İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve kendisine ters kelepçe takılmasıyla gündeme gelen eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün avukatı aracılığıyla işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Soruşturma kapsamında polisin telefonla daveti üzerine gittiği Emniyet Müdürlüğü'nden sağlık kontrolüne götürülürken koluna ters kelepçe takılan Atayün, bu uygulamanın dışında gözaltına alınırken ve nezarethanede kaldığı süre içerisinde yaşadıklarını suç duyurusu dilekçesinde anlattı.
Dilekçede, İstanbul Emniyet Müdür Selami Altınok, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, Terörle Mücadele Şube Müdürü Kayhan Ay, Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Cengiz Koçak ile gözaltı işlemlerinde görev alan memurlar hakkında işlem yapılması talep edildi.
Dilekçede Atayün, "Kendi teslim olmak için geldiği ve kaçma şüphesi olmadığı halde hastaneye götürülürken koluna tersten kelepçe takılmasının mevzuata aykırı olduğunu" söyledi. Dilekçede, ters kelepçe gibi ileri bir uygulama için hiçbir koşulunun oluşmadığı belirtilerek, "Bu yasaya aykırıdır. Görevli polislerin basın mensupları yokken kelepçe takmayıp, basın mensupları görüldüğünde kelepçe takması gözaltının bir lince dönüştürülmesinin amaçlandığı ve siyasi saik ile hareket edildiğini göstermektedir. Ayrıca kelepçe takılması nedeniyle müvekkilimizin kolunda yaralar oluşmuştur" denildi.
Avukatı Cemalettin Mutlu tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen şikayet dilekçesinde, Atayün'ün astım hastası olduğu belirtilerek rutubetli ve bilinçli olarak tuvalete yakın nezarethaneye konulduğu ileri sürüldü. Yurt Atayün’ün numaralı gözlüğüne el konulduğu ve verilmediği, bu nedenle baş ağrısı ve baş dönmesi gibi sıkıntılar yaşadığı vurgulanarak dilekçede "Müvekkilimiz oruçlu olduğu halde görevliler nezarethane içinde sigara içerek kendisini rahatsız etmişler, sahurda ve iftarda beslenmesi için yeterli gıda verilmemiştir. Nezarethanede gece boyunca ışıklar açık tutulmuş. Gürültü yapılarak uyuması engellenmiştir” denildi.
Dilekçede, şüpheli olarak gösterilen emniyet müdürleri ve polis memurları hakkında "görevi kötüye kullanma, hürriyeti tahdit, işkence ve kötü muamele" suçlarından kamu davası açılması istendi.