TBMM Genel Kurulu'nda, AKP ile CHP arasında Boğaziçi Üniversitesi tartışması yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, tutuklu öğrencilerden bahsederken, "Bu 9 arkadaşı bir ziyaret edin. 'Terörist bunlar' derseniz haftaya ben de 'terörist bunlar' diyeceğim ama insan bunlar, genç bunlar, masum bunlar; Allah aşkına bir bakın" derken, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Öğrenciler, itiraz ederler, hukuk içinde kalarak kendi taleplerini dile getirirler. Fakat bunu yaparken kendileri farkında olmasa bile bir grup insan, bir grup terör örgütü onları manipüle edebilir, onları kullanabilir maalesef. Bu suistimale müsaade etmeden bunları yapmaları lazım" şeklinde konuştu.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Gündem dışı konuşmaların ardından söz alan grup başkanvekilleri gündemlerindeki konuları değerlendirdi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili sözleri, AKP'lilerin tepkisine neden oldu. Özel, geçen hafta bir grup milletvekili ile Boğaziçi Üniversitesi olaylarında tutuklanan öğrencileri ziyaret ettiklerini aktararak, "Ben geçen hafta bir iş yaptım. Bütün milletvekillerimize tavsiye ediyorum, biz 5 arkadaş gittik. Şu Boğaziçi tutuklularını bir göreyim dedim. Şu teröristleri bir göreyim, terörle iltisakları bir göreyim" ifadesini kullandı.
Özgür Özel, konuşmasının devamında tutuklular arasında 'acayip insanların çıktığına' vurgu yaparak şöyle dedi:
"Boğaziçi tutuklularını kazıdık, içinden acayip insanlar çıktı, acayip çocuklar çıktı. Gidip de görseniz, 10 gün önce bu ülkeye yaşattığımızdan utanırsınız. Efendim, o 'Kâbe resmini yere serdiler, tepindiler' meselesi var ya. 2 arkadaş, Doğu ile Selahattin, Boğaziçi Fizik tek tercih girmişler, orada tanışmışlar. Birinin dedesi de fizik profesörü. Yan yana hücrelerde yatıyorlar, birbirini görmeden satranç oynuyorlar, pırıl pırıl çocuklar. Birinin anası babası AKP'li, birisi AKP Kadın Kolları Başkanlığı yapıyor, yapmış, yeni bırakmış, öbürünün babası MHP'li. 'Kâbe'ye saygıyı en iyi biz biliriz, ben geçen seneye kadar beş vakit namaz kılardım' diyor birisi. Aynı durum Beyza Buldağ'da vardı. Allah'tan onun itirazından önce bir televizyona çıkıp anlatma imkânı oldu. Boğaziçi Dayanışma hesabını Beyza açmış ama bir sene önce Boğaziçi'nden ayrılmış, o hesabı 1 senedir hiç kullanmamış. İzmir'de Tonsilit'ten üç aydır ailesinin yanında uzaktan eğitim alıyor, hiçbir protestoya gitmemiş. Siviller Boğaziçi Dayanışma hesabını sıfırlarken, sıfırlamaya giden numaranın sonu 12 diye Beyza'nın arkadaşlarının telefonundan o hesabı Beyza'nın açtığını anlayıp tutuklamışlar. Bu gerçeği söyleyince itirazla saldılar. Ama biz ne kadar kötü teröristleri içeri atıyorduk. Allah aşkına izin alın, hemen de veriyor Adalet Bakanlığı, bu 9 arkadaşı bir ziyaret edin. 'Terörist bunlar' derseniz haftaya ben de 'terörist bunlar' diyeceğim ama insan bunlar, genç bunlar, masum bunlar; Allah aşkına bir bakın."
Özgür Özel'in sözlerine yanıt veren AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, öğrencilerin itirazlarını dile getirirken manipülasyonlara dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Burada çok ince bir çizgi var, biz hukukçular, burada hep defaatle söylüyorum, hayatın itirazla şekillendiğine inanırız. İtiraz önemlidir, hukuk içerisinde kalarak. Hani siz 'protesto' kelimesini tercih ediyorsunuz, ben 'itiraz'ı tercih ediyorum. 'Bir itirazım var' demek hayatın bizatihi içinde var olmak demektir, önemlidir. Öğrenciler, itiraz ederler, hukuk içinde kalarak kendi taleplerini dile getirirler. Fakat bunu yaparken kendileri farkında olmasa bile bir grup insan, bir grup terör örgütü onları manipüle edebilir, onları kullanabilir maalesef. Bu suistimale müsaade etmeden bunları yapmaları lazım" dedi.
Çocukların anne, babaları veya çocuğun bizatihi kendisinin hangi partiden olduğunun da hiçbir önemi olmadığını vurgulayan Zengin, "Bence, hiçbir önemi yok. Ben şuna inanıyorum; çocuklar bizim çocuklarımız. Çocuklarımız hata da yapabilir. Eğer hata yapıyorlarsa anne, baba, siyasetçi olarak bizim onları sarıp sarmalayıp onları oradan kurtarmamız lazım. Ama bunu yaparken de o çocukları böylesine, bu ülke için, o güzel canım üniversiteyi böyle terörize ederek, o canım üniversite içerisinde başka bir şeyin gelmesine önayak olanları da hem o örgütsel yapıları hem de eğer onları yönlendiren siyasi bir kuvvet de varsa onlarla alakalı da hukuk içinde kalarak neyse yapmamız gereken bunu yapmamız gerekiyor. Hikaye, fevkalade önemlidir ama her bir hikaye hukukta bağımsızdır ve ben inanıyorum ki; Türkiye'nin hukuk sistematiği, bu çocuklarımıza en hızlı şekilde kim haklı, kim haksız, kim yanlış yaptı, kim doğru yaptı, bu konuda karar verecektir" değerlendirmesinde bulundu.
İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise iki grup başkanvekilinin de söylediklerinde haklı paylar olduğunu belirterek, "Hem Özgür Bey'i hem Özlem Hanım'ı dikkatle izledim, gerçekten ikisi de yaşadıklarıyla alakalı somut şeyler anlattı. Bence ikisi de önemli yerde buluşuyor ama bir yerde itirazım var. O da şu; bu çocukların arasına bunları provoke etmek üzere sızmış olan birtakım örgüt elemanlarının varlığı bu çocukları terörist etmez, bu önemli. Örgütlerin aralarına karışması veya varlığı bu çocukları terörist etmez. Dolayısıyla, 18- 19 yaşında bu çocukları 'Sen bunların arasına niye karıştın' diye suçlamak yerine, bu çocukları bu zulümden bir an önce kurtarabilecek girişimde bulunmak daha doğru olur diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.