HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin pazartesi günü Diyarbakır’da gerçekleştirdiği mitingin ‘büyük önem’ taşıdığını söyledi. İnce’nin, HDP’nin 1.5 yıldan uzun süredir tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı Edirne F Tipi Cezaevi’nde ziyaret etmesini de ‘çok önemli’ olarak nitelendiren Temelli, CHP adayının ‘Kürt sorununa’ dair ifadeleriyle ilgili de “Kürt sorununun adını koymak yetmez, çözümü konuşmak gerekir” yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstihbarattan aldığım bilgiye göre, Diyarbakır mitingine katılanların neredeyse tamamı HDP’li” şeklindeki açıklamalarını da değerlendiren Temelli, “Sen istihbaratı bunun için tutuyorsan hiç gerek yok, bize sorsaydın. Diyarbakır’da başka ne olacak tabi ki, HDP’liler olacak. Sen esas kendi mitingini istihbarata sorsaydın, onun yanıtını öğrenseydin” dedi.
Özgürüz’den Sedat Sur’a, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve daha sonrasında da partisinin İzmir Bornova Seçim Bürosu açılışına katılan Temelli’nin açıklamalarının öne çıkan bölümleri şöyle:
-(İnce’nin Diyarbakır mitingi) Diyarbakır halkı, Kürt halkı misafirperverdir. İnce’yi de CHP tarihinde olmayan bir şekilde ağırladı, gitti, dinledi. O dinlemesine bağlı olarak da çeşitli kesimlerden çeşitli yorumlar geldi. Bu bence önemli bir şey. Bu tür mitingler, buluşmalar, insanların birbirini dinlemesi, anlaması büyük önem taşıyor. Daha öncede ben söyledim; Sayın Demirtaş’a ziyarete gitmesi çok önemliydi. Hakkari’de miting yaptı, dün de Diyarbakır’daydı. Bunlar önemli fakat halkın beklentisine yanıtlar üretme zamanıdır.
-Kürt sorununun adını koymak yetmez, çözümü konuşmak gerekir. Kürt sorununun adının konulma aşaması çoktan geçti. Ben buradan Sayın İnce’ye bir çağrı yapmak istiyorum. Evet, adının koyulması sırasında adını koymak önemlidir ama şimdi çok daha önemli beklentiler var. Anadil, televizyon sorunu bunlar tamam, birçoğunu hallettik. Belediyelerde tabelalarımızı astık. Çok dillilik, anadilinde eğitim, televizyonda bir kanalın ayrılması önemli kazanımlardı. Fakat artık Kürt sorununda çözümü konuşmak istiyoruz. Kürt sorununda çözüm nasıl olur? Önümüzdeki dönemin parlamentosunu da önümüzdeki dönemin iktidarına düşen en büyük sorumluluk bu soruna getireceği çözümde saklı. Bunu birlikte yapabiliriz. Bir demokratik anayasa zemininde, eşit yurttaşlık temelinde, yerel demokrasiyi güçlendirerek bunu yapabiliriz. Bizim tezlerimiz, HDP programı bunu söylüyor. Bu program aslında herkese açık; tartışılabilir, yan yana gelinebilir. Bir davettir bu program. Sayın Demirtaş da bir protokolden bahsederken bunu söylüyordu. Eğer biz değiştireceksek, dönüştüreceksek Türkiye’deki tüm muhalif partiler, tüm siyasi kesimler, Türkiye’deki bütün demokratik kamuoyu, emekçiler, kadınlar, gençler yan yana gelerek değiştireceğiz. Adını koymak yetmez. Şimdi değiştirme, sorunu ortadan kaldırma zamanıdır.
-Sayın İnce’ye oy verip verilmemesini belirleyecek olan İnce’nin programıdır. İnce’nin programı bu anlamıyla büyük bir önem taşıyor. Biz de programımızı herkese açarken ve bunu anlatırken, nerelerde buluşulabileceğini anlattık. Biz partiler tabi ki çeşitli tabanlarımızı temsil ediyoruz ve bizim tabanımızın hassasiyeti önemlidir diyoruz. Bu hassasiyeti anlatıyoruz. Bir şeyi dayatmıyoruz. İlla ki bizim dediğimiz olsun demiyoruz. Nerelerde buluşabiliriz, hangi zeminlerde yan yana gelebiliriz bunu anlatıyoruz. Anlattığımız program bu anlamda sade ve yalın bir programdır. Sayın İnce, bu programa yüzünü dönerse, bu programla buluşmayı sağlayabilirse, bu ilişkiyi geliştirebilirse Sayın İnce herkesten oy aldığı gibi Kürt halkından da oy alabilir. Çünkü Erdoğan’ın artık Türkiye halklarına, özellikle de Kürt halkına verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. O yüzden artık Türkiye yeni bir cumhurbaşkanı arıyor. Ama nasıl bir cumhurbaşkanı arıyor? Bu sistemi dönüştürebilecek bir cumhurbaşkanı arıyor. O yüzden Demirtaş’ın programı bu anlamda en sahici programdır diyoruz. Bu programı herkesin görmesi gerek.
-Diyarbakır’da Sayın İnce’nin yaptığı miting için “istihbarata sordum” diyor, istihbarat demiş ki “HDP’liler vardı”. Sen istihbaratı bunun için tutuyorsan hiç gerek yok, bize sorsaydın. Diyarbakır’da başka ne olacak tabi ki, HDP’liler olacak. O sanıyor ki, Diyarbakır’da başkaları var. Diyarbakır’a gidince ne diyor; “Kürt kardeşlerim”. Sadece Diyarbakır’a gidince Kürt kardeşleri aklına geliyor. Kimse kardeş istemiyor herkesin kendi kardeşi var.
Sen esas kendi mitingini istihbarata sorsaydın, onun yanıtını öğrenseydin. Bingöl’e gidiyorsun; “Diyarbakırlılar” diyorsun, Denizli’ye gidiyorsun “Ödemişliler” diyorsun. İnsanlar da perişan oldu. Taşıma suyla değirmen dönmez. Kimse ne Diyarbakır’da ne Hakkari’de ne Van’da size oy vermez. Geçmişte oy verdi, Diyarbakır’da Kürt, Ankara’da kurt olduğunuzu gördü.
-Bizim sevdamız barış ve demokrasi sevdasıdır. Bu ülkeye barış gelsin diye mücadele ediyoruz. O gün de Mürşitpınar Sınır Kapısı IŞİD’in eline geçmesin diye çağrı yaptık, insani geçiş koridoru açalım dedik. Bizim bu çağrımız sonucu Kobani’de olabilecek bir katliama engel olduk. O günlerde Erdoğan ne diyordu “Kobani düştü düşecek”. Kobani düşmedi ama 24 Haziran’da Erdoğan kesin düşecek.