T24 - Taraf gazetesinin Telesiyej köşesinde yayımlanan yazıda, televizyonların yılbaşı gecesi canlı programlardaki eksikliğini değerlendirdi. "Yılbaşı gecesi, canlı televizyon yayıncılığından gerçek anlamda sadece ve sadece bir örnek vardı; o da, TV8’de Okan Bayülgen’in sunduğu Disko Kralı’ydı" yazısına yer verdi. Telesiyej köşesindeki "Yılbaşı gecesi televizyonculuk yapan sadece Okan Bayülgen’di" başlıklı bugünkü (3 Ocak 2011) yazı şöyle:Yılbaşı gecesi televizyon kanalları o kadar feci bantlıydı ki, o kadar olsun!Sadece Okan Bayülgen’in Kralı hakkıyla canlıydı yılbaşı gecesi. (Bir de zaruretten TRT-1’in Milli Piyango çekilişi nedeniyle canlı yayını.)Diğer tv’ciler hazırlamışlar yılbaşı bantlarını, birer ikişer de nöbetçi bırakmışlar kanallarına.. ki, peş peşe yayına koysun diye.. dağılmışlar evlere.Che bella!Televizyonculuk da budur çünkü değil mi?Televizyon dizilerinde ve programlarda yaşanan kalitatif dekadans boşuna değilmiş meğer.Çünkü bir yapı; mimarisiyle, mühendisliğiyle ve yönetimiyle yapısal bir aksaklık arz ediyorsa şayet, o yapının içine döşenen her şeyde de yürümeyen, uymayan, kalitesi tutturulamayan durumlar vardır.Televizyon kanalları gerçek anlamda kurumsal ve yaratıcı bir yapı oluşturmuş olsalardı, televizyon dizilerinin ve programlarının da kalitesi çok farklı olurdu bence.Bu diyalektik ilişki, 2011-2012 gecesi kendini –bağıra bağıra– net bir biçimde gösterdi işte.. dizilerin bir türlü dizi olamayışlarının nedenini bilfiil yaşamış olduk ekran karşısında.43 yıllık televizyonculuğumuz, sonun başlangıcını yaşama sürecine girdi bence yılbaşı gecesi.Telesiyej yıllardır yazıyor: TELEVİZYONCULUK CANLI YAYINCILIKTIR!Bundan başka da hiçbir şey değildir!Televizyonculuk, büyük bir oranda radyoculuğun görüntülü olanıdır.Yılbaşı gecesi, canlı televizyon yayıncılığından gerçek anlamda sadece ve sadece bir örnek vardı; o da, TV8’de Okan Bayülgen’in sunduğu Disko Kralı’ydı.Okan Bayülgen’in televizyonculuğa saygısı ve profesyonelliği, canlı yayından hiçbir zaman vazgeçmeyişiyle bir kez daha kanıtlanmış oldu bence.Televizyonculukta popülerlikle, popülizmin sınırları neredeyse birbirine geçmiş durumdadır.Popülerliği korumak çok hassas, dengeli ve süper dikkat isteyen bir durumdur.Telesiyej, Okan Bayülgen’in programlarını zaman zaman çeşitli boyutlarda eleştirmiş, görüşlerine, bazı konulara yaklaşım biçimine katılmamış olsa da; Okan Bayülgen hiçbir zaman popülist bir program üretmemiştir. Bu dengeyi tutturmanın bir garantisi de televizyonculuğun özü olan canlı yayıncılığa gösterilen saygı, ısrar ve yaratıcılıktır bence.Okan Bayülgen, bu yönüyle bana göre sadece tv programcısı ve sunucusu değil, gizli bir televizyon teorisyenidir aynı zamanda.Meslek erbabı olarak işin özünü yakalamış bir televizyon zanaatkârıdır o.Yılbaşı gecesi de, Disko Kralı programı nedeniyle seyirciye saygılı tek özel kanal, TV8 oldu bana göre.Oysa bir çırpıda adları bile hatırlanamayacak kadar çok özel tv kanalımız var. Bunlardan hiç olmazsa yarısına yakını yılbaşı gecesi bihakkın canlı yayın marifeti gösterebilmiş olsaydı, televizyonculuğumuzun geleceğiyle ilgili umutlanabilirdim bir miktar.Ama yılbaşı gecesi televizyonlarına baktıktan sonra hiç umudum kalmadı artık.Bunca bütçe (para), bunca yönetici, bunca ileri teknoloji, bunca fiyakalı stüdyolar, hatta bunca patron yıllardır bir işe kalkışmışlar, bunca emek sarf ederek ortaya kocaman bir sıfır koymuşlar sadece!Bir de mutfağın dışı var tabii.. bu koca sıfırı sürekli olarak okkalayan, öven, yere göğe koyamayan, kulüpçülük yapan bunca tv eleştirmeni de (aslında büyük çoğunluğu sentezli analiz yapamayan, fikir üretemeyen, öneri getiremeyen, bu yüzden de eleştirmen sınıfına girememiş, magazin yazarlarıdır ya..) bu dekadansın payandalarındandır, o da ayrı.Yılbaşı gecesi taşlar iyice yerine oturdu bence.Cansız bir yayıncılık izledik 31 aralık gecesi!Tv’yi bütünüyle bantladılar yılbaşı gecesi.Bizim tv yayıncılığından anladığımız da bu işte.İşi bantla geçiştirmek.Bol bol diziler (Arka Sokaklar gibi içinde yılbaşı kutlanan uyduruk bölümler), stüdyo kayıtlı yasak savma kabilinden eğlence programlarıyla doluydu ekranlar.2012 içinde, bilimsel bir arama konferansı marifetiyle –hiç değilse– televizyonculuğun kriterleri belirlensin umuduyla...