'Taş atan çocuklar' alt komisyonda

'Taş atan çocuklar' alt komisyonda
T24 - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yapılacak düzenlemeyle terör örgütü elebaşının yeniden yargılanabileceğine ilişkin endişelerin yerinde olmadığını belirterek, “Bu konu, değişik yönlere çekilebilecek ve istismara müsait bir konu. Tasarıya 3 ayrı ilave tedbir konuldu ve bu endişelerin giderilmesi öngörülmüştür” dedi. Ergin, taş atan çocuklarla ilgili tasarıyla çocuk adalet sisteminde değişiklik yapan hususların bulunduğunu kaydetti. Adalet Komisyonu, tasarıyı alt komisyona sevkedildi.TBMM Adalet Komisyonunda, kamuoyunda “polise taş atan çocuklar düzenlemesi” olarak tanımlanan, Terörle Mücadele Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik öngören yasa tasarısı görüşülüyor. Komisyonda, konuya ilişkin 5 ayrı kanun teklifi birleştirilerek görüşülmesi kararlaştırıldı.Taş atan çocuklarBakan Ergin, daha sonra yasa tasarısı hakkında komisyon üyelerine bilgi verdi. Tasarının Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Ceza Usul Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngördüğünü anımsatan Ergin, tasarıyla çocuk adalet sisteminde değişiklik yapan hususların bulunduğunu kaydetti.Bunlardan bir tanesinin TMK kapsamında yargılanan çocukların, ceza almaları durumunda yine aynı yasanın 5. maddesi uyarınca aldıkları cezanın yarısı oranında artırılmasının söz konusu olduğunu hatırlatan Ergin, bu artırımın çocuklar için uygulanmamasını öngördüklerini bildirdi.Ergin, çocukların TMK'da sayılan fiil ve eylemlerden dolayı özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde değil, çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanmasını amaçladıklarını da dile getirerek, şunları söyledi:“Şu anda 12-15 yaş grubundaki çocuklar, çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanıyor. Ancak 15-18 yaş arasındaki çocuklar, özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorlar. Bu tasarıdaki düzenlemeyle 18 yaş altındaki tüm çocuklar, ağır ceza mahkemesinde yargılansın isteniyor. Şu anda TMK kapsamında yargılanan 18 yaş altı çocukların hüküm alması durumunda, bu hükmün açıklanmasının geriye bırakılması mümkün değil. Bununla beraber seçenek yaptırımlara hükmün dönüştürülmesi de söz konusu değil. Bu düzenleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını geri bırakacak, alternatif seçenek yaptırımların da uygulanabilmesini sağlayacak düzenlemeler var bu tasarı içerisinde.”“Türkiye, AİHM'de ihlal kararları bakımından birinci ülke"Türkiye'nin, AİHM'e en çok şikayet giden ülkeler sıralamasında Rusya'dan sonra 2. sırada yer aldığını ifade eden Ergin, “Ancak çıkan ihlal kararları bakımından şu an en çok ihlal kararı çıkan ülke” diye konuştu.Bugün bir gazetede AİHM'nin faaliyet raporuna ilişkin çıkan haberi hatırlatan Ergin, habere göre, mahkemeye giden dosyaların yüzde 10'undan fazlasını Türkiye'den giden dosyaların oluşturduğunu söyledi.“Bu Türkiye açısından çok iyi bir görüntü değil” diyen Ergin, sözlerine şöyle devam etti:“Mahkemenin verdiği ihlal kararlarının yüzde 18'i, Türkiye'den giden dosyalar üzerinden verilen ihlal kararlarıdır. Bu anlamda, geçtiğimiz ekim ayında Strazburg'ta AİHM'de yaptığımız temaslarda, Mahkeme Başkanı ile görüştük. Türkiye'de yapılan müracaatlardan en fazla hangi konularda müracaatlar var, hangi konularda ihlal kararları çıkıyor, bunları kategorize ettik. 'Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin temel haklarını ihlal ettiğine dair ihlal kararlarını yerine getirmeyen ülke' şeklinde deklare edilmesi, Türkiye'yi uluslararası platformda incitiyor. Bu anlamda Rusya, Romanya, Ukrayna gibi ülkelerle beraber ihlallerde ön planda olan bir ülke olarak anılıyoruz. Biz bu resmin değişmesini arzu ettik. Bu resmi değiştirmek için de en çok ihlal çıkan konularla ilgili bu paket içerisine düzenleme koymayı uygun bulduk”Bakan Ergin, bu düzenlemelerin bir tanesinin infaz yargıcının dosya üzerinden verdiği şikayete dair kararlar olduğunu belirterek, “Bu konuyla ilgili 600 dosya var. Delegeler komitesinin gündemindeki 600 ihlal kararı gündemden düşecek. Türkiye bu anlamda önemli bir yükten kurtulmuş olacak” dedi.Yeniden yargılanmaya ilişkin hükümlerTasarıda yeniden yargılamaya ilişkin düzenlemenin de bulunduğunu hatırlatan Ergin, şunları kaydetti:“Bu düzenleme, Ceza Usul Yasasının 311/2'de yargılanmanın yenilenmesini düzenleyen fıkradaki istisnaya ilişkindir. Bu düzenleme yapılırken, 4 Şubat 2003 tarihi itibariyle AİHM'de derdest olan davalar, dosyalar, yargılanmanın yenilenmesinden istifade edemiyor. Belli endişeleri izale etmek için bu düzenlemeye gidilmişti. Ancak daha sonra belli muhalefet partileri, bu düzenlemenin şu anda terör örgütü ele başının istifadesi için kullanılabileceğini dile getirdiler.O konuda pratik itibariyle böyle bir riskin olmadığı, bu konunun uzmanı usul hocaları tarafından, AİHM'de yargıçlık yapmış Rıza Türmen tarafından, AİHM'de çalışan Türk yargıç Işık Karakaş tarafından, Prof. Dr. Bahri Öztürk tarafından ve birçok hukukçu tarafından böyle bir ihtimalin olmadığı dile getirilmiştir. AİHM'de ihlal kararları verilmiş 208 dosya var. Endişelerin yerinde endişeler olmadığını ifade ediyorum. Çünkü bu tasarıda bu endişeleri izale etmek üzere, esas itibariyle böyle bir endişe yok ama, bu endişeler dile getirilebilir. Çünkü bu konu üzerinde siyaset yapılabilecek bir konu. Bu konu, değişik yönlere çekilebilecek ve istismara müsait bir konu. Ancak bu husus Türkiye'nin menfaatleri açısından siyaset konusu yapılmadan... Türkiye'nin şu anda 208 ayrı ihlal kararını delegeler komitesinin önünden düşürecek bir konu olduğunu ifade etmek istiyorum ve altını çiziyorum.”Sadullah Ergin, bu endişeleri gidermek için tasarıda 3 ayrı ilave tedbir konulduğunu ve bu endişelerin giderilmesinin öngörüldüğünü bildirdi. Ergin, “Bu maddenin tasarıya bir tek giriş nedeni vardır, o da Türkiye'nin ihlal kararlarını yerine getirmeyen ülke pozisyonundan kurtarılması ve bu anlamda almış olduğumuz tazminatların bundan sonraya dönük olarak ödenmemesidir” diye konuştu.Tasarıyla getirilen göçmen kaçakçılığı konusundaki düzenlemeleri de anlatan Ergin, “Birçok konuda değişiklik öngördüğü için muhalefet partilerinin ve komisyon üyelerinin bu konuda teklifleri söz konusu. Bütün bunların bir araya getirilebilmesi, teknik olarak düzenlenebilmesi açısından bunun bir alt komisyonda görüşülmesinin usul açısından daha uygun olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.