Tekin: Rahatsızlığımı Kılıçdaroğlu'na anlattım

Tekin: Rahatsızlığımı Kılıçdaroğlu'na anlattım

NTV’nin sorularını yanıtlayan CHP Milletvekili Gürsel Tekin, Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ayrılma nedenini sadece Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla paylaştığını söyledi.

 
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, NTV’nin canlı yayında soruları yanıtladı.
 
Tekin, şu ifadeleri kullandı:
 
"Parti için rahatsızlık sadece parti içinde değil, aynı zamanda Türkiye'de oluşan siyaset rahatsızlığından da kaynaklanıyor. Son 10 yıl içinde Türkiye'de iş kazalarında 10 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş. İki gündür Anadolu’yu geziyorum. İşsizlik, yoksulluk, sefalet ve mutsuzluk… AK Parti’ye çok yakın olan kamu yoklaması firmasının yapmış olduğu bir araştırmaya göre; toplumun yüzde 81’i mutsuz, yüzde 19’u mutlu. Mutsuz bir Türkiye, mutlu bir iktidarla karşı karşıyayız. Aktif siyaset olmalı, içe dönük olmamalı. İçe dönük bir iktidar bizi mutlu etmemeli. Bizim beklentimiz toplumun beklentisi dışa dönük bir iktidardır.
 
Bu kadar kötü bir yönetimin karşısında daha aktif bir muhalefet yapmamız gerektiğine inanıyorum. İstanbul’da trafik sorunları yaşanıyor, görüyorsunuz. İstanbul trafiğinde tehlike 15 yıldır ‘geldim’ diyor.
 
Parti içinde muhalif bir yapının olduğunu zannetmiyorum. Elbette parti içinde farklı düşünenler olabilir. Bir kere kapalı toplantılardaki bilgilerin dışarı sızmasını kabul etmiyorum, alçakça bir davranış olarak buluyorum.
 
Kürt sorunun çözümü konusunda yeni yol haritasını devleti yönetenler koyacak. Bizim talebimiz Sayın başbakan giderken bu tehlikeli süreçte nasıl bir katkımız olabilirdi.
 
Güneydoğu’ya gittiğinizde bu sadece terör sınırlandırılacak bir durum değil ciddi bir kopuşla karşı karşıyasınız. Örneğin biz Uludere’ye giderken oradaki güvenlik görevlileri bizim güvenliğimizi alamadılar, çünkü kendi güvenliği yok. Kendi güvenliği olmayan güvenlik görevlilerinin orada insanların güvenliğini sağlayabilir mi? 10 yıllık bir iktidarın önünde yol haritası yok.
 
Anadolu’yu gezmemde başka bir anlam yüklenecekse yüklensin. Benim öyle bir anlam peşinde olmadığımı herkes biliyor.
 
Ben en iyi gününde değil, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun en kötü gününde de yayındaydım. Örneğin; Dersim tartışmasının olduğu dönemde aynı zamanda İl Başkanıydım. Sayın Deniz Baykal’a, Sayın Önder Sav’a karşı sorumluydum ama kendisini haklı bulduğum için Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında durmuş bir siyasetçiyim. Ahmet ne düşünür Mehmet ne düşünür; yarın koltuğum ne olur anlayışı içinde siyaset yapan bir insan değilim.
 
Genel Başkan Yardımcılığı görevimden ayrılırken satır arasında birçok rahatsızlıklarımı ifade ettim ama ana rahatsızlığımı tabii ki kamuoyuyla paylaşacak durumda değilim. Sadece Sayın Genel Başkanım’la paylaştım. Benim için CHP’nin kurumsal kimliği önemli, Cumhuriyet Halk Partisi’nin zarar göreceği hiçbir şeyin içinde olmam. Aile içinde sorunlarda olduğu gibi bu da aile içindedir. Öfke patlaması yaşayacak iki günlük siyasetçi değiliz. Sonuçta Sayın Genel Başkanım biliyor. Ama tabii Genel Başkan’ın yanındayken de Genel Başkan Yardımcısı’yken de rahatlıkla birebir eleştiren tek insanım. O açıdan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu onun olmadığı yerde savunurum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında yağcılık yapmam, Sayın Baykal’a yapmadığım gibi.
 
Türkiye'de CHP’de çok büyük beklenti var. CHP tartışması olunca herkesi ilgilendiriyor. Niçin başka parti bu kadar ilgi toplamıyor da CHP topluyor? CHP’nin çok ciddi sorumlulukları var. Toplumun sorunlarını gündeme getirebilecek mücadele edebilecek bir tek kurum kaldı o da CHP.
 
Bakın 40 yıldır iktidar değiliz. 40 yıldır iktidarda olmayan bir siyasi partinin hareketli yapısı, delegesi, örgütü olabilir mi? Ama hala CHP var. Çünkü CHP, Türkiye için büyük bir ihtiyaçtır. Bu iç çekişmelerden derhal kendimizi arındırmak durumundayız.
 
Benim hiçbir teşkilatla sorunum yok, genel anlayışla sorunum var. 3.5 yıl il başkanlığı yaptım. Çok çalışkan bir kadromuz vardı tek bir gün parti içi tartışma olmamıştır.
 
Aslında CHP’nin geçmişi ile hesaplaşabileceği bir sorunu yok. CHP’nin siyaseten eksikleri, yanlışları olabilir. Bunlar eleştirilebilir ama CHP tarihinde şanlı bir tarih bırakmıştır. Yani CHP’nin tarihinde trilyon kayıplar yoktur, yolsuzluklar yoktur, ‘çocuklarıma aş, iş gemi alayım’, ‘fabrika kurayım’ anlayışı yoktur.
 
CHP’nin tarihi siyaseten ideolojik olarak eleştirilebilir konuşulabilir. Ama hiç kimse unutmasın ki CHP aynı zamanda bir devletti.
 
Son 10 yılda neler oldu sayfalarca olumsuzluk sayabilirsiniz. Her dönemin olumlu işleri, olumsuzlukları vardır. Bunu böyle kabul etmek lazım. Öbür türlü tarihinizle hesaplaşmaya kalkarsanız altından çıkmanız mümkün değil. Nasıl ki bugün bizi sıkıştırıyorlar, Ermeni sorunu, Kürt sorunu filan bu sorunlarla da yüzleşmiş olursunuz.”