"Tarkan'ın İzmir konseri, Türkiye'nin neşesini çalmaya çalışan, orada burada festival, konser ve kadın sanatçıları yasaklayan küçük tiranlara ve tek adamcılara çok güzel bir cevap oldu." Banu Güven DW Türkçe'de yazdıTarkan'ın İzmir'in kurtuluşunun 100. yılında verdiği konser içinde o kadar çok şey barındırıyor ki… Sadece 100 yıl önceki bir zaferin kutlaması değildi bu konser. Aynı zamanda AKP iktidarının 20 yılda hayatları işgal edişine meydan okuyuştu. Erdoğan siyasetinin, toplumu ve ayrı ayrı her bir bireyi sıkı sıkı sarmalamaya çalıştığı zincirlerin kırıldığı bir andı."Bu Gece" şarkısının, "Kır zincilerini, gel aşka kanalım seninle" sözleri, 9 Eylül gecesi tam karşılığını buldu. Türkiye'nin neşesini çalmaya çalışan, orada burada festival, konser ve kadın sanatçıları yasaklayan, bağnazlara, yobazlara, Siyasi İslam'dan geçinen, kıymeti kendinden menkul hacı hocasından kaymakamına, küçük tiranlara çok güzel bir cevap oldu.Üşenmedim sosyal medyayı taradım. En çok rastladığım kelimelerden biri "neşe" oldu. "Neşemiz yerine geldi", "Neşelenmek nasıl bir şey, onu hatırladım" diyenler o kadar çoktu ki... Bu neşe sadece memlekettekilere değil, bir biçimde yolu gurbete düşmüş olanlara da sirayet etti. Üstelik parti, lider falan tanımayan bir neşeydi. Konya'dan Kopenhag'a Tarkan şarkıları söylendi. Laf ola demiyorum. Konya'yı bir paylaşımda gördüm, Kopenhag'da da bir arkadaşım yolda yürürken, "Şımarık" şarkısını "ınının ınının" diye söylüyor, yanındakiler de ona katılıyordu.Milyonlar "Yum gözlerini, soluksuz uçalım göklerde" diye Tarkan'a eşlik ederken, paslı zincirleri ellerinde kalakalanlar bir ihtimal sinir buhranı geçirdi. Bu ihtimal milyonların neşesini daha da artırdı.Bu konserin diğer önemi de, 20 yıldır devleti adım adım ele geçiren, sistemi toptan değiştirmek isteyen bu iktidara, "Bitmedi" demekti. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğündeki tarifinden yola çıkarak anlatalım. "Cumhuriyet - Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'tür." İşte, Tarkan'ın sahnesinin etrafında toplanan milyonlar, bugünkü tek adam rejimine "Daha bitmedi" demiş oldular.Tunç Soyer'in konuşmasıİzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in konuşması da adresini kendiliğinden buluverdi. Soyer'in, "Yüz yıl önceydi, bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri kadınları çocukları geleceği hiç düşünmediler. Sadece ve sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün milleti ateşe attılar" sözlerine, "Vay efendim, ecdadımıza nasıl böyle der?!" diye tepki gösterirken, o tarifte özellikle son iki cümlede, kendilerini de gördüler çünkü.Tunç Soyer'in neden bahsettiği son derece açıkken, "Ecdadımıza hakaret" diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hadiseyi Selçuklular'a kadar vardırdı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Soyer'in Osmanlı Devleti'ni hedef aldığını öne sürdü. MHP lideri Devlet Bahçeli ise, Soyer'in tarihi, "Düşman gözüyle yorumladığını" söyleyecek kadar ileri gitti. Oysa Soyer'in kimlerden bahsettiği son derece netti: "İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar, teslim oldular" diye son padişahı eleştiren insana, "düşman gözüyle konuşuyorsun" demek, abesle iştigalin fevkiydi.Erdoğan'ın Yunanistan'a çıkışmayı oy toplama araçlarından biri olarak gördüğü bugünlerde, Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'in Yunanistan'a laf etmemesi de ayrı bir eleştiri fırsatı olarak görüldü. İşte tam bu noktada, iki kesimi birbirinden ayıran bir yaklaşım farkı ortaya çıktı.Soyer'in Atatürk'e atfen söylediği, "Cumhuriyet barışın tatlı güneşidir" sözü, "Tüm farklılıkların bir arada yaşandığı, özgürlüğün, kardeşliğin barışın şehridir İzmir. Yaşasın demokrasi, yaşasın cumhuriyet!" cümleleri ve konserin sonunda Tarkan'a verdiği zeytin ağacı, karşılıklı acı anılarla dolu bir savaşın sonunun kutlanmasını eleştirenlerin de gözünden kaçmamalı. Kim bilir, belki bir gün, düşmanlıklardan beslenenlere inat, iki yakada barış için beraber şarkıların söylendiği bir gün olur 9 Eylül. Bunu da yaparsa Tunç Soyer yapar.Bu geceye ev sahipliği yapan Tunç Soyer'i tebrik etmek, bizi siyasetin ve kötülüklerin sıkıştırdığı köşeden çıkarıp, zincirlerimizi neşeyle kırdıran Tarkan'a da milyonlarca teşekkür etmek gerek.