Eczacıbaşı Holding YK Başkanı Bülent Eczacıbaşı: “Teknemizin sağlam olduğuna inanıyorum, ancak rüzgar fırtınaya dönüştü, dolayısıyla farklı bir şekilde dümen tutacağız. ‘Biz yeni koşullarda şöyle bir rota izleyeceğiz' dememiz lazım.” Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, küresel mali kriz ile ilgili olarak paniğe kapılmamanın doğru olduğunu, ancak krizin de ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Eczacıbaşı, Almanya'nın Köln kentinde gazetecilerin küresel mali kriz ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Spesifik sorunların çözülmesi aşamasında çok büyük yanlışların da yapılabileceğini belirten Eczacıbaşı, şunları söyledi: "Bunları tartışabilecek bir ortamın yaratılması lazım yani bizim olağan üstü bir durumla karşı karşıya olduğumuzu kabul edip buna göre bir düzen içine girmemiz lazım. Dünyada bir kriz var ve bu ciddi bir kriz. Bunun sadece psikolojik etkenlerle ilgili olmadığı artık çok açık bir şekilde ortada. Ciddi sonuçlarının da olacağı ortada. Çok farklı ülkelere, çok farklı sektörlere yayılacak. Bunun etkileri muhakkak ki olacak." Bunun görülüp, ona göre bir düzen kurulması gerektiğini ifade eden Eczacıbaşı, diyalog mekanizmalarını geliştiren, özel sektörle kamu sektörü arasında daha iyi bir bilgi akışını gerçekleştirmeye olanak veren bir düzen içine girilmesi gerektiğini ifade etti. Hükümetin güven verici açıklamalarının böyle bir ortamda doğru olduğunu kaydeden Eczacıbaşı, "Bunu yapmak gerekir. Bunların kapsamı, biçimi çok önemli. Küçümseme anlamını taşırsa tabii ki doğru olmaz. Paniğe kapılmamak doğrudur, ancak krizi ciddiye almamak doğru olmaz" diye konuştu. Bugüne kadar hükümetin ekonomik alanda başarılı politika izlediğini belirten Eczacıbaşı, "Bizim gemimiz sağlam, teknemiz sağlam' demenin kesinlikle doğru olduğuna inanıyorum, ancak şimdi rüzgar fırtınaya dönüştü, rüzgarın yönü değişti. Dolayısıyla farklı bir şekilde dümen tutacağız. O farklılığı ortaya koyabilmemiz gerekir diye düşünüyorum. Yani 'bizim teknemiz sağlam, ancak biz yeni koşullarda şöyle bir rota izleyeceğiz' dememiz gerekir. O zaman bu mesajlar daha güven sağlayıcı olur" şeklinde konuştu. “Türkiye izlediği doğru politikaların ödülünü alıyor” İletişimin bu yönde biraz geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Eczacıbaşı, şunları kaydetti: "Ancak Türkiye izlediği doğru politikaların ödülünü bugün alıyor. Yani biz teknemiz sağlam diyebiliyorsak, son 6 ya da 7 yılda izlenen doğru politikaların sonucudur. Ekonomik dengelerin iyileşmesi, bankacılık kesiminin sağlığa kavuşması, bunlar bugün bize yardımcı olacak son derece önemli faktörler. Ancak artık koşullar değişmiştir. Dünyada bir kriz ortamı vardır. Kriz döneminin politikaları farklı olacaktır. Biz sağlamız demek doğrudur, ancak biz bugüne kadar ne yaptıysak onu yapacağız anlamında bir mesaj doğru olmaz. Neyi farklı yapacağımızı da ortaya koymamız lazım, çünkü koşullar değişmiştir." Endişelerin genelde kaynak kıtlığından kaynaklanmadığına dikkati çeken Eczacıbaşı, "kredi daralması, bunun Türkiye'ye getireceği kaynak kıtlığı son yıllara göre tabii ki radikal bir değişim. Dünya çok büyük kaynak kıtlığı yaşadı son yıllarda, oysa reel bir daralma söz konusu. Üretimin azalması, bunun pazarlara yansıması söz konusu. Bu nedenle kaynak azalmasını bir kenara bırakıp, biraz da reel daralmanın etkileri üzerinde fikir oluşturmamız lazım. Bu kaçınılmaz" dedi. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Eczacıbaşı, Türkiye'nin krizden etkilenmemesi diye bir şeyin söz konusu olamayacağına vurgu yaparak, bir çok sektörün bundan etkileneceğini, çünkü dünya pazarlarının küçüldüğünü, son tahminlerin 2009 yılında dünyadaki büyümenin yüzde 3 dolayında olacağını, gelişmiş pazarlarda sıfır olacağını, büyümekte olan pazarlarda da büyük ölçüde düşeceğini gösterdiğini belirtti. "Bunların sonucunu Türkiye'nin yaşamaması tabii ki mümkün değil. Bunlar yaşanacak. O nedenle bunları da dikkate alan ve aniden ortaya çıkabilecek gelişmelere karşı önlemleri kısa sürede değerlendirip yürürlüğe koyabilecek bir düzene geçmemiz gerekir diye düşünüyorum" diyen Eczacıbaşı, şunları kaydetti: IMF ile ilişkiler sıcak tutulmalı "IMF ile ilişkiler sıcak ve sağlam tutulmalı, bu dönemde bu Türkiye'ye faydalı olacak. Spesifik önlemleri dile getirmek biraz riskli diye düşünüyorum. Yani para politikasına ya da maliye politikalarına ilişkin slogan şeklinde önerileri ortaya atmak yanlış. Bunların ciddi değerlendirmeler sonucunda söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Para politikası ve maliye politikası sıkı mı olmalı, gevşek mi? Bunlar uzmanların, ekonomiyi elinde bulunduran kişilerin ayrıntılı değerlendirmeleri sonucunda ortaya konulmalı." Türkiye'de ve tüm dünyada 2009 yılında parlak büyüme hızları beklenmemesi ve tüm hesapların buna göre yapılması gerektiğini ifade eden Eczacıbaşı, Türkiye'nin diğer önemli konularda da geriye düşmemesi gerektiğini, teröre karşı mücadele ve anayasa gibi önemli konularda soğuk kanlı bir şekilde davranarak sorunları çözebileceğini belirtti. Eczacıbaşı, "Türkiye'nin sorunları çok fazla. Hükümetin tüm bu konularla eş zamanlı olarak uğraşma zorunluluğu var. Bu nedenle, böyle bir ortamda hükümetin sadece ekonomik krizle ilgileneceğini düşünmek istemiyorum. Bunun böyle olacağını da zannetmiyorum" diye konuştu. İletişimin ve saydamlığın faydalı olacağına inandığını kaydeden Eczacıbaşı, "Bizim de iş dünyasında her zaman inandığımız, iletişim gerçekler üzerine oturtulmalı. Yok olan şeyleri var, var olan şeyleri de yokmuş gibi göstermemeli. Tabii ki siyasette herkes konuları, görünmesini istediği şekilde ortaya koyacaktır, ancak bu, iletişimi saptırmak anlamına gelmez. Yine de iletişim doğrular üzerine kurulmalıdır. Bu nedenle gündemi saptırıcı konuların hiç kimseye faydası olmayacağını düşünüyorum" şeklinde görüş belirtti. Eczacıbaşı, Merkez Bankasının hatalar yaptığı şeklindeki görüşler ile ilgili olarak da, ihracat yapan sanayicilerin kur politikasından değil, ancak kurların düzenlenmesinden şikayetçi olduğunu ifade etti. "Biz de bunların arasındayız. Katma değer yaratan bir sanayici kuruluş olarak biz Türk Lirasının durumundan zarar gördük. Bu kısa sürede giderilebilecek bir sorun olmadı, yıllarca devam etti. Yurt dışına büyük ölçüde satış yapan bir kuruluş olarak bizim maliyetlerimiz enflasyonla arttı, ancak fiyatlarımız artmadı" diyen Eczacıbaşı, bunun kısa vadeli etkilerinin, alınan tedbirlerle giderilebileceğini kaydetti. Eczacıbaşı, şöyle konuştu: "Tasarruf önlemleri alınabilir, ancak bunun bir sınırı vardır. O sınırlar çok aşıldı ve aşırı değerlenmiş Türk Lirası nedeniyle katma değer yaratan sanayici kuruluşlar çok zarar gördü. Bunun nedenlerini de biliyoruz. Bizce Türkiye'nin farklı dengeler üzerine oturtulması gerekir. Cari işlem fazlası veren ve ivmesini ihracattaki büyümeden alan bir ülke olması gerekir. Türkiye büyümesinin motoru olarak ihracatı gereken yere yerleştiremedi. Büyümenin ivmesi hep başka noktalardan geldi. Bu nedenle de Türkiye'nin sürdürülebilir stratejisi etkili olmadı. Bu bizim pembe tablonun ortasında gördüğümüz karanlık bir noktadır. Ancak buradan Merkez Bankası yanlış yapıyor, faizleri şöyle yapıyor, böyle yapıyor sonucuna gelmek istemem. Merkez Bankasının emin ellerde olduğunu düşünüyorum."