Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 28 Aralık 2011’de hava harekâtında 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 4 kişinin de yaralandığı Uludere katliamının 7. yılı Meclis’te kurulan Uludere Komisyonu’nu üyesi TBMM Başkanvekili Levent Gök, karartılan, soruşturulmayan yönleri bir kez daha anımsattı. Gök, “Çok net bir olay olmasına karşın karanlık dehlizlere terkedilmiştir. Ölen şahıslarla ilgili yaratılan algı ne yazık ki halen Türkiye’de kırılamamıştır" dedi.
Gök, devamında şöyle devam etti:
"Aileler bugüne değin adalet arayışlarını sürdürüyor. Yurttaşlarımız adaletin kendilerine ulaşmaması nedeniyle duygusal bir kopuş yaşıyorlar. Devlet hiçbir yurttaşında duygusal kopuş yaracak bir tavır içinde olamaz”."
Olayın yaşandığı gün “önce bir karartma uygulandığını” belirten Gök, “Başlarda; devlet, ailelere güvence verdi, ‘karanlık dehlizlerde kalmayacak, adalete güvenin’ teminatı verildi. Çok net bir olay olmasına karşın herhangi bir soruşturma ya da başka bir yargı süreci başlatılmaması nedeniyle karanlık dehlizlere terkedilmiştir” ifadesini kullandı.
Meclis’te komisyon kurulduğunu, İçişleri Bakanlığı’nın bir müfettiş görevlendirdiğini ve Diyarbakır’da özel yetkili savcılığın soruşturma başlattığını anımsatan Gök, şunları kaydetti:
“Müfettişler önemli bir rapor sundular. İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma raporuna dönüştürülmedi, bakanlığın tozlu raflarında öylece kaldı. Doğru olan soruşturma izni verilmesi ve soruşturma raporunun tanzim edilmesiydi. Soruşturma raporunun sonucu işin yargısal boyutunu ortaya çıkaracaktı. Buna olanak tanınmadı” diye konuştu. Meclis komisyonunun hazırladığı raporun iktidar partisinin oyları ile kapatıldığını belirten Gök, Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’nın da görevsizlik kararı vererek dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdiğini belirtti. Gök, “Genelkurmay Askeri Savcılığı da kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermek suretiyle dosyayı kapattı. Ortada yargısal boyutta müdahale edecek ve araştırılacak bir mekanizma kaldı."
TBMM başkan vekili, “28 Aralık tarihinden önce PKK’nın askeri kanat sorumlusu Fehman Hüseyin’in (Bahoz Erdal) sınırın öbür tarafında olduğuna dair çeşitli duyumlar istihbarat raporlarına yansımıştır. Zamanın Genelkurmay İkinci Başkanı olan Hulusi Akar tarafından operasyonun onay emri için yazı Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bulunan Necdet Özel’e gönderilmiştir. Uludere’deki olayın can damarı Fehman Hüseyin’in bu gruplar içinde Türkiye’ye gireceğine dair beklentidir. Oysa Fehman Hüseyin o grubun içinde değildi. Ortada büyük bir yanıgı ve yanlış istihbarat vardır” diye konuştu.
Meclis Araştırma Komisyonu’na MİT’ten bir yazı geldiğini belirten Gök, “Yazıda MİT, olaydan 12 saat sonra haberdar olduğunu bildiriyor. Ama MİT’in bir gün önce MGK’ya gönderdiği yazıda, sınırlarımızda hareketliliğin olduğunu ifade etmiş” dedi.
2014 yılında dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Meclis’te basın toplantısı düzenlediğini belirten Gök, “Şahin, ‘MİT tarafından gönderilen yazılar ve üst düzey bir MİT görevlisi TSK’yı bizzat arayarak, Bahoz Erdal’ın hudut hattını geçmekte olduğu bildirilmiştir. TSK yetkilileri bilginin doğru olup olmadığını defaatle sormuş, MİT yetkilisi de ısrarla bilginin doğruluğunu teyit etmiştir’ diyor. Şahin’in büyük bir açıklıkla ifade ettiği MİT yetkilisi kimdir? Bu MİT yetkilisinin kim olduğu devlet tarafından elbette bilinmektedir. Kim korunmaktadır? ” açıklamasında bulundu.