Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, 18 Mart’ta Çanakkale Zaferi’nin kutlamalarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve devlet erkânının katılımıyla sergilenen “1915 Bir Hilal Uğruna” isimli oyunda kullanılan mızrakların uçları ile silahlara takılan kasaturaların, terör korkusu nedeniyle çıkarıldığını belirtti. Öztürk, aynı oyunun diğer gösterimlerinde, mızrak uçları ve kasaturaların çıkarılmadığını vurguladı.
Öztürk’ün bugün (22 Mart 2016) yayımlanan “Suikaste karşı oyunda bile önlem” başlıklı yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terörün gündemine teslim olmayacağız” dedi ama görüldü ki, Türkiye terörün gündemine teslim edilmiş. Futbol maçının ertelenmesi her ne kadar “canlı bomba” ihbarına bağlanmış olsa bile maç sırasında hükümet aleyhine sloganlar atılacağı, hatta maç sonrası grupların toplu olarak sloganlarını sürdürecekleri ihbarı asıl maçı ertelettiren… Canlı bomba eylemleri, bomba yüklü araçların patlatılması Türkiye’yi alabildiğine sarstı. Caddeler, sokaklar, alışveriş merkezleri ıssızlaştı. Terörle mücadele edenler de çaresizliğini her fırsatta ortaya koyuyor. Aranan canlı bombalar bulunamıyor. Ancak eylem yaptıktan sonra eylemcinin kimliğini açıklıyorlar. Gerçekten, eylem sonrası istihbarat alabildiğine iyi çalışıyor. Ama bunlar olayları önlemeye yetmiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sarayın danışmanları, hükümet üyeleri geçen perşembe günü Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan “1915 Bir Hilal Uğruna” isimli oyunu izledi. Çanakkale denilince silah sesleri, kılıç şakırtıları, mızraklar da olacaktır.
O da ne? Silahlara takılan kasaturalar çıkarılmış. Padişahın kılıcı plastikten, mızrakların ucundaki oklar çıkarılmış. Açıkçası delici, kesici ne varsa Cumhurbaşkanı ve bakanlar geldiği için yok. Terör korkusu öyle bir hal almış ki, artık oyuncuların oyunda kullandıkları silah, araç-gereçlerine bile karışılıyor, onların suikast aracı olabileceği değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Lütfi Elvan, Kültür Bakanı Mahir Ünal, Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar geçen perşembe bu oyunu izledi. 250 oyuncunun yanı sıra mehter takımı da rol aldı.
Devlet büyüklerinin izlediği oyunda “Ne olur ne olmaz” diye bunca önlem alınırken, oyunun diğer gösteriminde ise mızrak başları, kasaturalar yeniden takıldı. Nedense padişahın kılıcı değiştirilmedi ve tıpkı Cumhurbaşkanı’nın izlediği oyunda olduğu gibi yine plastik kılıçla gösteriler devam etti. Öğreniyoruz ki padişahın elinde gerçek kılıç varmış. Ancak oyunun ilk gösteriminde gerçek kılıç yerine padişaha plastik kılıç verilince bu öylece devam etmiş.
Ankara Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum gününde 2 bine yakın öğrenciyi saraya götürecek ve onların o gün izinli sayılmasını sağlayacak olan Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne izin veren bir isim. Olayı gazetemizde duyurunca, “saray yürüyüşü”nü iptal etmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı’nın izlediği oyunda, Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Atatürk yine yok sayılmış. “Canlı bomba” korkusuyla maçlar iptal edilirken, bakın Ankara Milli Eğitim Müdürü ne yapıyor:
Ankara’nın 9 ilçesinin milli eğitim müdürüne “çok acele” kaydıyla bir genelge gönderiyor. Genelgede, Ankara Ticaret Odası salonunda “1915 Bir Hilal Uğruna” adlı eserin “özel gösteriminin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşvikleriyle yapılacağını” belirtiyor ve şunları ekliyor:
“Ekli listede isimleri belirtilen ilçemiz okullarından 40’ar öğrenci, 2’şer öğretmen ve birer idarecinin belirtilen tarihte, saat 18.00’de Ankara Ticaret Odası salonunda hazır bulunmalarının sağlanmasını, etkinliğe katılacak isim listeleri ve T.C kimlik numaraları belirtilen listelerin müdürlüğümüzün faksına bildirilmesini rica ederim.”
İşin garibi, bunun için Ankara Valisi’nden bile izin alınmıyor. Gerginliğin had safhada olduğu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yolunun bile güvenlik nedeniyle kapatıldığı, kontrollerin en üst düzeyde yapıldığı bir ortamda, öğrencileri o oyunu izlettirmek için getirmeye zorlamak da neyin nesi oluyor? Milli Eğitim Müdürü’nün o oyunu izlemeye “güvenliği” nedeniyle kendisinin gitmeyeceğini öğrendim. Bunu kendisine de sormak istedim ama her zaman olduğu gibi müdür bey yoğunmuş…
Ankara’da son bombadan önce, böyle bir eylemin yapılacağına pek ihtimal verilmiyordu. ABD Büyükelçiliği’nin kendi vatandaşlarını uyarmasını da yetkililer yadırgamıştı. Ancak Ankara’da eylemin hem de 250 civarında polisin o anda görevli olduğu Kızılay’da gerçekleşmesinden sonra işin ciddiyeti daha da arttı. İstanbul’da patlama olacağı bu kez Almanya Büyükelçiliği tarafından gündeme getirildi. Bu da yadırgandı. Patlama olunca bu işin şakaya gelir tarafının olmadığı görüldü. Bundan sonra ABD, Almanya Büyükelçilikleri eğer bir uyarıda bulunuyorsa, hele “patlama olacak” derlerse bunlara bırakın sade vatandaşı, terörle mücadele edenler bile inanır. Bu durum ülkemizde istihbaratın nasıl çöktüğünü ortaya koyarken, bir de IŞİD belasıyla karşı karşıyayız…