-TFF BAŞKANI ÖZGENER İÇİNİ DÖKTÜ İSTANBUL (A.A) - 14.06.2011 - Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, emek vermeyen, çalışmayan, rakibinden daha iyi oynamak için işe kendisini adamayan kişinin futbol dünyasının dışında kalmaya mahkum olduğunu söyledi. Özgener, İstanbul Mövenpick Otel'deki basın toplantısında, görevi boyunca "Futbol ailesi" tanımını kullanmayı tercih ettiğini belirtti. Bu tanımın malzemecisinden antrenörüne, doktorundan teknik adama ve taraftara kadar futbol dünyasının tüm paydaşlarını içerdiğini dile getiren Özgener, futbolun, dünyanın "En dürüst olgularından biri" olduğunu kaydetti. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Saha dışında herkesi kandırabilir, herkesi aldatabilirsiniz. Ancak sahaya çıkıldığında yalanlar biter, gerçeklik başlar. Emek vermezseniz, çalışmazsanız, rakibinizden daha iyi oynamak için kendinizi bu işe adamazsanız, fark edilir ve bu dünyadan uzaklaştırılırsınız. Tüm dünyadaki futbolcular, teknik adamlar ve hakemler gibi, Türk futbol ailesine mensup herkes de bulundukları yere binlerce sınavdan geçerek geliyorlar. Futbol ailemiz, çok büyük bir emeğin yanına, biraz da şansı koyabilen insanların oluşturduğu bir aile. Bu aile, her sezon başında sizleri mutlu etmek, belki sıkıcı bulduğunuz hayatlarınıza renk katabilmek, size normal hayatınızda unuttuğunuz duyguları yaşatabilmek için bir araya geliyor. Hep kavga, gürültü, çekişme görüyor olsanız bile bu ailenin çok büyük bir bölümü bu işi büyük bir sevgi ve emekle yapıyor. -"FUTBOLU EVRENSEL KURALLARLA YÖNETTİK"- Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak 3,5 yıllık görev süresini geride bıraktığını belirten Özgener, şöyle dedi: "Futbol oyunu, daha zevkli, daha tarafsız kılınabilmesi amacıyla, belki çoğunluğun sevmediği ama üzerinde uzlaşmak zorunda kaldığı bir kurallar bütünüyle oynanır. Tüm futbol ailesi olarak, çok sevdiğimiz futbol için bu kurallara uyma fedakarlığını göstermek zorundayız. Futbola olan aşkımızı da zaten o kurallara uyarak gösteriyoruz. Futbol, güzel bir oyun. Oyunun güzelliğinin büyük bir bölümünü bu kurallar sağlıyor. Biz 3,5 yıl boyunca, hep futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarını uygulamaya çalıştık. Görev dönemimiz boyunca, sırtımızı hep futbolun evrensel kurallarına dayadık. Futbol tarihi boyunca oluşan bilgi birikiminin tecellisi olan bu kuralların, bize her zaman yardım edeceğini biliyorduk. Özellikle yazılmayan kuralların içinde; dürüstlük, profesyonellik, tarafsızlık, insaniyet gibi değerlerin olduğunun sonuna kadar farkındaydık. Zaten öyle de oldu. Hayatını futbola adamış ve futbolla geçirmiş biri olarak tüm futbol ailesine önerim; futbolun yazılı ve yazılı olmayan kurallarına her zaman sıkı sıkıya bağlı kalmanız olacaktır." Görev döneminde kuralları hiçe sayanları da gördüklerini vurgulayan Özgener, özellikle bazı yöneticilerin kişisel hırslarını öne çıkararak görev yapmaya çalıştıklarını gözlemlediğini öne sürerek, "Bu yöneticilerin sayısı çok az. Maalesef olduklarından daha büyük görünüyorlar. Futbola gönül veren, hayatları boyunca hiç şampiyonluk yaşamadan, gönül verdikleri takımlara destek veren, hizmet eden insanlar var. Amatör liglerden, süper lige kadar aslında çoğunluk da onlar. Ama hepsi sessiz, sessizleştirilmiş çoğunluklar" diye konuştu. -"KULÜP YÖNETİCİLERİ ŞİDDETİ KÖRÜKLEMEMELİ" - Özgener, bazı kulüp yöneticilerinin arkalarındaki taraftar desteğiyle "Ne yaptıklarını bilemediklerini, toplum psikolojisi ve tehlikeli kalabalıkları olumsuz etkilemenin ucunun nerelere uzanabileceğini hayal edemediklerini" ne değinerek, şu görüşleri dile getirdi: "Arkalarındaki büyük ve sessiz çoğunluğun gösterdiği emeğin önünü kapatıyorlar. Her sezon sergiledikleri tiyatrolarla, sessiz çoğunluğun ve futbola gerçekten emek veren insanların takdir edilmesini engelliyorlar. Yerli yersiz, çoğunlukla kişisel hedefleri için yapmış oldukları açıklamalarla, Türk futbolunun tartışmasız en büyük sorunu olan şiddeti sürekli körüklüyorlar." - "KULÜPÇÜLÜK VE YÖNETİCİLİK ANLAYIŞI DEĞİŞMELİ" - Özgener, şiddet konusunda önemli bir yasa çıktığını, medyanın sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içinde olduğunu, ancak bazı yöneticilerin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemlediklerini dile getirerek, şöyle konuştu: "Bugün, şiddet konusunda çok büyük uğraşlar ve emeklerin sonucunda önemli bir yasa çıkartılmışken, medyamız sağduyu ile son derece dikkatli davranma çabası içerisindeyken, bazı yöneticilerimizin şiddetle mücadele konusunda çok geri kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Sevgili dostlarım, burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum; Türk futbolunun geleceğini doğru tesis edebilmek için ne yapmamız gerektiğini soruyorsanız, 'öncelikle kulüpçülük ve yöneticilik anlayışını mutlaka değiştiriyor olmamız lazım' diyorum. Yöneticilik nosyonunun altını çizip, gelişimini özel olarak ele almak gerekiyor. Bugüne kadar yaşadıklarıma ve yaşananlara bakarak kapsamlı bir analiz yaptığımda, ülke sporunun, ülke futbolunun en denetimsiz bölümünün bu olduğunu gördüğümü üzülerek söylemem gerekiyor." Türk futbolunda tüm paydaşların kendilerini geliştirme çabası içinde olduğunu, ancak aynı duyarlılığı yöneticilerin göstermediğini öne süren Özgener, şunları söyledi: "Ancak yöneticilerimizin kendilerini geliştirmek adına çaba sarf ettiklerine şahit olamıyoruz ve bu yüzden sistem doğru işlemiyor. Onların da ana amacı, belki de çok sevdikleri kulüplerinin haklarını korumak. Ama birçoğu konuştukça, hem futbolun geneline hem de kulüplerine zarar verdiğini maalesef göremiyor. Bu konuda standartları belirlememiz gerekiyor. Bu ülke, bu sorunu çözmeden futbolun sorunlarını çözemez. Bunu buradan açıkça söylemek ve altını çizmek istiyorum. Futbol dünyasında herkes tarafsız yönetim bekliyor. Hakemlerin, kurulların tarafsız olmasını istiyor. Ama sezon boyunca bir bölüm, sürekli olarak futbolun yönetim kurumlarını taraflılıkla suçluyor. En küçük hakem hatasında bütün TFF 'taraflılıkla' itham ediliyor." -"HAKEMLERİN TARAFSIZ DURUŞUNA TAHÜMMÜL YOK"- Özgener, futbol camiasında, tarafsızlığını korumaya çalışan herkesin "Karşı taraftan olmakla" suçlandığını, herkesi "Karşı taraf" olarak görme alışkanlığının da en çok hakemleri etkilediğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Onların tarafsız duruşuna tahammül edilemiyor. Onları da bu 'taraflılık' girdabı içine almaya çalışıyorlar. Başka tarafları desteklediklerini düşündükleri için 'istenmeyen hakemler' ortaya çıkarıyorlar. Hakemlerin üzerinde olağanüstü bir psikolojik baskı kurup, sonra 'Niye hata yaptı?' diye kızıyorlar. Bazı yöneticilerimiz mikrofonların arkasına geçince, maalesef kendilerini durduramıyor. Medyada da ülkenin en popüler edebiyatçısı Orhan Pamuk'tan da yetiştirdiğimiz en değerli sanatçılardan biri olan Fazıl Say'dan bile fazla yer buluyor. Doğal olarak bu işi çok seviyor, devamlı konuşmak istiyor, konuştukça zarar veriyor, düşündükçe zarar veriyor, düşünmeye çalıştıkça zarar veriyor. Futbolu, hiç bitmek bilmeyen bir gerilime sokuyorlar." -"TARAFSIZ OLMAYA ÇALIŞTIK"- Özgener, yaşanan sıkıntılara dikkati çekerek, "Medyada da tarafsız kalmaya çalışan insanlar bundan etkileniyor. Futbol atmosferi, insanların birbirini karşı tarafta olmakla suçladığı karanlık bir ortama dönüşüyor" derken, "Federasyonumuz, 3,5 yıldır (tarafsız yönetim) kurallarını uygulamak için var olan tüm gücünü kullandı. Kaos ortamlarında elimizden gelenin en iyisini yapmak için çok büyük bir çaba sarf ettik" dedi. Futbolda tarafsızlık isteyenlerin bir bölümünün, maalesef samimi olmadığını ileri süren Özgener, "En başta da kendilerini aldatıyorlar. Futbol ailemizi de maalesef kendi gerçek dışı söylemlerine ortak ediyorlar. Altını bir kez daha çizmek istiyorum. Ülke futbolunun en önemli sorunu, kulüplerimizin çağdaş yönetim anlayışı konusunda geri kalmasıdır. Uluslararası alanda futbolları geriye giden bütün ülkeleri incelediğinizde de karşınıza çıkan manzara budur. Bugün, herkesin bir araya gelip futbol yönetimi konusunda belirli reformları gerçekleştirmesi zorunludur" diye konuştu. -"MEDYA İLE YAKINLIĞIM ELEŞTİRİLDİ"- Başkanlığı süresince en çok eleştirildiği konunun, medya ile olan yakınlığı ve kurmuş olduğu sıcak diyalog olduğunu aktaran Özgener, "Kamuoyunu bilgilendirmede, medya en önemli araç. Gelişen dünya ve iletişim gerçeğini göremeyenlere şunu hatırlatmak istiyorum; doğruları ve gerçekleri medya dışında kamuoyuna aktarabilme şansınız yok. Medyaya doğru ve gerçek bilgileri aktarmanız gerekiyor. Ben de tüm yönetimim boyunca bunu yapmaya çalıştım. Kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda bana en büyük desteği veren ve bırakma kararım gündeme geldiği andan itibaren, devam etmem hakkında olağanüstü bir çabayla yorumlar yaparak, beni kararımdan döndürme konusunda yayınlar yapan çok değerli medya kuruluşlarımıza ve birbirinden değerli yazarlarımıza sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum" diye konuştu. Spor Toto Süper Lig'in yayıncı kuruluşu Digitürk'e açıklamasında övgüde bulunan Özgener, "3,5 yıllık süre boyunca muazzam bir ekip çalışmasıyla, futbolumuzun marka değerini artırmak için ortaya koydukları çaba her türlü övgüyü hak ediyor. Yayıncı kuruluşun verdiği maddi desteği, sadece kulüplerimize yapılan finansal katkılar olarak görmemek lazım. Yapılan katkı, liglerimizin kalitesini yükseltiyor, birçok yapısal sorunu da geride bırakmamızı sağlıyor. Kendilerine buradan çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Görev süresince kendisine yardımcı olan TFF görevlileri ve çalışanlarına vermiş oldukları hizmet ile katkılar için teşekkür eden Özgener, TFF Yönetim Kurulu'nda yer alan arkadaşları için de "3,5 yıl boyunca almış olduğumuz her kararda büyük bir güvenle ve inançla arkamda duran en önemli insanlar, yönetim kurulundaki sevgili dostlarımdı. Onlara da buradan sonsuz teşekkürlerimi iletmek istiyorum" şeklinde konuştu. -"ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM"- Özgener, kendisine ölüm tehditleri yapıldığını söylerken, arkasında duran ailesine teşekkür etti. Teşekkürlerinin son bölümünü ailesine ayıran Özgener, "Buradan, hepinizin huzurunda sevgili aileme teşekkür etmek istiyorum. Tribünde on binlerce kişi hep bir ağızdan rahmetli anneme küfür ederken, arkamda durup yaptığım işi sorgulamayan sevgili aileme teşekkür ediyorum. Sevgili oğullarıma teşekkür etmek istiyorum. Özel basın toplantıları yapılıp, milyonlarca taraftara hedef gösterilirken, sağduyu ile gelişmeleri izleyip, (Babam nasıl bir iş yapıyor) diye düşünse de bana yansıtmayan sevgili oğullarıma teşekkür ediyorum. Ve sevgili eşime teşekkür etmek istiyorum. Kulüplerin basın toplantıları ve medyaya vermiş oldukları mesajlardan güç alıp, beni ölümle tehdit eden sapık fanatiklerin tehditlerinden yılmadan, arkamda duran sevgili eşime buradan hepinizin huzurunda tekrar teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.