'Tek yol, terör örgütünün silah bırakmasıdır'

'Tek yol, terör örgütünün silah bırakmasıdır'
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait özel bir jetle sabah saatlerinde Mardin Havaalanı'na gelen Orgeneral Başbuğ'u Mardin Valisi Hasan Duruer, Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Selim Mert karşıladı. Yoğun güvenlik önlemleri altında kente gelen Başbuğ, sınırdaki birlikleri denetlemek için helikopter ile Nusaybin sınırına gitti. Orgeneral Başbuğ burada gerçekleştirdiği açıklamada, 'Tek çıkar yol, terör örgütünün silah bırakmasıdır' dedi.Orgeneral İlker Başbuğ, önce Sınırtepe Sınır Karakolu'nu ziyaret sınırda nöbet tutan askerlerle teker teker bayramlaştı.

Askerlerle sohbet eden Başbuğ, askerlere ne zamandır burada görev yaptığını, memleketlerini sordu.

Geziyi takip eden gazetecilere Başbuğ'un Mardin'i ziyaret edeceği bilgisi uçaktayken verildi.

'Kandırılan gençler 26 yaşına gelmeden hayatını kaybediyor'

Orgeneral Başbuğ, son dönemdeki gelişmelere ve bölgeye yönelik olarak açıklamalarda bulundu.

Akan kanın durmasını TSK'nın da istediğini belirten Başbuğ, 'Bu kanı kim ve neden akıtıyor? Akan kanın durmasını TSK da ister. Bunun cevabı çok açık. Bazıları şimdi diyor ki 'Şu tarihe kadar insanları öldürmeyeceğiz. Ama o tarihten sonra masum insanlara görevini yapan askerlere kurşun sıkacağız.' Bu düşünce nasıl savunulabilir? Fakat ülkeyi korumanın bir nedeni var. Asker için onur ve vazife herşeyin üzerindedir. Birinci görevimiz halkımızın güvenliğinin sağlanması ve onların teröristlerden korunması. Terör örgütü bölgedeki kendi insanını katlediyor' dedi.'Tek çıkar yol, bölücü terör örgütünün silah bırakmasıdır'Devletin, güvenlik kuvvetlerinin kararlılığı karşısında terör örgütünün amaçlarına ulaşmasının mümkün olmadığını belirten Orgeneral Başbuğ, 'Örgüt kandırdı, kullandı 40 bine yakın insanın ölümüne neden oldu. TSK, her zaman herşeye rağmen bölücü terör örgütüne karşı yaptığı mücadeleyi insan odaklı yürütmekte. Bu önemli birşeydir. Kandırılarak katılan teröristlerin büyük bölümü 26 yaşına ulaşmadan hayatını kaybediyor. Özellikle terör örgütüne karşı çıkmalarına rağmen evlatlarını terör örgütüne kaptıran ve bu acıları yaşayan anne ve babaların acılarını da anlamak zorundayız. Silahla, kanla bir yere varılamaz tek çıkar yol bölücü terör örgütünün silahlarını bırakmasıdır' diyerek büyük devletlerin adil, şefkatli olduğunu söyledi.

Orgeneral Başbuğ, Adalet Bakanlığı'ndan alınan bilgilere göre 2005-2008 yılları arasında bölücü terör örgütünden 221. maddeden faydalanmak üzere 870 kişinin müracaat ettiğini, 638'ine ceza verilmediğini belirtti.

Bu rakamın aslında çok da küçük bir rakam olmadığını ifade eden Orgeneral Başbuğ, bu 638 kişinin adli işlemleri sonrası ceza almadan bırakıldığını açıkladı.

'Asker için onur ve vazife her şeyin üstesindedir'

Orgeneral Başbuğ, 'Teröristler dünyanın her yerinde gündemin kan, gözyaşı ve nefret üzerinde olmasını ister. Bazıları diyor ki şu tarihe kadar insanların ölümüne neden olmayacağız. Ancak şu tarihten sonra masum insanları öldürmeye devam edeceğiz. Bu tehdit, insanlık dışı bu düşüncelere nasıl ılımlı bakılabilir. Bu çeşit düşünceler nasıl desteklenir? Bunun da herhalde sorulması lazım' diyerek ülke ve milleti bütünlüğünün korunması için bir bedel olduğunu, asker içinse onur ve vazifenini her şeyden üstün olduğunu söyledi.

'Bizler aynı zamanda acılara da göğüs germeye de eğitilmişizdir ve bunu biliriz. TSK, bölücü terör örgütü ile mücadelede kendisine düşen görev ve sorumluluklarının bilinci içindedir' diyen Orgeneral Başbuğ, bölgede 683 adet jandarma karakolu bulunbuğunu, ve bu karakolların asli vazifesinin bölgedeki insanların güvenliğini sağlamak olduğunu vurguladı.

'Bölücü terör örgütü kendi insanını katlediyor'

Bölücü örgütün bugüne kadar 5 bin 669 sivil vatandaşın ölümüne neden olduğunu ve katliamların sayısının 386 olarak belirten Orgeneral Başbuğ, 'Kimi katlediyor? Kendi insanını, bölgedeki insanını katlediyor. 392’si çocuk, 371’i kadın olmak üzere bir çok vatandaşımız katledildi.

1984’te Eruh Şemdinli olayları ile başlıyor terör eylemleri. 15 Ağustos 1984’den sonra 8 Kasım 1984’te örgütün ilk katliamı gerçekleşti. Eruh Karageçit’te. 35 ilde katliamlar gerçekleştirildi örgüt tarafından. Bu katliamların en yoğun olduğu il ise Mardin. Mardin’de 56 adet katliam gerçekleştirdi. Birinci görevimiz bölgedeki insanımızın güvenliğinin sağlanması. İkinci görevimiz sınır bölgelerinden giriş ve çıkışların etkin biçimde kontrol altına alınması. Bu amaçla 258 sınır boyunca karakolu var. Şu an onlardan birindeyiz. Devletimize milletimize şükran borçluyuz. Mehmetçiklere devletimizin, milletimizin bu imkanları sağlaması karşısında çok büyük şükran borçluyuz.' diyerek yeni sınır karakollarının inşaatının devam ettiğini söyledi.

'İşsizlik ve eğitimsizlik, bölgenin 2 önemli sorunudur'

'Diyoruz ki silahla kanla bir yere varılmaz. Tek çıkar yol silahlarınızı bırakmaktan geçiyor. Bu ülke büyük bir ülke, tüm vatandaşlarına yeter. Şu an Mardin Ovası'ndayız. Burayı gördükten sonra neyi paylaşamıyoruz. Bu ülkenin geleceği güzel. Burada her şartta ürün alınıyor. 2012'de su buralara da gelecek. Düşünün gelişimi. Biraz Doğu'da Harran Ovası var. Burası, bulunduğumuz yer Mezopotamya'nın kuzeyi. Dünyanın en verimli yeri. Bütün insanlarımıza refah getirir' diyen Orgeneral Başbuğ, bu terörden en büyük zararı bölge insanın çektiğini, çekmeye devam ettiğini vurguladı.

Orgeneral Başbuğ, 'Herkesin üzerinde düşünmesi gereken soru şudur. Bölge insanımızın ihtiyaçları nedir? Bu ihtiyaçları tespit etmek ve karşılamak devletin asli görevi' diyerek bölgenin 2 temel ve asli sorunun işsizlik ve eğitim sisteminin yetersizliği olduğunu belirtti.

'Bölgede okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 20'

Orgeneral Başbuğ, bölgede Türkçe okuma yazma bilmeyenlerin oranının yüzde 20 olduğunu bleirterek, 'Gözden kaçan önemli bir nokta var: Türkçe. Anayasa’nın 2. maddesi açık: Türkçe resmi dil. Türkçe aynı zamanda ortak iletişim dili. Türkçe aynı zamanda ekonomik dil. Burada yüzde 20 noktalarında geride olduğumuzu düşünürsek bölge insanının iyiliğini isteyen herkesin esas üzerinde durması gereken noktalar bunlar değil mi? Ana noktaları bırakıp diğer noktalarda kalıyoruz' dedi.

'Halkımızı terör ve siyaset ağalarından kurtarmalıyız'

'Birlikte yaşamaya karar verenler için cumhuriyetin kurulduğu ilk günden beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ezici bir çoğunluğu birlikte yaşama kararındadır' diyen Orgeneral Başbuğ, herhangi bir vatandaşın türkiye'nin neresinde olursa olsun kendisini kendileri için önemli bir sorun olduğunu dile getirdi.

Özellikle bu Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanların ağalardan çektiğini vurgukayan Orgeneral Başbuğ, 'Zamanın ağalarından çeken insanlarımız şimdi maalesef siyaset ve terör ağalarından muzdarip. Esas sorunlardan biri de halkımızın siyaset ve terör ağalarından kurtarılması' açıklamasında bulundu.

'Ayrılık tohumu giren tarladan nifak çıkar'

'Geçenlerde bir makaleyi okurken rahmetli Kartal’ın sözlerini değerli buldum. Onun sözlerini yarsak yenemeyeceğimizi hiçbir güçlük yok: Ayrılık tohumu giren tarladan nifak ve nefret çıkar. Bu milletin evlatları kaderlerinin ortak olduğunu öğrenmelidir' diyen Orgeneral Başbuğ, yaşanmakta olan gelişmelerden tedirgin olan vatandaşların olduğun, ancak kimsenin tedirgin olmaması gerektiğini belirterek, 'TSK milletimizden aldığı güç ve azimle görevinin başındadır. İşte Mehmetçikler. Bakıyorsunuz bu Mehmetçiklere. Ağrılısı var, Bitlislisi var, İstanbullusu var… Bu tablo bu ordunun milli olduğunu göstertiyor. Bizim için Karslı da Erzurumlu da aynıdır. Hepsi bizim Mehmetçiğimiz' dedi.

'Türk ordusu, hiçbir grubun ordusu değildir'

Orgeneral Başbuğ sözlerinin şu şekilde sonlandırdı:

'Bu orduyu burada görüyorsunuz. Bazıları bu orduyu karıştırıyorlar. Bu ordu hiçbir grubun ordusu değildir. Bu ordu milletin ordusudur. Bunu bozdurmayız. Bizim gücümüz bu. Türk ordusunun arkasında millet var. Türk ordusu kurulduğundan beri millilik vasfı vardır ve ilelebet devam edecektir. Tarihsel geçmişimiz, tecrübemiz, aklımız var. Güçlüyüz, özgüvenimiz tam. Milletimizin sağduyusuna, kahramanlığına, aklına ve vicdanına güveniyoruz Nereye giderseniz gidin Edirne’de de Ankara’da da Urfa’da da bunu göreceksiniz. Burada olmak buraya olmak heryere gitmekle eşanlamlıdır.'