Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Uygurların Çin'e iadesini içeren anlaşmaya ilişkin "Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, Çin’e teslim edilir ve Türkiye’ye ikinci bir Boraltan Köprüsü Faciası yaşatılırsa; buna sebep olanlar, bu vebalin altından kalkamazlar!" dedi.
Türkiye'nin geçen yıl adalet, ekonomi ve eğitimde sınıfta kaldığını ileri süren Karamollaoğlu, "Adalet herkes için olmazsa olmaz bir olgudur. Adalet olmadan huzurun olması mümkün değildir." ifadesini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında 2020'ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Karamollaoğlu, 2020'nin en fazla hasar gören alanının ekonomi olduğunu belirterek, "İktidarın yanlış ekonomi politikaları ile birleşen pandemi işsizlikte patlama meydana getirdi" dedi.
Karamollaoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı rakamların iktidar tarafından kolayca kabul edilebileceği rakamlar olduğunun altını çizerek, "Pazara giden sepetini dolduramıyor. Bir süpermarkete giden bazen eli boş çıkmak zorunda kalıyor. Karşılaştığı fiyatlar karşılayabileceğinin çok üstünde. Bebek bezleri, ay çiçek yağları alarm cihazlarına bağlanmış şekilde kilit altında tutuluyor. Alım gücüne sahip insanların alıp götürme ihtimali ortaya çıktı diye. Bu da içinde yaşadığımız fecaati gösteriyor" diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından 2021 yılı için asgari ücret 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıklanmıştı. Karamollaoğlu, açıklanan asgari ücret miktarının vatandaşlar tatmin etmediğini söyleyerek, "Bu rakamlar açlık sınırı gibi rakamlar çeşitli kuruluşlar tarafından hesap ediliyor. Genelde 2 bin 825 lira açlık sınırının altında bir rakam. Sendikaların hesapları 3 bine yaklaşan rakamı ortaya koyuyor. Bu bakan hanımefendi hiç pazara çıkmıyor herhalde. 'Türkiye gayet rahat bir noktaya geldi' diyebiliyor" ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, belediyelerin bile açıklanan rakama isyan ettiğini belirterek, "İstanbul ve Ankara belediyeleri 3 bin 100 liranın altında vermeyeceğiz dediler. O da yetmez ama 2 bin 825'e nazaran önemli bir fark var arada. İktidar en azından bu dönemden başlamak üzere asgari ücret üzerindeki prim ve vergileri almasın, bundan vazgeçsin. Bir de onun üzerine enflasyonu dikkate alarak yüzde 7'lik zam yapmalı" dedi.
Döviz kuru hakkında da konuşan Karamollaoğlu, "Bizi üzen hususlardan bir tanesi de dövizi psikolojik sınırda 130 milyar doları erittiler. Onun da kar etmediğini görünce bir zamanlar faizleri düşürmedi diye işten attıkları merkez bankası müdürü yerine başkasını getirdiler. Bu kadar çelişkili bir durumu hele de bu kadar kısa zaman içerisinde herhalde hiçbir hükümet yaşamamıştır. Bu problemlerin çözümü hepimizin arzusu. Bunun çözümü için iktidarın farklı kanaatteki muhalefet ile oturup görüşmeye gerekirse tartışmaya ihtiyacı var" diye konuştu.
Çin, Türkiye ile suçluların iadesini mümkün kılan anlaşmayı geçtiğimiz günlerde onaylamıştı. Meclis'e gelen bu anlaşma ile Türkiye'de ikamet eden Uygur Türkleri ve ailelerinin Çin'e iadesine neden olabileceği endişesi doğmuştu.
Konuya ilişkin konuşan Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Çin'de bir vahşet yaşanıyor. Şimdi Türkiye eğer bu anlaşma Meclis'ten geçerse Çin'in talep edeceği Uygurları terörist yaftasından dolayı onları iade etmek zorunda kalacak. İşte o zaman siz fecaati görün. Çin bu konuda dünyaya kapalı bir ülke. Bu vebalin altından siz değil sülaleniz bile kalkamaz. Gelecek sülaleriniz bu vebalin altından kalkamaz. Böyle bir kanunu Meclis'ten geçirmeyin. Şu anda Çin'de Uygurlara karşı büyük bir zulüm kampanyasının başladığına şahit oluyoruz. Hiçbir zaman baskılar bu seviyeye çıkmamıştı."
Konuşmasını bitiren Karamollaoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Karamollaoğlu, Osman Kavala sorusuna şöyle cevap verdi:
"Mahkemelerimizin özellikle iktidarın baskısı ve etkisi altında olmamaları gerektiğini düşünüyorum. Konunun derinliğine hakim olmadığım için bir şey söylemek istemiyorum."
Aylin Sözer cinayeti sonrası kadın cinayetlerine ilişkin görüşleri sorulan Karamollaoğlu şunları kaydetti:
"Bazı kesimler kadın cinayetlerine karşı kör ve sağır. Sesleri çıkıyor ama tedbir alma yoluna girmiyorlar. Başta devletin çok ama çok ciddi araştırmalar yapması, bunun altında yatan gerekçeleri iyi belirlemesi lazım. Maalesef böyle bir çalışma olmadığı için bu cinayetler giderek artıyor. 2021 yılının bu konularda ciddi bir tedbir alındığı yıl olmasını temenni ediyorum."
Karamollaoğlu, "Çin'den alınan aşı ne kadar sağlıklı olur?" soruna ilişkin olarak ise şunları söyledi:
"Bu bir ilmi mesele. Keyfi olarak alınacak bir karar değil. Başka yerlerden de aşı gelecek anlaşılan. Bu aşı kaça gelecek belli değil. Genlerimiz aşıya karşı duyarlılığımızı da ortaya koyuyor. Ben ihtiyatlı davranmayı tercih ederdim. Yani 'Çin'den geldi diye almayalım' yerine 'Bu aşı gerçekten derde derman olur mu' noktasından yaklaşılmalı. Diğer aşılar da bu şekilde gündeme getirilmeliydi. Çin ile hükümetin münasebetlerindeki yaklaşımı anlamakta zorlanıyorum."