Emre Eser
Haziran ayı ile birlikte başta İstanbul olmak üzere pek çok bölgede turizmde hareketlilik artıyor. Turizmciler ağır hasarla atlatılan pandemi döneminin ardından bu yıl özellikle Avrupalı ve Ortadoğulu turistlerden umutlu.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin de yaptığı değerlendirmede Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden gelen turistlerin şu an İstanbul turizmini domine ettiğini, Rusya ve Ukrayna pazarındaki kayıpların geçen yıla göre Güney Amerika, Avrupa, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi pazarlardaki yüzde 300'ü bulan artışlarla telafi edildiğini söyledi. İstanbul’da Beyoğlu, Beşiktaş ve Fatih gibi bölgelerdeki otellerde doluluğun yüzde 90’lara ulaştığını vurgulayan Eresin, yaz aylarında pandemi öncesi, yani 2019’daki yüksek rakamların yakalanacağını ifade etti.
DW Türkçe’ye konuşan Pronto Tour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran da, "İstanbul bu yıl turizmde rekora çok yaklaşabilir hatta bir rekor kırabilir" diyor. Yabancı turistler için önemli bir yoğunluğun oluştuğunu anlatan Onaran, özellikle merkezdeki otellerde boş oda bulmanın çok zor olduğunu belirtiyor.
Turizmci için yabancı turistlerin ilgilisi oldukça olumlu bir gelişme ancak Türkiye’deki vatandaşların artan enflasyon ve düşen alım gücü karşısında tatil planları gün geçtikçe zora giriyor. Sektör temsilcileri ise bu noktada yerli turistlerin sürdürülebilir bir turizm ekonomisi için hayati öneme sahip olduğunu ifade ediyor. Ancak yerli turist son zamanlarda tatil konusunda yabancı turistler kadar rahat planlar yapamıyor.
TÜROB Başkanı Eresin, yabancı turistler tarafından 2019’da 2.4 olan ortalama geceleme süresinin 2.7 güne çıktığını ayrıca bunun yıl sonunda 2.9’a çıkmasını beklediklerini söylüyor. Ali Onaran ise yerli turistler için bu durumun tam tersi olduğunun altını çizerek, "Maalesef yerli turistler tatil planlarını kısıyor. Kısmak zorunda kalıyor. Bunu kendi istatistiklerimizde de görüyoruz. 5.6 olan gecelik konaklama ortalaması 5.2’ye kadar geriledi. Yani yüzde 10’luk bir düşüş var" diyor.
Onaran’a göre vatandaşlar tatile gitmek istiyor ama artan enflasyon ve dolardaki artış bu planların biraz değişmesine neden oluyor.
DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada yerli turist için tatil yapmanın daha da zorlaştığını anlatan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğlu ise şunları söylüyor: "Alım gücü çok düştü. İnsanlar tatili artık birinci öncelik olarak göremiyor. İlk sırada doğal olarak barınma, sağlık, gıda gibi ihtiyaçlar var. Önceliklere yöneliyorlar. Ama alım gücü düşse de bir şekilde tatil planları yapılıyor. İnsanlar artık yedi gün konaklayamıyor, üç gün konaklıyor. Daha önce beş yıldızlı otele giden de dört yıldızlı otellere bakıyor."
Artık Ege’de ve Akdeniz’de bir otele gidip konaklamanın maliyetinin oldukça pahalı hale geldiğinin altını çizen Ali Onaran da bu yüksek maliyetten kaçan vatandaşların uçak ve konaklama giderlerinin de dahil olduğu paket turlara yöneldiğini belirtiyor. Tatil bütçelerini küçülten vatandaşların geçmiş yıllara göre daha ucuz olan seçenekleri tercih ettiğini aktaran Onaran, özelikle 3-4 günlük veya bir haftalık bölgesel turların bu anlamda güçlü bir taleple devam ettiğini ifade ediyor.
Onaran, bu noktada fiyatlarda ciddi artış yapmamaya çalıştıklarını, maliyetleri de hemen yansıtmadıklarını söylüyor. Bülent Bülbüloğlu ise otellerin de bu anlamda yerli turisti kaybetmemek için ellerinden geleni yaptığını ancak artan maliyetlerin çok ciddi boyutlara ulaştığını anlatıyor. Bülbüloğlu’na göre yerli turizmde bu yıl önemli bir daralma olacak.
İstanbul’da öğrenci olan Şevval Ay ve 65 yaşındaki emekli Selahattin Şerefoğlu da artık ne tatile gitmenin ne de memlekete gitmenin eskisi kadar kolay olmadığını dile getiriyor. Üç yaz önce Çeşme’ye arkadaşları ile çok daha kolay şekilde tatil planlayabildiklerini söyleyen Şevval Ay, "Şu an ben tatil planı yapamıyorum. Maliyetler çok yüksek, fiyatlar sürekli artıyor. Alternatiflere bakıyoruz ama alternatifler bile uygun değil artık. İstanbul’da öğrenciyim ailemin yanına gitmek istediğimde bile gidiş ve dönüş için sadece uçak biletine 1800 lira ödemek zorundayım" diyor.
Şu anda Türkiye’de çoğu tatil bölgesinde gecelik konaklama ücretleri bin lira seviyesinden başlıyor. Otelin niteliği ve konumuna göre gecelik ücretler 10 bin liranın üzerine kadar çıkıyor. Geçen yıla kadar başlangıç ücretleri 500 lira seviyelerindeydi. Son bir yılda uçak ve otobüs ücretlerine gelen zamlar da yüzde 100’ün üzerinde.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Mayıs ayı enflasyon verilerine göre de ulaştırma kalemindeki yıllık artış yüzde 107.62 oldu. TÜİK’e göre aynı dönemde lokanta ve otellerdeki fiyat artışı ise yüzde 77.
Selahattin Şerefoğlu ise geçmişte hem tatil için hem de akraba ziyareti için sık sık memlekete gittiklerini ancak şu an durumun çok farklı olduğunu söylüyor. "Gidemiyoruz, İstanbul’dan Alucra’ya tek kişi otobüs bileti 450 lira. 4 kişi gitsen 2 bin lira bunun dönüşü de var. Bilet pahalı ama otobüsçüler de haklı kullandıkları motorin sürekli zamlanıyor" diyen Şerefoğlu, "ulaşıma ulaşamadıklarını" ifade ediyor.
Ulaşımın tatil planlarını ciddi derecede etkilediğini söyleyen Bülent Bülbüloğlu da bunun özellikle bazı tatil bölgelerinde çok daha fazla hissedileceğine vurgu yapıyor. Bülbüloğlu, "Bu durumdan Bodrum gibi bölgeleri pek etkilenmeyebilir ancak Gökova gibi insanların araçları ile tatile geldiği bölgeler ciddi derecede etkilenecek" söyleminde bulunuyor.
Turizmcilere göre enerji, gıda, işletme ve personel giderlerindeki ciddi artışlar oda fiyatlarına yansıtılmak zorunda kalıyor ve bu tatilcileri ciddi oranda etkiliyor. Ancak akaryakıta gelen zamlar sonrasında araç kullanmak, uçak ve otobüs bileti almak ciddi oranda zorlaştığı için yerli turizmin önündeki en büyük engel olarak ulaşım zamları gösteriliyor. Ayrıca araç kiralama, köprü ve otoyol ücretleri de hesaplandığında bu maliyetler hızla yukarı tırmanıyor.
Türkiye’de vatandaşların tatile, seyahate ve memleket ziyaretine gidememesinden en fazla etkilenen sektör ise ulaştırma. DW Türkçe’ye konuşan Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı Birol Özcan, "Biz bilet fiyatlarının artmasını istemiyoruz. Biz de biliyoruz bilet fiyatları artarsa vatandaşlar daha da zorlanacak. Yolcu bulamıyoruz. Evet ham petrol fiyatları da artıyor. Ama buna bir çözüm bulunması lazım. Biz acil önlem istiyoruz. Akaryakıtta vergiler düşürülsün, köprü ve otoyollarda bize kolaylık sağlansın yoksa otobüsler otogarlardan çıkamaz hale gelecek" diyor.
Artık kimsenin eskisi gibi ne tatile ne de memlekete gidebildiğini anlatan Özcan’a göre şu an durgun olan sektör önümüzdeki günlerde gelmesi muhtemel yeni zamlarla beraber ciddi bir darboğaza girebilir.
Yoğun bir sezon geçirmeleri gerekirken otogarlarda tüm peronların boş olduğuna değinen Özcan, "Daha önce sektör böyle bir kötü dönem görmemişti. Motorin 20 lira olduğu zaman zararına çalışıyorduk. Motorin 30 lira seviyesine geldi. Şimdi daha fazla zarar ediyoruz. Bir otobüs dolu gitse bile boş dönüyor. İstediğimiz doluluk oranı yok. İnsanlar bilet almakta zorlanıyor. Biz kontak kapatmaya karşıyız. Bunu asla istemiyoruz. Bunu bir eylem olarak yapmak istemiyoruz ama eğer bu iş böyle giderse ne olacak otobüsler hareket edemez. Bu yolları köprüleri kullanamaz. Binlerce kilometre yol yapıyoruz. Bunun personeli var, köprü ve yol ücretleri var, otogar ücretleri var, servis ücretleri var, vergiler ve cezalar var. Bu işin hesabından çıkamıyoruz biz. İstemesek de iş kontak kapatmaya gidiyor. Artık acil önlem alınmalı yoksa çalışacak otobüs kalmayacak" ifadelerini kullanıyor.
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında 7 lira seviyesinde olan motorin bu hafta 29.99 lirayı gördü. Motorinin litre fiyatı sadece 15 günde yaklaşık 6 lira yani yüzde 25 zamlandı.