2 Ekim’de mecliste görüşülecek tezkerede hükümet, hem Türk askerinin sınır ötesinde operasyon yapması hem de yabancı askerlerin Türkiye topraklarında konuşlanması için meclisten yetki istiyor.
IŞİD’in elindeki Türk rehinelerin kurtarılmasının ardından Suriye’yi de bombalamaya başlayan Batılı müttefiklere Türkiye’nin nasıl katkı yapacağına dair Ankara’da üst üste gerçekleştirilen toplantıların belki de en kritiği Bakanlar Kurulu sırasında gerçekleşti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, kuvvet komutanlarıyla birlikte Bakanlar Kurulu'na sınırdaki gelişmeler ve Türk askerinin planlamalarına ilişkin bilgi verdikten sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki ‘güvenlik toplantısı’na katıldı. Bakanlar Kurulu toplantısına ara verip güvenlik toplantısı yapan Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve kuvvet komutanlarıyla birlikte tezkere metni üzerinde çalıştı. Toplantıya güvenlikten sorumlu bakanlar da katıldı.
Ankara’da günlerdir konuşulan tezkere metniyle ilgili açıklama Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’tan geldi. Bakanlar Kurulu sonrası konuşan Arınç, tezkerenin tek metin halinde meclise gönderildiğini açıklarken, bu metnin çok kapsamlı olduğuna vurgu yaptı. “Meselemiz Türkiye’nin güvenliğini sağlamaktır” diyen Arınç, tezkerede hükümetin; Türk askerinin sınır ötesinde operasyon yapmasının yanısıra, yabancı askerlerin Türkiye’de konuşlanması ya da Türkiye üzerinden Suriye ile Irak’a geçmesini de meclisten talep ettiğini söyledi. Arınç, tezkere için “Çok diplomatik bir metin oldu. Her türlü ihtiyacımızı karşılayacak bir metin hazırlandı” derken, muhalefetin olası tepkisi için de “Herkes ne kadar makul ve mantıklı bir metin olduğunu görsün” ifadesini kullandı.
Arınç, tezkere metninde PKK ve IŞİD gibi terör örgütlerinin tek tek sıralanmadığını, ancak genel ifadelerle bu örgütlere karşı mücadeleye girilmesinin gerektiğinin anlatıldığını belirtirken, Türkiye’nin IŞİD’i 2013’te terör örgütü listesine aldığına dikkat çekti ve “IŞİD’i terör örgütü sayıp saymadığımız yönündeki tartışma da çok gereksizdir” dedi.
Türkiye'nin uluslararası koalisyona destek vermesini ancak olası bir askeri operasyonda yer almamasını isteyen ana muhalefet partisi tezkere metni üzerinde ayrıntılı bir değerlendirme yaptıktan sonra tezkere konusundaki oyunun rengini netleştirecek. Tıpkı CHP gibi MHP de Türk askerinin nasıl bir askeri operasyonda olacağını netleştirmeye çalışıyor.
Çözüm süreci kurulu
Suriye ve Irak’taki IŞİD varlığıyla mücadelenin PKK’nın silahlı eylemlerine tamamen son vermesini öngören çözüm sürecini nereye götüreceği de tartışılırken, hükümetin yeni bir hamle yapması da dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ‘Çözüm Süreci Kurulu’ oluşturulacağını açıklarken, “Hükümet, bu sürecin başarısında ciddidir ve bütün varlığını ortaya koymuştur. Sürecin kısa sürede tamamlanması için oluşturacağımız yeni kurul, çalışmaları hızlandıracaktır” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’la yapacağı görüşme de bu yönde atılmış bir adım olacak.
Tampon bölgeye doğru
Ankara'daki askeri kaynaklar; mecliste kabul edilmesi beklenen tezkereyle birlikte Türk askerinin Suriye sınırının öte yanında güvenli bir bölge oluşturmaya dönük hazırlığının da pratiğe yansıyabileceğini belirtirken, “O bölge daha çok insani yardım amaçlı kullanacak. Özellikle Türkiye sınırına doğru ilerleyen sığınmacılar o bölgede tutulacak. Bölgenin asıl koruyucusunun da Türk askeri olmasını öngörüyoruz” diyorlar. Güvenli bölge için BM kararı olması gerektiğini ancak böyle bir kararın henüz olmadığını anlatan diplomatik kaynaklar ise “NATO kararı da Türkiye’yi ve koalisyon güçlerini harekete geçirebilir” diyor.
'Savaş ilanı' uyarısı
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) uzmanlarından Mehmet Yegin, tezkereyle birlikte neler yaşanacağını Deutsche Welle’ye değerlendirirken, Türk askerinin son günlerde sınırı geçip, ‘koruma amaçlı’ sıcak takipte bulunduğunu hatırlatıyor ve “Asker, gerektiğinde koalisyonla birlikte hareket edecek. Uluslararası düzeyde nasıl bir planlama yapılıyor, hep birlikte göreceğiz” diyor. Uçuşa yasak bölge ve tampon bölge oluşturmak için BM kararı gerektiğini belirten Yegin, böylesi karar süreçlerinin de hızlanacağını söylüyor. Yegin, “İncirliğin kullanımından, Suriye’deki muhalif güçlerin eğitimine kadar bir çok gelişme önümüzdeki süreçte gündeme gelebilir” diyor.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hüseyin Bağcı da Deutsche Welle’ye, Türkiye’nin tezkereye dayanarak Suriye’ye ya da Irak’a asker gönderemeyeceğini, göndermesi durumunda bunun ‘savaş ilanı’ sayılacağını söylüyor. Bağcı, “BM kararı olmadan Türkiye, karşı tarafa asker gönderirse başka toprakları ilhak etmiş olur ve başına büyük iş açılır” derken, Türkiye’nin nasıl hareket edeceğini şöyle dile getiriyor: “Türkiye, önümüzdeki süreçte uluslararası koalisyon ne derse onu yapacaktır. Bu süreçte uluslararası hukukun uygulanması şarttır. Hukuk uygulanmazsa, dahası Türkiye Ortadoğu bataklığına kendi başına girerse, herkese geçmiş olsun. Türkiye, o bataklıktan çıkamaz. Artık, Türkiye’nin çok dikkatli davranması gerekiyor. Uluslararası koalisyonun Türkiye’ye nasıl bir rol biçtiğini hep birlikte göreceğiz. Dünyanın gözü Türkiye’nin üzerinde olur bundan böyle.”