş bir bombadır."
Kırklareli Kent Konseyi Çevre Komisyonu Başkanı ve Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çiğdem, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 27 Haziran 2018 yılında yaptığı duyuruda, Tarımsal SİT Alanı ilan edilen Kırklareli Ovası'nın hemen girişine termik santral duyurusu yaptığını belirterek, duyuru yapılan 500 dekarlık alanın tamamı, tarımsal üretimin yapıldığını ve yüzde 84'ü tarım, yüzde 16'sı da orman arazisi olduğunu söyledi. Tarımsal SİT Alanı ilan edilen Kırklareli Ovası'nın yaklaşık 84 bin dekar alan olduğunu belirten Çiğdem, "Termik santral kurulacak alan tamamı tarım alanı ve buradaki yapılması düşünülen faaliyetler de yeraltı suyu yaklaşık 2 bin ton günde su kullanacak. Ama kullanılacak olan bu suda kurumsal SİT olarak ilan edilen ovanın olmazsa olmazı" dedi. Kırklareli Ovası'nın 30 bin yıl sürede oluşan bir ova olduğunu söyleyen Göksal Çiğdem, "30 yıllık bir proje için böyle bir alanın yok edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Biz de bunu kabul etmiyoruz. ÇED sürecinin sonlandırılması için her türlü girişimi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu topraklar yaklaşık 8 bin 500 yıl önce Avrupa'nın yerleşik tarıma geçtiği topraklar. Bu da bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Burada yürütülecek faaliyetler sonucunda saatte 358 ton kömür yakıp, 71 ton külün 61 tonu uçucu, 11 tonu da taban külü olarak çıkacak. Burada devasa bir kül dağları oluşacak. Bu kül dağları da burada yaydığı radyasyonla, buradaki yaşamı tamamen yok edecek. Biz bunun olmaması için her türlü faaliyeti yürüteceğiz" dedi.
CHP Kırklareli Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Vecdi Gündoğdu, bölgeye kurulacak termik santral için TBMM'de araştırma önergesi ve soru önergesi verdi. Termik santralin bölgeye büyük zarar vereceğini belirten Gündoğdu, şöyle konuştu: "Hem sağlık anlamında, hem de çevresel anlamda etki değerleri de çok fazla olacağına inanıyoruz. Ve neticede baktığınızda, bununla ilgili geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanlığı'na direkt olarak araştırma önergesi verdik. Bu sadece canlıyı yok edecek birilerinin para kazanmasıyla ilgili, alakalı bir şey değil. Yaşayan her canlıya ister çiçek, böcek, insan olsun. Zarar vereceği kesin. Netice itibarıyla bu bölge Dokuzhöyük'teki kısım baktığınızda, tarımsal alan olarak zaten işaretlenmiş. Ve o tarımsal alanın hemen sıfır noktasına yapılacak bir termik santral. Orası kırmızı biberiyle ünlü her sebzenin yetiştiği bir bölge. Kırmızı biber tarhanası burada yetiştirilip Türkiye'nin çeşitli bölgelerine gönderiliyor. Bu tamamen yanlış. Bölgesel anlamda bir yanlış var. Kurulduğunu düşündüğümüzde biz çocuklarımıza hesap veremez duruma geliriz. Bu santralin buraya kurulmaması için elimizden geleni yapacağız. Avrupa'da bu termik santraller kaldırılırken, Türkiye'de verimli toprakların bulunduğu ovaya termik santral yapmak istiyorsunuz, bu tartışılır." Termik santralin kurulması planlanan bölgede buğday, ayçiçeğinin yanı sıra sebze, meyve üreten, hayvancılık yapan üreticiler, gün boyu tarlalardan topladıkları ürünleri traktörleriyle evlerine taşıyor. Üretici kadınlar, termik santrale karşı olduklarını ve istemediklerini dile getirerek, tarlalardan yetiştirdikleri organik ürünlerin yok olacağını ve üreticiliğin de biteceğini anlattı. Kadınlardan Hatice Pınar, "Köyümüzde termik santral istemiyoruz. Termik santral kurulursa doğamız katledilir. Toprağımızın kirlenmesini istemiyoruz. Çocuklarımızın bizim gibi doğal yiyecek ile bizim gibi yaşlanmalarını istiyoruz. Zehirlenmelerini istemiyoruz. Biz genç yaşta ölmek istemiyoruz. Kanser olmak istemiyoruz. Termik santral suyumuzu kirletip toprağımızı zehirleyecek" dedi.(DHA)