'Tatbikatın öfkesi haksız olarak diziye yansıdı'

'Tatbikatın öfkesi haksız olarak diziye yansıdı'
TRT'nin yeni dizisi 'Ayrılık', Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri gerdi. İsrail tarafında büyük tepki toplayan dizinin senaristi ve yapımcısı açıklama yaptı.İsrail, Türk büyükelçisini Dışişleri'ne çağırdıArınç'tan İsrail'e 'Ayrılık' yorumuİsrail hükümetinden ve kamuoyundan tepki toplayan 'Ayrılık' dizisinin senaristlerinden Yazar Yaşar Seyman ile yapımcı Selçuk Çobanoğlu, yaşanan krizle ilgili olarak 'tatbikatın öfkesi diziye yansıdı' şeklinde açıklama yaptı. NTV'nin haberine göre, Senarist Yaşar Seyman, senaryo aşamasında İsrail Dışişleri'nden bir danışmanın yer aldığını söyledi. Senarist Yaşar Seyman, şunları söyledi: Bence iptal edilen tatbikatın öfkesi haksız olarak diziye yansıdı. Burada sanatın gücü var.Yapımcı Selçuk Çobanoğlu bana mail yoluyla ulaştı. 'Dizi yapacağız ve sizin Ortadoğu'ya yönelik yazılarınız var' dedi. Ben, direniş mücadelesi veren her ülkeyi ve özellikle o yerdeki kadın ve çocukları izler ve desteklerim. O bölgeye de Yaser Arafat ile başlayan bir ilgim var. Teklife çok sevinidim 'tabi' dedim. Öykü ortak bir ekibin ürünü... Birinci bölüm defalarca okundu. Orada Filisitin'de yaşayan ve hacca gitmek isteyen ailelerin çatışması işlendi. Öyküde, Filisitin'de İsraillerin yaptıkları; hatta Gazze'de yapılanların yanında masum kalan görüntüler var. Kalem, fotoğraf, müzik... tüm bu unsurlar biraraya gelince etkileyici bir şey ortaya çıkıyor.Ekip son derece objektif. İsrail ve Filistin komşu ülkeler olduğu için her sözcük özenle seçildi. İsrail Büyükelçisinin dediği gibi ortada bir nefret yok. Gazze'de yapılanlar günümüzün Kerbala'sıydı ve biz hepsini gördük.Senaryo aşamasında, birçok alandan olduğu gibi Dışişleri'nden de bir danışman yer aldı. Ben, iptal edilen tatbikatın öfkesi diziye yansıdı diye düşünüyorum. Dizi son derece barışçıl. Görünütlere gelince bunlar zaten yaşandı. Dizi ilerleyen bölümde barışa, mücadeleye, insan sevgisine doğru ilerleyecek.Sorun İsrail'in zulmü ise zaten var olan bir şeyden bahsediyoruz demektir. Ama aralarda naif ve güzel anektotlar da mevcut. İsrailli kadının asker olan eşiyle güzel bir diyaloğu var örneğin.Bugün bir bilim adamı, NTV'de izlemedim, 'İsrail haklı' diyor. Dizide temiz bir dil kullanıldı. Dizilerin başında 'hayal ürünüdür' denir ama bu dizide gerçekler yansıtılıyor.Dizinin İslami bir tonu olduğu eleştirileri de yapılıyor. Şimdiye kadar 3 bölüm çekildi ve tüm senaryoyu biliyorum; öyle bir şey yok.Zaten o cağrafya inanç coğrafyasıdır. Dizi izlendiğinde, temiz, barışçıl bir dilie ve özenle hazırlanmış bir konu olduğu görülecektir.Ortadoğu'nun bir de gerçeği var; orası kan ve barut coğrafyası. Düşünün ki çocukların orada oyuncağı sapan. Yıllardır barışçıl bir dünya özlemi duyarım. Azrailci değilim ve her şeyi inanarak yazıyorum. Tüm kadınlaırn kavgası benim kavgamdır. Orada çocuklarını ve yurtlarını koruyarak yaşamalarıdır aslolan.Dün üçak kaçıran Lehla Halid'in elinde bugün bilgisayar var. O cesareti selamlamak için, benim kalemime düşen ne varsa sevinerek anlatırım."Çocuklar ölürken İsrail haklı mıydı?Yapımcısı Selçuk Çobanoğlu da şunları söyledi:Biz, bu zülmü, vahşeti, rezaleti kim yaparsa yapsın haklı olmadığını vurgulamaya çalıştık. Gazze'deki operasyonlarda çocuklar ölürken İsrail haklı mıydı? Babasının kucağında öldürülen çocuğa tüm dünya tanık oldu. Dizidekilerden daha şiddetlisini ocak ayında İsrail herkese izletti.Biz bunları yan yana koayarak bir eser yarattık. Sonunda 'hiçbir İsrailli ve Yahudi savaşı istemez ve bunları yapanlar küçücük gruptur, bunların önüne geçilmesi gerekir' dedik.Dışişlerinden şu ana kadar bana gelen bir şey yok. İleriki bölümlerde, filmin vermesi gereken mesajı; halkların kardeşliği, görülecektir.Ben de tatbikat krizinin öfkesi diziye yansıdı diye düşünüyorum.Böyle bir proje benim ve ekimbimin fikriydi. Ne TRT ne de hükümetin yönlendirmesi, telkini, tavsiyesi olmadı. Gerçekler için buna da gerek yok zaten. Tüm bu gerçekler yaşandı ve biz ağlayarak izledik. Filmin çekimleri Gazze, Beyrut, Halep ve Gaziantep'te yapıldı. Yahudilerin ağlama duvarının önünde çekimler yaparken, oraya kendi başımıza girmedik. Elimizdeki senaryo incelenmeden, sahneler görülmeden, İngilizce senaryoları okunmadan izin verilir mi böyle bir şeye? İsrailli prodüksüyon firmasıyla da çalıştık. Dizinin devamının beklenmesi taraftarıyız.Yapımcı olarak dünyanın neresinde kadınların ve çocukların yaşadığı dram varsa biz gitmeye kararlıyız, misyonumuz budur. Şu ana kadar bana gelen bir şey yok ama büyüklerin taktiridir. Filmin çekilmesi ve devam etmesi çok büyük onurdur.