TBMM Başkanı Şentop: Bize uçak vermeyenler kendi uçağımızı yaptığımız zaman 'Eyvah biz ne yaptık' diyecekler

TBMM Başkanı Şentop: Bize uçak vermeyenler kendi uçağımızı yaptığımız zaman 'Eyvah biz ne yaptık' diyecekler

Tekirdağ'da Çerkezköy Endüstriyel Fuarı'na katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Biliyorsunuz, Türkiye'de kötümser ve karamsar bir kesim de var. Ne yapılırsa yapılsın bir türlü tatmin olmayan, bundan sevinç duymayan, mutluluk duymayan bir kesim. Ben o kişileri Çerkezköy'e davet ediyorum. Gelsinler Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'ni gezsinler. Türk işçisinin, Türk mühendislerinin, Türk ustasının ülkemiz ekonomisine yaptıkları katkıyı görsünler. İnanıyorum ki ülkemize ve ekonomimize dair kafalarındaki korku ve kaygıları büyük ölçüde silineceğini düşünüyorum" dedi.

Şentop, ”Yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ahenk son derece önemlidir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin özünü oluşturan erklerin ahenkli uyumu ve uyumlu bir şekilde çalışması, Türkiye'nin enerjisini gelişmeye odaklamasına fırsat veriyor. Yasama, yürütme ve yargı erklerini önümüzdeki dönemde daha yoğun gündem bekliyor” diye konuştu.

Şentop “İHA'lardan başlamak üzere silahlı insansız hava araçlarını, helikopteri, tankları bizler yapmaya başladık. Savaş uçağı ve yolcu uçağımızı da en kısa zamanda yapacağız. Bize uçak vermeyenler kendi uçağımızı yaptığımız zaman 'Eyvah biz ne yaptık' diyecekler” sözlerini kaydetti.

TBMM Başkanı Şentop, Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde düzenlenen Çerkezköy Endüstriyel Fuarı'na katıldı. Fuarı düzenleyen Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası ile Trakya Kalkınma Ajansı'nı kutlayan Şentop, fuarın amacının büyük sanayi kuruluşları ile orta ölçekli işletmeleri buluşturmak olduğunu ve bu amaca da ulaştığını söyledi. Şentop, şöyle dedi:

"Bugün fuara 100'den fazla firmanın katıldığını öğrendim. Gelecek yıllarda bu sayının çok daha fazla olacağını tahmin ediyoruz. Oluşan pazarda ana üreticiler ile parça üreticilerinin buluşması sağlandı. Yani burada birlikte bir sinerji oluşturuldu. Böylece Çerkezköy'ün potansiyeli ortaya çıkartıldı. Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'nin en önemli kobilerine ev sahipliği yaptı. Ülkemizde ihracatçı ilk bin firmadan 30'u Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nde. Bu firmalarımız geçen yıl 3,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiler. Çerkezköy'ün nüfusu 175 bin civarında. Yani Türkiye nüfusunun yaklaşık binde 2'si Çerkezköy'de yaşıyor. Fakat Türkiye ihracatının yüzde 2'si Çerkezköy'den gerçekleştiriliyor. Hepimizi mutlu eden gurur verici bir tablo bu. Geçmişten günümüze bu tablonun meydana getirilmesinde emeği geçen bütün sanayicilerimize, iş adamlarımıza, emekçilerimize gönülden teşekkür ediyorum. Değerli kardeşlerim bizlerin Çerkezköy'de meydana getirdiğimiz katma değer bölgemize ve Türkiye'nin tamamına hitap ediyor. Organize bölgemizin 80 bin çalışanımızın yaptıkları üretim ile iş adamlarımız ödedikleri vergiler ile Ankara'ya büyük bir katkıda bulunuyorlar. Burada çalışan fabrikalar iş ve istihdam imkânı sağlıyor. Bu durum ülkemizin gücüne güç katıyor."

TBMM Başkanı Şentop, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'nin çalışmalarına vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz, Türkiye'de kötümser ve karamsar bir kesim de var. Ne yapılırsa yapılsın bir türlü tatmin olmayan, bundan sevinç duymayan, mutluluk duymayan bir kesim. Ben o kişileri Çerkezköy'e davet ediyorum. Gelsinler Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi'ni gezsinler. Türk işçisinin, Türk mühendislerinin, Türk ustasının ülkemiz ekonomisine yaptıkları katkıyı görsünler. İnanıyorum ki ülkemize ve ekonomimize dair kafalarındaki korku ve kaygıları büyük ölçüde silineceğini düşünüyorum. Burayı gördüklerinde memleketimizin insanının potansiyelini keşfedeceklerdir. Burada da Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odamızın da büyük bir vatanseverlikle bu kişilere ev sahipliği yapacağına inanıyorum. Ben ülkemiz ekonomisine dair karamsar kesime, insanları endişeye sevk etmeye çalışanlara bir de Peygamberimizin bir hadisini hatırlatıyorum; 'Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin.'" 

“Topraklarımızı daha verimli kullanmak mecburiyetindeyiz”

Şentop, Trakya bölgesinin ülkenin yüzde 2.3'ü kadar olduğunu belirterek, "Ama tarım yapılabilecek topraklarımızın yüzde 8.5'i Trakya bölgemizde. Ayrıca buradaki topraklarımızın İç Anadolu'daki tarım arazilerinden birkaç kat daha verimli olduğunu söyleyebiliriz. Yani Trakya bölgemiz aslında büyük bir tarım havzası. Çerkezköy'ümüz de önemli bir tarım potansiyeline sahip. Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı İstanbul'un hemen yanı başındayız. 16 milyonluk devasa bir şehrin gıda ihtiyacının tedarikinde arazilerimizi değerlendirmeyi de ihmal etmemeliyiz. Çerkezköy'den İstanbul'a yazlık, kışlık gıda ürünleri arzı olmaktadır bunu arttırabiliriz. Bunun için topraklarımızı daha verimli bir şekilde kullanmak mecburiyetindeyiz" dedi.

“Tarım topraklarının korunmasına özen gösteriyoruz”

Mustafa Şentop, küresel ısınmaya da dikkat çekerek, "Biliyorsunuz özellikle küresel ısınmanın sonucu korkutucu felaketlere yol açması sebebiyle son yıllarda çevreye ve yeşile hassasiyet çok arttı. Sanayi üretimi yaparken tarım topraklarının korunmasına da özen gösteriyoruz. Bunu göstermeye de devam edeceğiz. Ben sanayicilerimizin de bu konuda benimle aynı duyarlılığa sahip oldukları kanaatindeyim. Trakya bölgemizi bir bütün olarak ele almak  ve bölgemizi temiz tutmak mecburiyetindeyiz. Üretirken sadece bugünü değil gelecek nesilleri de aklımızda tutmalıyız. Bu düşüncelerle biraz gecikmeli de olsa Çerkezköy Endüstriyel Fuarı'na katılmaktan duyduğum memnuniyeti bir daha ifade ediyorum. Gelecek yıllarda daha geniş katılımla ve uluslararası düzeyde fuarlar açacağımıza olan inancımı tekrarlamak istiyorum" diye konuştu. Şentop, daha sonra Çerkezköy'den Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) Türkiye'nin ilk 1000 ihracatçısı arasına giren 35 firmanın temsilcilerine plaket verdi. Şentop, fuarda stantları da gezdi.

2 okulun açılışını yaptı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Çerkezköy Endüstriyel Fuarı'nı ziyaretinin ardından ilçedeki Trakya Anadolu Lisesi ve Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Ortaokulu'nun açılışlarını gerçekleştirdi. Trakya Anadolu Lisesi'nin açılışında konuşan Şentop, okulları yapan Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası ile Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi yetkililerine teşekkür etti. Okul açılışlarında farklı heyecan duyduğunu belirten Şentop, "İmkanı olan her kardeşimize, başta iş adamlarımız olmak üzere okul, sağlık ocağı, hastane, köprü, çeşme gibi hayırlı hizmetler yapmalarını tavsiye ediyorum. Türkiye ancak bu şekilde gelişip güzelleşecektir. Eğer aramızda bir yarış olacaksa hayırlı hizmetler yapmakta yarışalım. Çünkü bizler ilk emri 'Oku' olan Rabb'in dinine inanan insanların, böyle bir dinin mensuplarıyız. Yüce Allah 'Oku' diye emrederken bilmeyi, öğrenmeyi, gelişmeyi emrediyor. Kainata gizlediği sırların peşine düşmemizi emrediyor. Her iş, yerinde ve ehlinin nezaretinde yapılır. Öğrenmek de öğretmen ve okul ile olur. Her biri gözümüzün nuru olan evlatlarımız da maddi ve manevi gelişimlerini böylesine güzide eğitim yuvalarında sağlayacaklardır" dedi.

“Velilerimiz öğretmenlere destek olmalı”

Öğretmenlere seslenen Meclis Başkanı Şentop, "Değerli öğretmenlerimiz, sizler irfan yuvalarında çocuklarımıza sadece öğretmiyorsunuz aynı zamanda onları hayata hazırlıyorsunuz yani eğitim de veriyorsunuz. Bu noktada sizin en büyük yardımcınız velilerimiz olmalıdır. Velilerimiz, öğretmenlerimize destek olmalıdır. Onlar her çocuğumuzu kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirmenin gayreti içinde olan fedakâr vatan evlatlarıdır. Benim görüşüme göre öğretmenlik insan yetiştirme sanatıdır, kutsal bir meslektir. Öğretmenlerimiz milletimizin meşalesidir. Sizlerin öğrettiği her harf, her kelime, her cümle için ne kadar teşekkür edilse azdır. Sebatla sabırla görevini yapan bütün öğretmenlerimize görevlerinde başarılar diliyorum" diye konuştu.

“Yasama, yürütme, yargı erklerini yoğun gündem bekliyor”

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Şentop, şunları kaydetti:

"Bizim dünya milletler ailesi içindeki en büyük avantajlarımızdan biri, belki de ilk sırada yer alanı, nüfusumuzun genç olmasıdır. Geleceğimiz adına bizi umutlandıran bu tablo, dünya milletler ailesi arasındaki en büyük güvencemizdir. İstiklal Savaşı'mızı yöneten ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran iradenin merkezi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak gayemiz, hedefimiz ülkemizin gelişmişlik seviyesini yükseltmektir. Bu noktada yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki ahenk son derece önemlidir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin özünü oluşturan erklerin ahenkli uyumu ve uyumlu bir şekilde çalışması, Türkiye'nin enerjisini gelişmeye odaklamasına fırsat veriyor. Yasama, yürütme ve yargı erklerini önümüzdeki dönemde daha yoğun gündem bekliyor. 3 gün sonra TBMM yeni yasama yılı çalışmalarına başlayacak. Yargı reform paketi başta olmak üzere ekonomik ve sosyal kalkınmamızı ivmelendirecek yasal düzenlemeleri sırayla görüşmeye başlayacağız. Yapacağımız çalışmalarla ülkemizi hedeflerine emin adımlarla taşıyacağız. Vatandaşlarımızdan aldığımız temsil görevi konusunda herkesin gönlü rahat olsun. Ankara'da sizleri düşünen ve sizlerin temsil etme sorumluluğunun şuurunda olan temsilcileriniz görev yapmakta. Gayemiz, ülkemizin her köşesini güzelleştirip dost düşman herkesin gıpta ettiği cennet gibi bir vatan haline getirmektir. İnşallah bunda muvaffak olacağız. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri eğitim düzeyi en yüksek olan ülkelerdir. Bizler 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışına sahip bir felsefeyle görev yapıyoruz. Dolayısıyla insanımızı nitelikli hale getirip barışa, huzura, feraha kavuşturmak gibi büyük bir gayenin peşinden koşuyoruz. Gayret bizden tevfik Cenab-ı Hak'tan."

“Eğitime 17 yılda 60 milyardan fazla yatırım yaptık”

TBMM Başkanı Şentop, beraberindeki protokol üyeleriyle daha sonra Bağlık Mahallesi'nde Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Ortaokulu'nun açılışına katıldı. Eğitim- öğretimin milli dava olduğunu belirten Şentop, şöyle konuştu: "Bizim güçlü savunma silahımız, yetişmiş insan gücümüzdür. Eğer Anadolu'nun ebedi vatanımız olarak kalmasını istiyorsak insanımızı mutlu huzurlu hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu hedefe ulaşmak için milli davımızda muvaffak olmak mecburiyetindeyiz. 2002'ye kadar Milli Savunma Bakanlığı'mızın bütçesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesinden fazlaydı. Kılıç, kalemden daha kıymetli kabul ediliyordu. 2002'de bu yana kaleme daha fazla itimat göstermeye başladık. 17 yılda eğitime 60 milyardan fazla yatırım yaptık. Dünyada Birleşmiş Milletler üyesi 196 devlet bulunmaktadır. Bu devletlerin 3'te 2 nüfusu, ülkemizin öğrenci nüfusundan azdır. Ülkemizde eğitim gören 18 milyon çocuğumuz bulunuyor. 7 milyon 750 bin üniversite öğrencimiz eğitim görmektedir. 25 milyonu aşan öğrenci sayımız vardır. Onların eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özveri gösterdik. Tek başına devletin gayreti yetmiyor; hayırseverlerimize, iş adamlarına ve STK'lara da görevler düşmektedir. Onlar da üzerine düşeni yapmaya çalışıyorlar. Çerkezköy de bunun en büyük şahididir."

“Hiç kimse eğitim konusunda kayıtsız kalmamalı”

Başkan Şentop, dünyanın gelişmiş bütün ülkelerinin, eğitim- öğretim yatırımlarını tamamladığını belirterek, şunları kaydetti:

"Altyapı ihtiyaçlarını karşılamak gerekiyor ve kaliteyi de konuşmaya gelmeliyiz. 'Kaç, ne kadar' demek yerine 'nasıl'ı konuşmaya çalışmalıyız. Eğitime yapılan yatırım, katma değeri en yüksek yatırımdır. Hiç kimse eğitim konusuna kayıtsız kalmamalıdır; çünkü istikbal yarışında bizleri en önde taşıyacak olan eğitimdir. Teknolojinin gelişmesi, bilginin yaygınlaşması sayesinde dünya çok dinamik bir hale gelmiştir. Bilgisayar programları gibi bizlerin de kendimizi güncellememiz gerekiyor. Günlük olarak dünyanın dört bir yanından haberler alıyoruz ve gençlerimiz daha çok etkileşim ve iletişim içine giriyorlar. Evlatlarımızı yeni şartlara göre yetiştirmek zorundayız. Değişime direnen değil değişimi yöneten olmalıyız. İhtiyaçlarını öngörerek eğitmeliyiz. Evlatlarımız şahsiyetli, özgüvenli olmalıdır. Onları dış dünyaya açıp sosyal bir kişilik olarak yetiştirmeliyiz. Günün meselelerini tartışmak yerine yarının imkânlarını ve fırsatlarını düşünmelerini sağlamalıyız. Bizlere düşen çocuklarımızın gençlerimizin becerilerini ortaya çıkartabilecekleri ve gösterecekleri ortamları hazırlamaktır. Millet olarak ne istiklal ne istikrar kaygımız olmamalıdır. Pırıl pırıl gençlerimiz milli hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Gayret edersek bunu başaracağımızdan hiç şüphemiz yoktur. Yeter ki güvenimizi ve inancımızı koruyalım."

“Savaş uçağını da yolcu uçağımızı da en kısa zamanda yapacağız”

İstanbul'da yapılan TEKNOFEST ile ilgili de konuşan TBMM Başkanı Şentop, "Hava araçları, savunma silahları başta olmak üzere teknoloji ürünleri sergilendi. Bizim gençlerimiz ve yeni nesillerimiz bunları yaptı. Kendi gök kubbemizde gösteri yapan hava araçları daha düne kadar dışarıdan almak zorundaydık. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar, misali sözde müttefiklerimizden alamadığımız İHA'lardan başlamak üzere silahlı insansız hava araçlarını, helikopteri, tankları bizler yapmaya başladık. Savaş uçağı ve yolcu uçağımızı da en kısa zamanda yapacağız. Bize uçak vermeyenler kendi uçağımızı yaptığımız zaman 'Eyvah biz ne yaptık' diyecekler. Azim, inanç ve inat olduktan sonra tekeden süt çıkarırız. Hepsini de yerli ve milli imkânlarla yapabiliriz. Yeter ki kendimize olan güvenimizi kaybetmeyelim. İstersek başaracağımıza olan inancımızı koruyalım. Gençlerimizde, çocuklarda bu umudu görüyorum. İş adamlarında enerjiyi görüyorum. Kendimize inanacak ve güveneceğiz. Unutmamalıyız ki vazgeçersek kaybederiz. İnatla ısrarla çalışacağız ve mutlaka başaracağız" dedi. TBMM Başkanı Şentop, açılışların ardından Trakya Üniversitesi'nin yeni akademik yıl açılışına katılmak üzere Edirne'ye hareket etti.

Trakya Üniversitesi'nin akademik yılı açılışına katıldı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Trakya Üniversitesi'nin akademik yılı açılışına katılmak üzere geldiği Edirne'de Vali Ekrem Canalp, Belediye Başkanı Recep Gürkan, Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu'nca karşılandı. Akademik yılı açılışı öncesinde ünlü klarnet sanatçısı Serkan Çağrı, Trakya Üniversitesi Balkan Senfoni Orkestrası ile birlikte bir konser verdi. Şentop, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmasında, eğitimin özellikle de üniversite eğitiminin bugünkü modern dünyanın, hem prestij bakımından hem de teorik ve pratik toplumsal gereklilik bakımından olmazsa olmaz temel kurumu olduğunu belirterek, şöyle dedi:

​"Akademik camianın ve gençlerimizin yakından müşahede ettiği gibi bugün ülkemizde son 20 yılda açılan üniversite ve yüksek okulların sayısı, bu alandaki nitel ve nicel atılımlar, cumhuriyet tarihimizin bütünü içinde özel ağırlıklı bir yere sahiptir. 207 üniversitemiz var. Her alanda olduğu gibi bu alanda da elbette eleştiriler yapılabilir ve yapılmalıdır da. Ama bu tartışmalar, benim de hukuk bilimi alanında bir üyesi olduğum akademik dünyanın temel hakikatini değiştirmez. İnsan başından beri bu evrende soru soran ve buna cevap arayan, düşünen, akliden, bazı sonuçlara varan, bazen bu sonuçlardan yola çıkıp başka sorulara, başka cevaplara yelken açan canlıdır. Disipliner ve bir usule dayalı bilgiye, ilme, araştırmaya, deneye, felsefeye, mantığa, teolojiye, gökbilimine, fiziğe, kimyaya, edebiyata, mimariye. Velhasıl bütün bir fizik ve metafizik alana ilişkin tecessüslerin, buluşların, sonuçların ve yeni başlangıçların merkezinde insan vardır; Öğreten bir insan ve öğrenmeye talip olan başka bir insan. İşte bu iki farklı cephedeki insanın buluştuğu, karşılaştığı ve birinin diğerine belirli bir alandaki ilmi veya bilimsel üst düzey birikimi aktardığı varsayılan mekanın adı üniversitedir. Siyasetten uluslararası ilişkilere, biyolojiden psikolojiye, farmakolojiden felsefeye hangi şubede ilerlemek, uzmanlaşmak istiyorsanız, ilgili fakülteye gidip kayıt yaptırmak ve sonra ilerlemek, ilerlemek. Araştırmacılar, dünyanın ilk üniversitesinin 859 yılında Emeviler döneminde Fas'ta kurulduğunu belirtiyor. Bugün Devlet Üniversitesi olan ve Karaviyyin adını taşıyan bu üniversitenin dünyanın en eski diploma veren eğitim kurumu olduğu ve kurucusunun da bir kadın olduğunu belirtmek isterim."

“Zor zamanlardayız”

Akademik dünyanın geçirdiği evreler ve akademiye hakim olan, olması gereken ilkeler bakımından tarihsel süreç içerisinde sayısız tartışmalar yaşandığına vurgu yapan Şentop, "Bilimsel olan kutsal olan demek değildir. Bilimsel olan, zaten özü itibariyle yanlışlanabilir olandır. Bugün gelinen noktada sorulması gereken soru şudur, 'Her türlü bilimsel bilgi, gelişmesinin son aşaması, insana, diğer canlılara ve doğaya olumlu bir katkı mı vermekte? Yoksa artık temel gündem olan iklim değişikliği sebebiyle içinde yaşadığımız dünyanın her şeyine zarar veren, onu tahrif ve tahrip eden bir gelişmenin, daha doğru ifade bir yok oluşun önünü mü açmaktadır?' Dünyayı 15 defa yok edecek nükleer silah stokuna sahip bir dünyada, bütün bir insanlık olarak acaba güvenlikten, adaletten ne kadar söz edebiliriz?

Bugün geldiğimiz noktada yapay zekayı, insanın yerini alacak robotları ve siber hayatın ayrıntılarını konuşuyoruz. Ama aynı zamanda büyük sellerden, söndürülemeyen yangınlardan, karşı konulamayan kasırgalardan ve topyekûn yaşamsal bir gelecek endişesinden de bahsediyoruz. Zor zamanlardayız ve üniversiteler, farklı disiplinler aracılığıyla bu zorluklar karşısında bize yeni kapılar, pencereler açabilir mi? Hakikatle, umutla, sevinçle, adaletle insanın bağlarını biraz daha sıklaştırabilir mi? Cevabını aradığımız soru bu. Üniversitelerimiz, andığım bağları kurma yolunda sizleri motive ettikçe ve sizin yüksek enerjinizi ülkemiz için, gezegenimiz için bir atılım ruhuna dönüştürmeyi başardıkça hepimiz kazanacağız. Ortaya çıkacak olan yeni anlamlar, yeni düşünce ve uygulamalar hepimizi daha iyi bir dünyada yaşadığımız duygusuna ulaştıracak" dedi.

'Adalet kasrı' vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM'de yaptığı konuşmaya değinen Şentop, "Edirne'de ne var? Adalet Kasrı var. Bugün BM yapısındaki veto hakkına sahip 5 ülkenin varlığını tartışma konusu yapan ve bunu her genel kurulda yüksek sesle dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımız son konuşmasında da Türkiye'nin heyecanını ortaya koymuş oldu. İşte küresel adalet arayışımızı her küresel platformda haykırmamızın somut temeli de yüzyıllar önce Edirne'deki Adalet Kasrı'nda tecelli etmiştir. Edirne'de bir dönem üst düzey sağlık hizmetlerinin sunulduğu Şifahane var. O Şifahane ki müzikle tedavi gibi bir metot bile ta o zaman yürürlüğe girmiş. Biliyorsunuz bugün bu değerli eserimiz bir müze olarak bizi geçmişe götürüyor. Edirne'de dünyanın sayılı anıt eserlerinden Selimiye gibi bir mimari şaheser var. Muhteşem köprüler var, kervansaraylar var, dini mimarinin, sivil mimarinin harika örnekleri var. Edirne'ye mahsus değerli el sanatları var. Ve işte Anadolu ve Balkanlar başta olmak üzere uluslararası binlerce üniversite öğrencisine hizmet veren Trakya Üniversitemiz var. Her türlü sosyal ve fizik altyapıya sahip bu üniversitemizin değerini bilelim. Elbette Üniversite yönetimi de heyecan, umut, iyimserlik dolu siz gençlerimizin değerini bilecek ve Türkiye'miz için hep birlikte iyilik, merhamet ve insanlık için umut dolu bir geleceği birlikte inşa ettik, ediyoruz ve hep edeceğiz" diye konuştu.

"Bunu heba etmek acımasızlık olur"

Konuşmasının son bölümünde, üniversiteye başlayan ve mezun olanları kutlayan Şentop, şunları söyledi:

"Bizim en büyük zenginliğimiz insan zenginliğimizdir, gençliğimiz ve dinamizmimizdir. Bunu heba etmek acımasızlık olur. El ele, her türlü yapay gündemin uzağında sağlam bir bakış ve duruşla yürümek zorundayız. Yeni zamanlar, yeni fikirlerin ve bakışların da zamanı. Hz. Mevlana'nın dediği gibi, 'Yeni şeyler söyleyecek ve donmadan, bulanmadan akacağız.' Bugün bilgiye ulaşmak çok kolay. Dünyanın bütün kütüphaneleri, güncel bilgi akışları. Her şey cebimizde. Birkaç tuşla eskiden hayal edemeyeceğimiz hızda bilgiye ulaşmak mümkün. Ama aynı zamanda korkunç bir bilgi kirliliği ve bilgi çöpünün de merkezi orası. Çöpleri ayıklayıp gerçek bilgiye ulaşmak, doğru analizler yapmak büyük çaba istiyor. 'Usul esasa mukaddemdir' diye bir ilke var. Demek ki önce doğru usulü, yöntemi öğreneceğiz, sonra içerikle ilgileneceğiz. Sonrası kendiliğinden gelir. Bilgiyi ayıklamayı bilmiyorsanız, bilgi sizi yutar. O yüzden zaman kaybını önlemek, yanlış yollara girmemek için, önce yöntem, önce metodoloji. Üniversitelerimiz temelde bunu verir ve bunun üzerine sağlıklı bilgi inşa edilir. 2019- 2020 akademik yılın açılışını yaparken; cehaletin, önyargının, boş vermişliğin, umursamazlığın kapılarını da ebediyen kapatmayı unutmayalım. Bunu yapabileceğimize inanıyorum."

3 metrelik Selimiye tablosu

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erhan Tabakoğlu, konuşmasının ardından Şentop'a Edirne'nin en önemli simgesi Selimi Camii'nin 3 metre uzunluk, 2 metre genişliğe sahip tablosunu hediye etti.

TED Koleji açılışını yaptı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Edirne'de Trakya Üniversitesi'nin akademik yılına katılmadan önce TED Koleji'nin açılışını gerçekleştirdi. Düzenli ve zorunlu eğitimin dünya tarihindeki yerinin çok eski olmadığını söyleyen Şentop, "Bununla birlikte artık eğitimsiz bir hayat, hele de bizim ülkemizde düşünülemez. 'Beşikten mezara kadar ilim' sözünün dolaştığı bir toplumda esasen bu alana ilişkin düşünceler net ve berraktır. Fakat nasıl bir eğitim? İşte meselenin düğümlendiği yer burası. Pozitivist dünyanın eğitim model ve tartışmaları artık çok geride kaldı. Bir adı da bilgi toplumu olan çağımızda eğitime yüklenen ve ondan beklenen perspektifler çok değişti. Bilgiye dayalı uluslararası rekabetin yıkıcı dünyasında eğitim artık bir durum değil, duruş biçimi. Küresel rekabetin eğitim otoriteleri artık en iyisini, en hızlısını, en donanımlısını talep ediyor. Bunu öğrencileri ile birlikte sağlayabilen orta öğretim ve akademi dünyası; Yalnızca kendisine prestijli bir yer edinmekle kalmıyor, ayrıca ülkesine ve hatta Dünyaya yön verecek beyinleri de hazırlamış oluyor" dedi.

Eğitimin yalnızca okulda alınmayacağına vurgu yapan Şentop, "Eğitim yalnızca okullarda alınmaz. Hatta denmiştir ki 'yalnızca okuldaki eğitimle yetinen çocuk, cahil bir çocuktur'. Okul diploma verir. Ama diplomayla birlikte sağlıklı işleyen, analiz ve çıkarımlar yapabilen bir mantık ve bakış açısı vermemişse, bu eğitim sistemini tartışabilir. Müziğin, resmin, sanatın da iç dünyamızı eğittiğini, dünyanın sanatla edebiyatla daha tahammül edilebilir bir yer olduğunu akıldan çıkarmayalım. Aynı zamanda boğulmadan zihnimiz için neşeli, cesur, anlamlı ve bilgelikle çizilmiş yol haritaları sunmalı. İki dersin arasına teneffüs, yani nefes alma derken bir defa daha düşünmeliyiz? Yoksa derslerde boğuluyor muyuz? Ki, nefes alma aralığına ihtiyaç duyuyoruz. Okul bizi bilgi yönünden zenginleştirebilir ama ruhumuzu zenginleştirecek şey çoğu zaman arkadaşlarımızdır, ders dışında da eğilmemiz gereken, dünyayı zenginleştiren sonsuz sayıdaki kitaplardır. Arkadaşlarınızla sınıftan sınıfa süren dostluk, ileride nasıl anılarınız olacaksa, kitaplarla, fikirlerle zihnen kurduğunuz yol arkadaşlığı da zihninizin ve duygularınızın anılarına dönüşecektir" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Edirne'de daha sonra sivil toplum örgütü temsilcileriyle basına kapalı toplantıda bir araya geldi. (DHA)