Tecavüz sanığına beraat, mağdurun babasına 11 ay hapis

Tecavüz sanığına beraat, mağdurun babasına 11 ay hapis

Tunceli Hozat’ta 13 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan A.A., “Mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna” yönelik rapora rağmen beraat etti. Kızın babası ise sanık A.A.’yı tehdit ettiği gerekçesiyle 11 ay hapse mahkûm edildi

Milliyet'in haberine göre, Hozat Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre; A.A., 2010’da 11 yaşında olan kız çocuğuyla bıçak zoruyla "ters" ilişkiye girdi. O sırada cezaevinde olan kızın babası, olayı, tahliye olduğunda öğrendi. Pompalı tüfekle A.A.’nın evinin önüne giden baba, havaya bir el ateş etti. Babanın şikayeti üzerine A.A., gözaltına alınarak tutuklandı.

İddiaya göre, A.A., yaklaşık 10 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. Baba hakkında ise tehdit ve hakaretten dava açıldı. Yargılamalar sonunda, çocuğun beden ve ruh sağlığının bozulduğuna yönelik Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin raporuna karşılık, Fırat Üniversitesi’nin “fiili livata bulgusu yok” raporuna itibar edildi. Mahkeme, başka kanıt olmadığı gerekçesiyle A.A.’nın beraatine, babanın ise 11 ay 20 gün hapsine karar verdi. Aldığı ceza nedeniyle, babanın daha önceki şartla salıverme kararıyla tahliye olduğu davadaki 17 aylık infazı da yandı. Her iki karar da temyiz edildi. Bu süreçte, küçük kızın bir başka istismara daha maruz kaldığı ve o davanın sürdüğü de ortaya çıktı.

 

'Keserim!'

 

Baba, bu süreçte yaşadıklarını, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e gönderdiği mektupta anlattı. Mektubunda, Tunceli Hozat’ta yaşadığını, 2006’da esrar sattığı gerekçesiyle hakkında dava açıldığı, 2008’de tutuklandığını anlatan baba, kızını, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“O zaman 11 yaşında olan kızım, okulundan gelip giderken, aynı mahallede oturan A.A., yol güzergahında olan ahırın önünde bekleyerek çağırıyor. ‘Gel sana para vereyim, bizim eve ekmek al’ diyor. Çocuk yaklaştığında ahıra alıp kapıyı kapatıyor. Çıkardığı bıçağı kızımın boğazına bastırıyor. ‘Elbiselerini çıkart, sesini çıkartırsan, boğazını keserim’ diyor. Çocuğumla ters ilişkide bulunuyor. 35 yaşlarında bu şahıs, evli, bir çocuğu var. Bütün bunlar olurken ben cezaevindeydim. Çocuğum korkusundan bu durumu söyleyemiyor. Ama ikinci kez kızımı ahıra çağırdığında, mahalleden biri, ‘ne yapıyorsun’ diye müdahale ediyor. Ancak sinkaflı küfürler ediyor ona. ‘Ekmek almaya göndereceğim. Bu konuda konuşursan seni öldürürüm’ diyor.‘

 

'Sayıklıyordu'

 

Ben geçen yıl cezaevinden çıktım. Kızım, geceleri uykusunda ‘kimseye söylemeyeceğim’ diye bağırıyor, kalkıyordu. Annesine sordum. 6-7 aydır kızımın bu durumda olduğunu söyledi. Sormuş annesi, ‘kızım seni korkutan mı var’ diye.

‘Yok anne demiş, kötü rüya görüyorum. Bir gün kahvede otururken arkadaşım H. geldi. Bana bir şey söylemeye çalışıyordu. ‘Benden bu lafı duymadığına yemin et, yoksa beni öldürürler’ dedi. Bana cezaevindeyken olan bitenleri anlattı.

 

'Beni dövmeyesin'

 

Eve geldim. ‘Kızım kim sana ne kötülük yapmışsa bana söyle’ dedim. Çocuk, ağlayarak, titreyerek ‘Bana beni dövmeyesin, ben okula gidip gelirken, A.A. beni ahıra aldı. Kapıyı kapattı, bıçakla kesmek istedi’ diye anlattı. İnsanlık dışı her şeyi anlattı. Bayıldım üzüntüden. Ayıldığımda av tüfeğini alarak A.A.’nın evinin önüne gittim. ‘Ulan A. çık dışarı’ dedim. Abisi ve eşi çıktı. ‘Gel konuşalım, doğruysa ben öldürürüm. Bu kaçıncı namussuzluğu, onun yüzünden ben çıkamıyorum toplum içine’ dedi. Beni ikna ederek evine götürdü. Tüfeğimi de eşine verdim.

 

'JİTEM’ciydi'

 

A.A.’yı ekip arabasıyla götürdüler. Polis, çelişkili ifadeleri nedeniyle nezarete aldı. Oradan bağırıyordu. ‘Beni kimse tutuklayamaz. Ben askeriyenin ve JİTEM’in adamıyım. Yüzbaşını arayın’ diye bağırıyordu. Kızım da gelip ifade verdi. Ertesi gün A.A., tutuklanarak Elazığ’daki cezaevine gönderildi.

Elazığ’a Adli Tıpa götürdüler kızımı da. Sonra Hozat Adliyesi’nde ilk duruşma yapıldı. A.A.’nın askerin, akrabalarının devreye girmesiyle mahkemeye bile çıkmadan 10 günde serbest bırakıldığını o zaman öğrendik.

 

'İnfazım yandı'

 

Sonra bana ikinci mahkemenin 8 Ağustos 2011 olduğuna yönelik kağıt verdiler. Meğer bir ay önceymiş mahkeme. Ben gittiğimde adli tatildi. Bana verdikleri celbi verdim. Katip baktı, bir ay önce olduğunu söyledi mahkemenin. Yeni duruşma tarihini verdi. Duruşmaya gittiğimde hakim beni sanık sandalyesine oturttu. Bana ceza vermişler, yüzüme okudu. A.A.’nın beraat ettiğini söyledi. Eski cezamdan kalan 17 aylık infazımın da yandığını söyledi. Duruşma tarihinin bana yanlış verildiğini anlattı. Hakime hanım, ‘ben yeni geldim. Yapacak bir şey yok’ dedi.”