'Tel örgüden korkan yok'

'Tel örgüden korkan yok'

Macar askerleri Budapeşte hükümetinin büyük önem verdiği tel örgüyü tamamlamaya çalışıyor. 4 metre yüksekliğindeki direkler çakılmış ve dikenli tel örgünün sadece ilk metresi çekilmiş. Tel örgünün bir yerinde asılı kalmış bir mama önlüğü dikkat çekiyor... Muhtemelen tel örgüyü geçmeye çalışan mültecilerden kalmış. Askerlerden biri bu ayın sonuna kadar tamamlanması beklenen duvarın mültecilerin akınını durdurmasını umduklarını söylüyor.

Beklenen 'Pakistanlı'

Sınırın 20 kilometre batısındaki Subotica adlı Sırp kasabasında ise bu tel örgüyü aşmaya niyetli sığınmacılar bekleşiyor. Eski bir fabrikada toplanan sığınmacılar, fabrikanın duvarlarına Arapça ve başka dillerde grafitiler çizmiş. Bunlardan birinde Beşar Esad’a büyük hakaretler ediliyor. Aynı öfkeyi taşıyan ve Şam’dan kaçmayı başaran 27 yaşındaki Malid "Suriye’de herkes Esad’ın masum insanları öldürdüğünü biliyor. Durum bizde çok karmaşık, her yer asker ve milislerle dolu" diye konuşuyor.

Malid kurtuluşu ailesi ile birlikte Avrupa’ya kaçmakta bulmuş. Bilişim uzmanı genç adamın amacı Almanya’ya gidip orada enformasyon teknolojileri branşında çalışabilmek. Hatta yaşamak istediği şehrin adını bile biliyor: Frankfurt. Çünkü orada akrabaları varmış.

Buradaki sığınmacılar Macar askerlerini ve henüz tamamlanmamış tel örgüleri nasıl aşacağını biliyorlar. Malid ürkek bir biçimde sığınmacıların bir Pakistanlı'dan gelecek telefonu beklediklerini anlatıyor. Söz konusu kaçakçı, tecrübeli bir mülteciymiş. Para kazanmak için Macaristan sınırında kalmayı tercih etmiş.

Sığınmacıların istismarı

Malid, kendisi ve ailesini Almanya’ya götürmeyi başarırsa Pakistanlıya tam 4 bin 500 Euro ödeyecek. Bu kadar parası olmayanlar için ise ucuza başka çözümler var. 50 ya da 100 Euro’ya sınırın zayıf noktaları gösteriliyor. Ancak sığınmacıların o bölgelerden tek başına geçip başının çaresine bakmaları gerekiyor. Sığınmacıların anlattıklarına göre, sadece Pakistanlı insan kaçakçısı günde 20 kişiyi sınırdan geçirmeyi başarıyor. Ancak bu mistik kişilik, gazeteciler fabrikada iken ortaya çıkmıyor. O nedenle sığınmacılar fabrikayı terk etmemizi istiyor.

Sığınmacıların bu çaresizliğinden sadece insan kaçakçıları faydalanmıyor. Aynı zamanda Sırp polisi de bu durumu istismar ediyor. Bir taksi şoförü, polislerin Subotica’ya giden taksileri durdurup içindeki gözü korkmuş sığınmacılardan kişi başına 100 Euro aldığını anlatıyor. Taksi şoförü "Çok büyük zulüm. Zavallı insanlar bilinmeyen bir geleceğe doğru gidiyorlar ve burada bir de polisin eziyetine maruz kalıyorlar" diye konuşuyor.

Ayrıca taksi şoförleri de "kaçakçı" diye şikayet edilmemek için diken üstündeler. Aksi takdirde arabalarına el konma ve hapsedilme tehlikesi söz konusu olabiliyor. Bir Sırp gazetesinde yer alan habere göre sadece bu yıl bin araca bu nedenle el konmuş. Taksi şoförü "mantık bunun neresinde? Bu insanlar Macaristan‘a geçmek istiyor. Neden onlara geçiş kolaylaştırılmıyor?" diye yakınıyor.

'Etik bir sorun'

Sığınmacılar burada yardımsever insanlarla da karşılaşıyor. Tibor Varga gri kamyonetinden inince, sığınmacılar yiyecek bir şeylerin geldiğini anlıyorlar. Protestan rahip, yaklaşık 4 yıldır, yani Arap Baharı’nın başından beri buraya ulaşan sığınmacılara ekmek, yumurta ve temizlik malzemeleri getiriyor. Varga, "Bu insanlar duygusal açıdan sarsılmış durumdalar. Çünkü kimse onların sorunları ile ilgilenmiyor. Oysa sadece bir el sıkışma, hafif bir gülümseme ve yumuşak bir ses tonu, inanının binlerce Euro’ya bedeldir" diye konuşuyor.

Avrupa genelindeki mülteci akını nedeniyle güvenlik uyarısında bulunanları anlamadığını belirten Rahip Varga, "Aralarından birinin kesin terörist olduğunu bilsem bile, o kişi aç ve susuz ise ne yapayım? Ayrıca şimdiye dek binlerce insanla karşılaştım. Hiçbiri beni öldürmedi" diye konuşuyor.

AB ülkelerinin mülteci kabul etmedeki tereddüdünü etik bir sorun olarak değerlendiren Varga, Macaristan’ın Sırbistan sınırına çektiği tel örgüye ilgili olarak da, sığınmacıların hayatlarında daha zor sorunların üstesinden geldiklerini ifade ediyor.