Tesettürlü sporculara özel

Tesettürlü sporculara özel
Önümüzdeki kasım ayında Dallas'ta bir tesettür defilesi yapılacak. 21 yıldır burada yaşayan Elif Kavakçı'nın hazırladığı koleksiyonda tesettürlü kadınlar için spor kıyafetleri tanıtılacak.Dallas'ta hararetli bir hazırlık var. Uzun yıllardır burada yaşayan Türk modacı Elif Kavakçı tesettürlü bayanlar için tasarladığı spor kıyafetlerini görücüye çıkaracak. Bunun için şu sıralar hummalı bir çalışma içinde. Bir yandan kıyafetlere son rötuşları yapılıyor, bir yandan organizasyon için çalışılıyor. Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman kadınların kurduğu bir vakıf olan Peacemakers Incorporated'ın davetiyle böyle bir defile hazırlayacak olan Kavakçı'nın koleksiyonunda tesettürlü binici kıyafetinin yanında tenis, paten gibi sporlarda giyilebilecek tasarımlar da var. Üstelik Kavakçı'nın koleksiyonunu bu sporlarla bizzat uğraşan tesettürlü sporcular tanıtacak. Mesela günlük spor kıyafetini, gerçek hayatta hobi olarak paten kayan bir genç kız sahneye pateniyle gelerek tanıtacak. Böyle bir defile Kavakçı'nın söylediğine göre Amerika'da ilk defa yapılıyor. Dünyada da ilk olsa gerek. Aslında Elif Kavakçı bize yabancı bir isim değil. Eski milletvekili Merve Kavakçı'nın kız kardeşi. Defilenin açış konuşmasını da Merve Kavakçı yapacak. Tesettür defilesinin ev sahibi olan vakıf her 10 yılda bir "Dünya Kadınları Barış Konferansı" düzenliyor. Geçen yılki konferansta Merve Kavakçı da bir konuşma yapmıştı. Dünyanın dört bir yanından insanların katıldığı konferans sırasında vakıfla tanışan Elif Kavakçı daha sonra tesettür defilesi yapması için teklif almış. Bu vakıfta her dinin mensubu kadınlar aktif bir şekilde çalışıyor. Hangi dine ya da millete mensup olursa olsun insanların sorunlarını çözmeye ve birlikte yaşama kültürünü oluşturmaya yönelik faaliyetler yapan vakfın Müslüman kadınların ihtiyaçlarına çözüm sunacak bir defileye ev sahipliği yapması çok manidar. Hıristiyan ve Yahudi kadınların daha çoğunlukta bulunduğu vakıfta aktif çalışan Müslüman kadınlar da var. İhtiyaçtan, modacı oldu Dallas'ta işletme okuyan Kavakçı son 2 yıldır da moda eğitimi alıyor. Onu moda eğitimi almaya yönlendiren biraz da ihtiyaçları olmuş. Çünkü tesettürlü giyinmeye dikkat edenler bu hassasiyetlerine göre kıyafet bulmakta zorlanıyor ama en çok da spor yaparken giymek için İslami kurallara uygun kıyafet bulamıyor. Kavakçı, bu sorunu kendi tarzını oluşturarak aşmış. Kavakçı’nın annesi de Türkiye’nin ilk başörtülü okutmanlarından. Annesinin başörtüsü üniversitede problem olmaya başlayınca ve ablaları başörtüleri sebebiyle okuyamayınca 21 yıl önce ailece Amerika’ya göç etmişler. 12 yaşından beri tesettürlü giyinen Kavakçı, Dallas’ta eğitimine hiçbir sorun yaşamadan devam etmiş. Amerika’da insanların giyimlerinden dolayı kendilerini yadırgamadığını; fakat Türkiye’ye geldiğinde daha havaalanında insanların tenkit eden bakışlarına maruz kaldığını söyleyen Kavakçı, bu duruma çok üzüldüğünü vurguluyor. Stile bürünmüş başörtülü kadın Kasım başında yapılacak defileye Kavakçı, “Covered in Style” yani “stile bürünmüş” adını vermiş. Kavakçı’ya göre bu defile Müslüman kadının toplumda kendini konumlandırdığı yeri de gösteriyor. “Evet başımı örtebilir, tesettürlü giyinebilirim ama ben de paten kayarım, ata binerim ve tenis oynarım, yani modern hayatın içinde ben de varım.” diyor. Tesettüre uygun ilk binici kıyafetinin hikâyesi “İlk tesettüre uygun binici kıyafetini biz tasarladık. Bu açıkçası bir ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktı. Ben, kızlarım ve yeğenlerim ata binmeye başladık. İlk binici malzemelerimizi almaya gittiğimizde çizmeler, tozluklar sorun olmadı. Ama binici pantolonunu giyince çok dar oldu. Ayrıca üstümüze ne kadar uzun bir tunik giysek de faydası olmayacağını da gördük. Tesettürlü binici kıyafetinde uzun yırtmaçlı bir gömlek, üst kısmı bol kesimli olan binici pantolonu (jodphurs) ve üstüne de bildiğimiz redingcote denen binici ceketi hazırladık. Gömlek ve ceket uzun ve yırtmaçlı, ne çok bol ne de çok dar. Bu kıyafet çok uzun bir çalışma sonunda ortaya çıktı. Yeterince kapalı ama aynı zamanda ata binerken hareketi engellemeyecek kadar rahat olması gerekiyordu. Tokun içine giymek içinde özel bir başlık yaptık. Normalde örttüğümüz başörtüler, atın hızına rüzgârın hızı eklenince kontrolü zorlaşıyordu.”