Mersin'in Tarsus ilçesinde yer alan Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki kadın mahpuslar, "tecavüz tehditleri, copla ve tekmeyle şiddet" iddialarının yanısıra şimdi de cezaevindeki personelin kendilerine, "Az kaldı, size tek tip elbise giydireceğiz" dediğini ileri sürüyorlar.
Gazete Duvar'da Hacı Bişkin'in imzasıyla yayınlanan habere göre; hak ihlali iddialarının ardından taleplerini kabul ettiremeyen 52 kadın geçtiğimiz hafta 1 haftalığına açlık grevine başladı. Fakat cezaevi yönetimi taleplere cevap vermeyince bu sefer 12 kadın süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladı.
Müvekkilleriyle açlık grevinin başladığı cezaevinde görüşen avukat Gülşen Özbek, kadınları açlık grevine götüren süreci şöyle anlatıyor:
“Bir koğuşta 15 kişi kalıyor. 3 kaşık ve çatalla kadınlar sırayla yemek yemek zorunda kalıyordu. Şimdi de kadınlara, ‘Az kaldı bekleyin tek tip elbise geliyor. Size giydireceğiz…’ söylemlerinde bulunuluyor.”
Talepler nedir?
Avukat Gülşen Özbek, açlık grevindeki müvekkilleriyle görüştü. Özbek, kadınların taleplerini şöyle sıralıyor:
– Cezaevindeki fiziki koşulların iyileştirilmesi ve cezaevi yönetiminin hukuk dışı uygulamalarının son bulması
– Burası bir kadın cezaevi olmasına rağmen, kadınlar içeride erkek personeller tarafından aranılıyor. Kadınlar bu uygulamanın son bulmasını istiyor
– Açık görüş yerleri kabin şeklinde yapılmış. Mahpuslar görüşe gelen aileleriyle kucaklaşamıyor.
– Hasta mahpusların hastaneye götürülmesi engelleniyor. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmeli
– Cezaevinde yaşanılan sorunlar için mahkumlar cezaevi yönetimiyle diyalog kurmak istiyorlar. Fakat görüş sağlanmadığı gibi mahkum kadınların haklarında sürekli tek taraflı tutanaklar tutuluyor. Tutanaklar neticesinde neredeyse kadınların hepsi hücre cezalarına çarptırılıyor. Kadınlar tutanakların sonlandırılması ve haklarındaki bu hukuksuzlukların son bulmasını istiyorlar.
Özbek, 58 yaşındaki kalp ve tansiyon hastalığı olan müvekkilinin basit bir nedenden dolayı 11 gün boyunca hücre cezasına çarptırıldığını söyleyerek cezaevinde mahpusların yaşadığı birkaç somut örneği de şöyle anlatıyor: “Tarsus nem oranının çok yüksek olduğu bir yer. Kadınlar kendi imkanlarıyla bir pervane almışlar. Fakat koğuşta pervanenin fişini takabilecek priz yok. Birçok genç kadın şimdiden tansiyon hastalığına yakalanmış. Son dönemdeki tek tip giysi meselesi Tarsus Cezaevi’ni de etkiledi. Mahpusların açlık grevine başlamalarının nedenlerinden biri de cezaevindeki personellerin kadınlara, ‘Göreceksiniz. Yakın zamanda tek tip kiyafette geliyor’ gibi söylemlerde bulunmaları. Cezaevinde hâlâ çok büyük oranda su sıkıntıları devam ediyor. Kadınlar dışarıdan su almak istediklerinde kendilerine, ‘Su yok!’ deniliyor. Ayrıca koğuşlarda 15 kişi kalmalarına rağmen kendilerine kaşık ve çatal bile verilmemiş. Şu an için her bir koğuşa 3, 4 kaşık ve çatal verilmiş. Sırayla yemek yeniliyor.”
“OHAL’le beraber hayatımızın her alanında hak ihlalleri arttı ama cezaevlerinde bu durum daha da katlanarak arttı” diyen Özbek, Tarsus Cezaevi’nde yaşanılanları bütün ayrıntılarıyla Adalet Bakanlığı’na bildirdiklerini fakat herhangi bir somut adım atılmadığını belirterek son olarak şunları söylüyor: “Cezaevlerinde bulunan her tutsağın can güvenliğinden devlet sorumludur. Fakat şu an devletin gözetimi altında bu tarz vicdan dışı, yasa dışı ve hukuk dışı uygulamalar söz konusu. Defalarca Adalet Bakanlığı’na bu uygulamaları bildirdik. Ama yapılan şikayetlere rağmen adım atılmadı. En basitinden bu tarz yaklaşımlarda bulunan idari personellerin tespit edilip görevden uzaklaştırılmaları gerekiyor. Tutsaklar darp ediliyor ama yine kendilerine soruşturma başlatılıyor. Avukatları olarak böylesi uygulamaların kabul edilemeyeceğini, bu tarz uygulamalardan acil bir şekilde vazgeçilmesi gerektiğini yetkililere bildiriyoruz”