Başvuru dilekçesinde, dava konusu edilen genelgenin hukuki tanımı ve icrai işlem niteliği açıklandıktan sonra Türkiye Barolar Birliği’nin dava açmaktaki hak ve menfaati dile getirildi. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilgili maddelerinin işlendiği dilekçede, iptal davasına konu edilen genelge yürürlükte kaldığı sürece ortaya çıkacak olumsuzluklar şöyle sıralandı:
"Gerek Anayasa’da gerek anayasal hüküm gereği uymakla yükümlü bulunulan uluslararası belgelerde, kişilere tanınan temel hak ve özgürlükler ihlal edilecek, İfade ve basın özgürlüğünün karşısındaki kavram olan ‘sansür’ün ötesinde ‘otosansür’ etkisi yaratılacak."
"Hukuki belirliliği bulunmayan, öznel ve yoruma açık ifadeler ile anayasal temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması sonucunu doğuracak dava konusu Genelge ile verilen talimat, ilgili mevzuatı uygulayan ve zaman zaman anayasal temel hak ve özgürlüklere yasa gereği dokunan tüm kamu kurum ve kuruluşlarının takdir yetkisini baltalayacak."
"Talimat verilen kamu kurum ve kuruluşlarının bu zamana kadar olan yasa maddelerini yorumlama faaliyetlerini Anayasanın ‘ölçülülük’ ilkesine aykırı şekilde dönüştürecek, ilgili kanunlarda mevcut sınırlamaları aşmaları sonucunu doğurarak temel hakkın özüne dokunacak ve bütünüyle anayasal hükümlere aykırılık oluşacaktır."