T24 Ankara
Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, başbakan olduğu dönemde hakaret iddiasıyla açılan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar uzanan davadan, 9 yıl süren hukuk mücadelesinden sonra beraat etti. Avukatı Fikret İlkiz’in AİHM kararı sonrası yaptığı yeniden yargılama başvurusunun ardından, mahkeme, Ataç’ın “hakaret” suçundan beraatine karar verdi. Benzer bir davada, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de AİHM kararı doğrultusunda beraatine hükmedildi.
Ataç, 22 Mayıs 2011’de, CHP Tepebaşı İlçe teşkilatının düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, o dönem Başbakan olan Erdoğan için, “Efendim şimdi, eğer Tayyip Erdoğan'ın azıcık bu eski siyasilere hürmeti olsa ana babasını araştırır. Eğer onlar olmasaydı, rahmetli Atatürk olmasaydı , Tayyip Erdoğan'ın babası kim olacaktı, annesi kim olacaklardı arkadaşlar... " ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın avukatlarının suç duyurusu üzerine, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Ataç hakkında “hakaret” suçundan dava açtı.
Eskişehir 2. Sulh Ceza Mahkemesi, 2012’de, Ataç’ı bu suçtan mahkum etti. Kararda, “Doğrudan hakaret içeren bir söz sarf edilmemi ş ise de, konuşmanın içerdiği imalı anlam ile başbakan olan müştekinin görevi nedeni ile şeref, haysiyet ve onuru, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığını, zedelemiştir. Sanığın söylediği bu sözlerin eleştiri sınırını aştığı ve kamu görevlisine hakaret suçu oluşturduğu anlaşılmıştır” denildi. Mahkeme, Ataç’a 7 bin 80 TL adli para cezası verdi ve hükmün açıklanmasını geriye bırakarak, 5 yıl süre ile denetim altına alınmasını kararlaştırdı.
Ataç’ın avukatı Fikret İlkiz, kesinleşen bu kararı AİHM’ne taşıdı. AİHM, 2019’da Ataç’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Kararda, “Başvurucunun, partisinin siyasi bir etkinliği sırasında dönemin başbakanını hedeflediği konuşmasında, özellikle başbakanın tutumunu ve eski siyasetçiler hakkında yaptığı eleştirilere karşı bu cümleyi sarf etmiştir. Mahkeme, sulh ceza mahkemesinin kararında uygun gördüğü bu gerekçenin, mahkemenin somut vakada, başvurucunun ifade özgürlüğü hakkı ile karşı tarafın özel hayata saygı hakkı arasında, içtihada yerleşik bütün uygun kıstasları göz önünde bulundurarak yerinde bir denge kurma incelemesi yaptığını tespit etmeyi mümkün kılmadığına işaret eder. Mahkeme, kararın tatminkar deliller sunmadığını kaydetmektedir.
İlkiz, AİHM kararı sonrası mahkemeden yargılamanın yenilenmesini talep etti. Yenilenen yargılama sonrasında AİHM kararı uyarınca, Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Ataç’ın beraatine karar verdi.
AİHM, kriterleri doğrultusunda Eskişehir Belediye Başkanı Büyükerşen için de benzer bir karar verildi. 2011’de, Büyükerşen, AKP Eskişehir Milletvekili Salih Koca için, “yani milletvekili adayı öyle yalanlan böyle çarpıtarak gerçekleri bir tarafta kalkıp da yerel televizyonlarda halkı aldatmak amacıyla söylemesi ... yani bunlarla böyle bir siyasetçi Meclise kazanır da giderse Eskişehirlilerin çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum çünkü pek çok konuda aynı şekilde Eskişehirlileri aldatmaya teşebbüs edecektir… Milletvekili seçilirse şayet bir daha böyle yalanlarla milleti uyutmasın” dedi.
Açılan davada, sulh ceza mahkemesi, Büyükerşen’in 1740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Kesinleşen kararı, Avukat İlkiz, AİHM’ne taşıdı. AİHM, bu davada da benzer denge ve kanıt kriterlerini anımsatarak, Büyükerşen’in ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
İlkiz, bu davada da yargılamanın yenilenmesini talep etti. Yenilenen yargılama sonunda Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Büyükerşen’in beraatini kararlaştırdı.