-TAŞERON FİRMALARA KARŞI ÖZEL EKİP TBMM (A.A) - 28.01.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''bakanlık bünyesinde kurulan özel bir ekiple taşeron firmalarda işçilerin hak ve güvencelerine ilişkin yapılan istismarları sona erdirecek yeni bir model üzerinde çalıştıklarını'' söyledi. TBMM Genel Kurulunda, ağırlıklı olarak kamunun vergi ile sosyal güvenlik prim alacaklarını yeniden yapılandıran, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler içeren, ''Torba'' tasarının ikinci bölümünün görüşülmesine başlandı. Dinçer, milletvekillerinin, tasarının ikinci bölümü üzerindeki sorularını yanıtladı. ''Taşeron firmaları, işçilerimizin hak ve güvenceleriyle ilgili gerekli hassasiyeti göstermiyorlar'' diyen Dinçer, işçilerin hak ve güvencelerini teminat altına alacak çalışmayı yapmak zorunda olduklarını ifade etti. Dinçer, ''Bu açıdan özel bir ekip kurdum, taşeron firmaların bu alanda varsa yaptıkları istismarları çözecek yeni bir model üzerinde hazırlık yapıyoruz. Bu istismarın ana kaynaklarından biri bu firmalarda çalışanların kıdem tazminatlarıyla alakalı hususlar. Bunu sıklıkla dile getirdiğimi son zamanlarda görüyor olmalısınız'' diye konuştu. Milletvekillerinin sorular sırasında verdiği, ''yoksulluğun arttığı'' bilgisinin doğru olmadığını belirten Dinçer, son yıllarda gelirin daha dengeli ayrışmaya başladığına ve yoksul kesimin milli gelirden aldığı payın arttığına dikkati çekti. Dinçer, SGK primlerini azaltmayı düşünmediklerini belirterek, ''Özellikle, 5 puanlık indirimden sonra sosyal güvenlik primlerinin toplam maliyetler içerisindeki payı, OECD ülkelerinin ortalamasına çok yakındır. Dolayısıyla iş gücü maliyetleri üzerinde kamunun payı itibarıyla bakıldığında sosyal güvenlik priminden başka faktörlere bakmak gerektiği kanaatindeyim. O yüzden primlerde herhangi bir indirimi en azından şu anda düşünmüyoruz'' diye konuştu. Bir başka soruyu yanıtlayan Dinçer, tüm illerde çok prestijli sosyal güvenlik il binaları yapmayı planladıklarını ifade etti. -''SERMAYE KESİMİNİN BEKLENTİLERİNİ YANSITIYOR''- CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral ise, ikinci bölüm üzerinde yaptığı konuşmada, tasarıda yer alan çalışma şekillerine ilişkin kavramları eleştirdi. AK Parti'li milletvekillerine seslenen Meral,''Sanırım Sayın Bakan bu evde çalışma şeklini sizin için getirdi. Sayın Başbakan yüzde 50'nizi eve gönderecek ya, orada çalışacaksınız. Hayırlı olsun size'' dedi. ''Nerede görülmüş evde çalışma diye birşey'' sorusunu yönelten Meral, şöyle devam etti: ''Burada insanların haklarını elinden alıyorsunuz. 'Kısa süreli çalışma...' nedir bu böyle çalışma? Tam aldığı ücretle bugün geçinemeyen insana kısa süreli çalışma ücreti veriliyor. Bunlar ancak sendikal hakları ortadan kaldırır. Çalışanın kıdem tazminatını, yıllık ücretli iznini, emeklilik hakkını elinden alır. Bu yasayla her yıl 3 ay çalışan işçinin emekli olabilmesi için 80 yıl çalışması gerekiyor.'' MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da ''AKP'nin uyguladığı ekonomi modelinin istihdamı geliştirmeye yönelik olmadığını'' öne sürdü. AK Parti'nin, işsizliği, buna bağlı olarak yoksulluğu sistematik olarak destekleyen ve bundan nemalanmayı amaçlayan bir politika uyguladığını ileri süren Kalaycı, ''Son 5 yılda yeşil kartlı sayısı yüzde 41 arttı. İşsizliğin çözümüne yönelik bir hedef bulunmuyor tasarıda, çalışan kesimin taleplerine sessiz ve duyarsız kalınıyor. Tasarı, sermaye kesiminin beklentilerini yansıtıyor'' diye konuştu. BDP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş ise çalışma hayatına ilişkin düzenlemelerin, ''Torba'' tasarı kapsamına alınmasını eleştirdi. Karabaş, ''AKP geçmişten beri bu tür uygulamaları yapıyor. İlgili kesimlerin tasarıya karşı yönelimlerini asgariye indirme çabası içinde bulunuyor'' dedi. AK Parti Çorum Milletvekili Cahit Bağcı da, muhalefet milletvekillerinin eleştirilerinin değerlendirileceğini söyledi. Tasarıyla çalışma hayatında birçok yeni düzenleme getirildiğini anlatan Bağcı, bu yeniliklerinden aralarında silikozis hastaları ve stajyer avukatların da bulunduğu birçok kesimin faydalandığını ifade etti. Bağcı, tasarının kanunlaşmasıyla birlikte yeşil kart için iptal uygulamasından vazgeçilmiş olacağını da sözlerine ekledi.