T24- Mersin’de 40 yaşındaki Nezir Borak, polisin kendilerine taş attığı gerekçesiyle kovaladığı yedi yaşındaki çocuğunu korumak isterken polis tarafından başından vuruldu. Korumaya çalıştığı çocuğu ile 18 yaşındaki diğer çocuğunun gözleri önünde alnından vurulan Borak, koma halinde hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili olarak önce “Seken plastik mermi çarpmış olabilir” açıklaması yapan Mersin Emniyeti, ailenin suç duyurusu ve görgü tanıklarının ortaya çıkması üzerine tavır değiştirdi. Babasının vurulmasına tanıklık eden 18 yaşındaki Dilan Borak, Mersin Adliyesi’nde kendisiyle yüzleştirilen sekiz polisten silahı ateşleyenin de aralarında bulunduğu üçünü teşhis etti. Bu gelişmelerin ardından Mersin Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlatırken, Mersin Valiliği de idari soruşturma için İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş görevlendirilmesini istedi. Şırnaklı olan Borak’ın 1994 yılında savaş uçakları tarafından bombalanan ve aralarında amcasının da bulunduğu 38 kişiye mezar olan Kuşkonar Köyü’nden kaçarak Mersin’e göç ettiği öğrenildi.
Nezir Borak Şırnak Kuşkonar (Gever) Köyü’nde yaşıyordu. Ailesi, komşularının pek çoğu gibi çiftçilikle, hayvancılıkla geçinen Borak’ın yaşamı 26 Mart 1994 günü öğlen saatlerinde tam anlamıyla kâbusa dönüştü. Bir helikopter ve iki uçak hem kendi köyüne hem de bitişikteki Koçağılı (Beysuke) Köyü’ne bomba yağdırdı. Bombardıman bittiğinde bilanço korkunçtu. Tam 38 köylü ölmüş, 13’ü de yaralanmıştı. Ölenlerden biri de Nezir Borak’ın amcası İbrahim’di. Üstelik iki köy de oturulamaz hale gelmişti. Canını kurtardığına sevinerek kalan eşyalarını denk edip Mersin, Adana ya da İstanbul’a göç edenlerden biri de Nezir Borak’tı.
Borak, Mersin’de dişini tırnağına takıp çocuklarını büyütmeye çalıştı. Tarım işçiliği, boya-badana işleri, taşımacılık yaptı. Oğlu Hasan’ın doğumu yüzünü güldürdü Borak’ın. Ancak Şırnak’ta ölümden kaçıp geldiği Mersin’de çok sakin değildi. Özellikle Kürtlerin oturduğu Şevket Sümer Mahallesi’nde PKK yanlısı gösterinin olmadığı, polisin çocukları kovalamadığı gün geçmiyordu. Önceki akşam da benzer bir gösteri vardı. PKK’nın silahlı eyleme başlamasının yıldönümü nedeniyle sokağa çıkan çoğu çocuk, onlarca gösterici polise taş yağdırmaya başladı. İşte Borak ailesinin yaşamını bir kez daha karartan olay o anda yaşandı. Olayın görgü tanıklarından olan anne Azime Borak, şöyle anlattı o korku anlarını:
“Gösteri olduğunu duydum. Bağırtılar, siren, slogan sesleri geliyordu. Hep olur zaten bizim mahallede. Bu arada bir anda polislerin koşarak bizim evin önüne doğru geldiğini gördüm. Küçük oğlum Hasan da, elinde karpuz, olanı biteni seyrediyordu. Polisleri görünce korkarak içeri kaçtı. O sırada eşim de işten gelmiş, oruçlu olduğu için iftar saatine kadar uzanmıştı. Ben polisleri durdurmaya çalıştım ama olmadı. Bağırtılar ve oğlumun ağlaması üzerine eşim uyandı. Bu arada kızım da avludaydı. Eşim avluya çıkıp polislere ‘Ne istiyorsunuz çocuğumdan, el kadar çocuk daha’ dedi. İtişmeler falan oldu. Resmî elbiseli çevik kuvvet polisiydi bunlar. Dönüp gidiyor gibi yaptılar. Birkaç metre uzaklaşmışlardı ki içlerinden biri dönüp silah çekti ve ateş etti. Kocam alnını tutup bağırarak yere düştü. Polisler kaçarken komşularımın yardımıyla kocamı hastaneye kaldırdık.”“Provokasyonlara geçit vermeyelim”Olayın duyulması üzerine BDP Mersin İl Başkanı Cihan Yılmaz ve İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi de hastaneye geldi. Borak’ın sağlık durumu ve olayın gelişimi hakkında bilgi alan Yılmaz, “Sağlık durumu kritik. Bilinci açık ama kurşun tehlikeli bölgeye isabet etmiş. Temennimiz bir an önce sağlığına kavuşmasıdır. Biz buradan halkımıza bir çağrıda bulunuyoruz. Sağduyuyu hâkim kılsınlar, hiçbir provokasyona ve gerginliğe mahal vermesinler. Bunun yasal takibi her neyse, failleri kimlerse bir şekilde açığa çıkarılarak kanun önünde hesabını vereceklerine inanıyoruz. Görgü tanıklarının beyanı, çevik kuvvet polisinin yaptığı yönünde. Belinden tabancayı çıkararak sıktığını söylüyorlar. Temennimiz öyle olmamasıdır, gerginliğin yaşanmamasıdır” dedi.
İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi de bir heyet kurarak olayla ilgili inceleme yaptıklarını söyledi. İncelemede, olayın, polisin kovaladığı çocukları korumaya çalışan babaya karşı bir saldırı olduğunun tesbit edildiğini ifade eden Tanrıverdi, “Görgü tanıklarının ifadelerine göre, polisin hedef alarak saldırıda bulunduğu kanaatine vardık. Gerçekten birileri bu kentte geçmişte olduğu gibi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Barış ve kardeşlik içinde yaşaması gereken halklar karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor” diye konuştu.Emniyet önce ‘seken mermi’ dedi ancak...
Mersin Emniyet Müdürü Arif Öksüz ise, olayda şu ana kadar ateşli silah kullanıldığına dair bir bulguya rastlanılmadığını söyledi. İddiaları çok yönlü olarak titiz bir şekilde soruşturduklarını belirten Öksüz, korsan gösterilerin yaşandığı bölgede olayın, seken bir plastik merminin isabet etmesi sonucu meydana gelmiş olabileceğini kaydetti. Olayın soruşturma aşamasında olduğunu ifada eden Öksüz, gerçeklerin ortaya çıkacağını vurguladı. Bu açıklamanın ardından aile ve avukatları adliyeye giderek polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.Kızı üç polisi teşhis ettiAile suç duyurusunda bulunurken çok önemli bir gelişme yaşandı. Mersin Emniyeti, gösteriye müdahale eden polis ekibinde oldukları belirtilen sekiz çevik kuvvet polisini adliyeye getirerek görgü tanıklarıyla yüzleştirdi. Babası gözlerinin önünde vurulan 18 yaşındaki Dilan Borak, kendisine gösterilen sekiz polisten üçünün evi basanlar olduğunu söyledi. Genç kızın teşhis ettiği polisler arasında silahı ateşleyen polisin de olduğu öğrenildi.