Hürriyet yazarı Yalçın Bayer termik santrallerin çevre ve ekosistem üzerindeki etkilerine ilişkin Dr. Bengi Akbulut'un bir çalışmasını yazdı.
"Termik Santralların Maliyeti-Alternatif Bir Değerlendirme" ile termik santrallerin yarattığı "görünmeyen" maliyetleri olduğu dile getirilen çalışmada Bayer, ÇED raporlarında "ekosistem hizmetleri ve kamu teşvikleri" olmak üzere birçok "sosyal, çevresel etkinin, bu etkilerin yarattığı ekonomik maliyetlerin" yansıtılmadığını söyledi.
Yalçın Bayer'in bugün Hürriyet'te yayımlanan (6 Nisan 2017) "Termik santralların görünmeyen maliyeti" yazısı şöyle:
Dr. Bengi Akbulut'un "Termik Santralların Maliyeti-Alternatif Bir Değerlendirme" adlı çalışmasında yapılması gündemde olan 5 termik santral projesi inceledi.
Proje alanlarında çevre ve ekosistem üzerinde yarattıkları ‘görünmeyen’ maliyetleri hesapladı.
Buna göre; 5 termik santralda gizli maliyet: 15.6 milyon TL. Bu maliyetler, ilgili termik santralların kurulacağı bölgelerdeki ormanlık, tarım ve deniz/kıyısal alanlarının barındırdığı doğal varlıklar üzerinden ekosistem hizmet değerlerini kapsıyor. İlgili termik santrallara kömür teşvikleri üzerinden yılda yaklaşık 725.3 milyon TL de kamu desteği sağlanıyor. Kamu tarafından teşvik edilen bu termik santralların yarattığı hasarlar doğa, yerel halk ve kamu tarafından yükleniliyor.
İlgili 5 termik santralın sunduğu Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin de incelendiği çalışmada, sunulan ÇED raporları, başta ekosistem hizmetleri ve kamu teşvikleri olmak üzere birçok sosyal, çevresel etkinin, bu etkilerin yarattığı ekonomik maliyetlerin yansıtılmadığını da ortaya çıkarıyor.
REİS, "çağdaş yaşam"dan ne anlaşılması gerektiğini Samsun’da katıldığı toplu açılış töreninde açıkladı: “Şu anda çağdaş bir Türkiye yok mu? Neyiniz eksik dedim. Yollarınız, okullarınız, köprüleriniz yok mu dedim. 14 sene önce bunlar var mıydı?” dedi...
Böylece. Cumhurbaşkanımızın "çağdaşlık" anlayışını öğrendik.
Dönelim 94 yıl öncesine...
Türkiye’nin genel durumunu merak edenler, o mektubun tamamını mutlaka okusunlar.
30 Ekim 1923 günü, Gazi Mustafa Kemal, İsmet Paşa’yı Çankaya Köşkü’ne davet ederek, ona bir mektup verdi. Büyük idealin ‘çağdaşlaşmak’ olduğunu vurgulayan ulu önderimiz, o gün kısaca şu tarifi yaptı:
“... Ama yılmamak, ucuz, geçici çarelerle yetinmemek, halkı kurtarmak için sorunları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak, bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız.” Hangisi sizi heyecanlandırıyor?