Tedbir kararı alınmazsa Dink kayıtları silinebilir!

Tedbir kararı alınmazsa Dink kayıtları silinebilir!
T24 - Telekominikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) Hrant Dink davasında şüphelilerin cep telefonu kayıtlarının mahkemeye göndermesiyle yeni bir tartışma başladı. TİB Başkanı Fethi Şimşek söz konusu kayıtların dava zaman aşımı süresince silinmeyeceğini söyledi. Ancak Adalet Bakanlığı genelgesine göre, mahkeme tedbir kararı almazsa yasal sürenin sonunda kayıtlar silinebileceği bildirildi.Agos gazetesinin haberine göre, Telekominikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek talep edilen kayıtları mahkemeye gönderdiklerini açıkladı. Kayıtların içeriğine ilişkin henüz bilgi alınamadı. TİB'in daha önce yaptığı gibi yine mahkemenin talebine 'baz istasyonu ve kayıt bulunamadı' şeklinde bir cevap vererek gerçeği gizlemeye devam edip etmediği merak konusuŞimşek Adalet Bakanlığının genelgesi uyarınca kayıtların dava zaman aşımı süresince silinmeyeceğini söyledi. Ancak söz konusu genelgenin uygulanabilmesi için mahkeme tarafından tedbir kararı alınması gerekiyor. Aksi halde yasal süre sonunda kayıtlar silinebilir. İstenen kayıtlarla ilgili mahkeme tarafından henüz alınmış bir tedbir kararı yok.Alper Görmüş: TİB kayıtları gönderdi ama kaygılıyımTaraf gazetesi yazarı Alper Görmüş bugünkü (25 Kasım 2011) yazısında TİB'in mahkemeye gönderdiği kayıtlarla ilgili şüphelerini anlattı. Görmüş, "Gönderilen şeyin mahkemenin istediği şey olup olmadığını kaygılıyım" dediği yazısında "tedbir kararı"na dikkat çekti. Görmüş'ün yazısının bir bölümü şöyle:Hrant Dink cinayeti günü kameralara takılan şüphelilerin cep telefonu kayıtlarını tesbit etmek üzere mahkemenin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) istediği baz istasyonu kayıtlarıyla ilgili bilgi karışıklığı devam ediyor... Dolayısıyla şüphelerimiz de devam ediyor.Başlığı ve şu üstteki giriş paragrafını birlikte okuyup da bu satırların, şüpheciliği maraziliğe varmış birinin kaleminden çıktığına hükmederseniz, size alınmam... Ne var ki, beni böyle yapan, başkanı aracılığıyla “kayıtları gönderdik” açıklamasını yapan kurumun şimdiye kadar gösterdiği performans...Önce en taze haberi, bugün piyasaya çıkan AGOS dergisinden aktarayım... Evet, TİB Başkanı Fethi Şimşek, kendisiyle konuşan AGOS muhabirine “Kayıtları 21 kasım pazartesi günü mahkemeye gönderdik” demiş.Bu durumda siz de bana “E, daha ne kardeşim” diyebilirsiniz... Deyin de şunları bilerek deyin (AGOS’un haberinden faydalanarak aktarıyorum):TİB, mahkemenin Nisan 2009, Temmuz 2009, Şubat 2010 tarihli üç talebine ancak Nisan 2010’da cevap verdi. Cevaba göre GSM operatörlerinin orada baz istasyonu yoktu ya da varsa bile hiçbir görüşme tesbit edilememişti.Mayıs 2011’deki dördüncü talep ise Haziran 2011’de bu kez “özel hayatı ihlal olur” gerekçesiyle TİB’in itirazıyla karşılaştı. Mahkeme, Temmuz 2011’de itirazı oybirliğiyle reddetti. TİB bu kez de kayıtları vermek için mahkemeden bazı bilgiler istedi.Son bir haftadaki “yürek soğutan” açıklamalara gelince...İlk haberi, TİB’den isimsiz bir yetkiliye dayanarak Radikal gazetesi manşetten verdi (19 Kasım 2011). Habere göre, mahkeme sürdüğü için kayıtların silinmesi söz konusu değildi. TİB, 21 kasımda da resmî bir açıklama yaparak kayıtların mahkemeye gönderileceğini açıkladı. Bugünkü AGOS’ta yayımlanan haber ise, bu resmî açıklamanın devamı niteliğinde...Peki, bütün bunlara rağmen ben neden hâlâ şüphedeyim?İki nedenle:Birincisi: Bu hikâyeyi geçmişiyle birlikte ele aldığımda, gönderilen şeyin mahkemenin istediği şey olup olmadığı hususunda kaygılıyım.İkincisi: TİB’den yapılan resmî ya da şifahî bütün açıklamalarda “mahkeme sürdüğü sürece kayıtlar silinmez” deniyor ama, yönetmelikte, bunun mahkemenin “tedbir kararı”na bağlı olduğu ısrarla “es” geçiliyor. Açıkçası, bir süre de mahkemeye gönderilen fakat “işe yaramayan” birtakım kayıtlarla boğuştuktan sonra yasal sürenin sonunda kayıtların silinmesinden korkuyorum; “ne yapalım, mahkeme tedbir kararı çıkarmadı” gerekçesiyle...Kabul ediyorum, bütün kuşkularım birtakım varsayımlara dayalı... Fakat TİB’in geçmiş performansı da ortada...Yine de bu aşamada köşemdeki kum saatini kaldırıyorum.En sonunda mahcup olursam, TİB’den okkalı bir özür dilemek de boynumun borcu olsun!