Tecavüze uğrayan E.E. 'kırmızı damga'yla yıkıldı

Tecavüze uğrayan E.E. 'kırmızı damga'yla yıkıldı

T24 - İzmir’de bir yıl önce iki kişinin tecavüzüne uğrayan üniversite öğrencisi E.E. koluna kırmızı damga vurularak Adlî Tıp Kurumu’na gönderilince ikinci kez yıkıldığını söyledi.

İzmir’de iki kişinin tecavüzüne uğrayan ve ardından omzuna mühür vurularak Adli Tıp Kurumu’na gönderilen üniversite öğrencisi isyan etti. Taraf’a konuşan üniversite öğrencisi E.E, “Adli Tıp’a içinde fotoğraflarımın, kimlik bilgilerimin olduğu zarfla gidiyorum zaten, bu mühür çok onur kırıcı. Bana o acıları tekrar yaşattı bana” dedi.

Tecavüz olayının ardından yaşanan mühür skandalıyla toplum içine çıkamadığını ve okuluna gidemediğini söyleyen genç kız “Bazı gazetelerde ismim açık açık yazılmıştı, bazılarında da fotoğrafım vardı. Resmen bir kez daha deşifre ettiler beni. Okuduğum okul ve bölümümü bile yazmışlardı bazı gazeteler. Artık ne okula, ne de arkadaşlarımın yanına gidebileceğim” diye konuştu.

Omzunda mühürle İstanbul’a gittim

Röportaj sırasında zaman zaman gözyaşlarını tutamayan E.E, Adli Tıp Kurumu’nda yaşadığı mühür skandalını ise şöyle anlattı:

“O korkunç olaydan sonra kendimi toparlayamadım. Önce ilaç tedavisi uygulandı ancak çok işe yaramadı. Bunun üzerine hastanede uzun süre yatarak tedavi gördüm. Çok zor bir süreçti. Bir gün ağabeyim yanıma geldi ve bana ‘Sen mahkemeye gideceksin. Koluna mühür vuracaklar. Sakın üzülme’ dedi. Bunu duyunca yıkıldım. Zaten kapatamasam da örtmeye çalıştığım bir konu tekrar gündeme geldi. Daha önce İzmir’de muayene olmuş ve bu muayene sonucu da mahkemeye gönderilmişti. Üstünden bir yıl geçtikten sonra böyle bir uygulamanın yapılmasını anlamsız buluyorum öncelikle. Hele mühür olayı... Gerekçesi benim yerime bir başkasının gitmesi ihtimaliymiş. Bunu aklım almıyor. Sonuçta ben İstanbul’a elimde bir zarfla gideceğim. O zarfta benim fotoğrafım var. Ne kadar değişebilirim ki, en fazla saçımın rengi değişir. O mührün vurulmasına ne gerek var. Bu uygulama ile yaşadığım her şey, o korkunç günler bana tekrar hatırlatılıyor. Tekrar tekrar ısıtılıp önüme konuluyor, o acılar yeniden yaşatılıyor adeta.”