Niyazi Dalyancı son yolculuğuna uğurlandı: İyi gazeteci, iyi insan, yurtsever, barış sever, onurlu, bilge...
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı, Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve Sürekli Basın Kartı sahibi Niyazi DalyancıNiyazi Dalyancı (80) son yolculuğuna uğurlandı.
Dalyancı için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) bir tören düzenlendi.
"Niyazi yurt sever, barış severdi"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto törende şunları söyledi:
“Niyazi Dalyancı’nın cenazesinde konuşmak benim için çok zor. Ben Niyazi Dalyancı’nın abisiyim. Ondan beş yaş büyüğüm. Benim cenazemde Niyazi'nin konuşmasını beklerdim Ama ben Niyazi'nin cenazesinde onu anlatmak durumundayım. Niyazi benim hem yoldaşım, hem kardeşim, hem de dert ortağımdı. İyi günde, kötü günde her şeyimi paylaştığım sırdaşımdı. Onu kaybetmek benim için gerçekten onarılması çok zor bir durum. Bu acının altından nasıl kalkacağım bilmiyorum. Ama bunlar bencilce şeyler biliyorsunuz aslında. Kendi acımızın yanı sıra Türkiye'nin içinde bulunduğu acılarla da yüzleşmemiz gerekiyor. Niyazi ile hep bunları konuşurduk. Niyazi yurt sever, barış sever bir arkadaşımdı. Barış için uğraş verdi. Sahte ihbarlarla sürdürülen Barış Davası’nda 2.5 yıl hapis yattı. Barış davasında birlikte tutuklandığı arkadaşlarıyla olan anılarını paylaşırdı. Cezaevinde hoş gün olur mu? Niyazi Dalyancı anlattığı zaman gerçekten dinlemeye doyamazdınız. Niyazi Dalyancı’yı hiç beklemedik bir anda kaybettik, çok üzüntülüyüm. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, yönetim kurulumuzun en sevdiği insanlarından biri oldu. Işıklar içinde yatsın.”
Doğan Şentürk: Gazeteciliğin en değerli hafızalarından birini kaybettik
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Doğan Şentürk “Niyazi abi hepimizden daha gençti. Hem düşünce, hem de dinamizm olarak” diye başladığı konuşmasını söyle sürdürdü:
“Bilge bir insandı. Hem insani, hem de mesleki anlamda kararsız kaldığınızda birine soralım dediğinizde soracağınız insanlardandı. Gazeteciliğin en değerli hafızalarından birini kaybettik. Başarılı bir gazeteciydi. Mücadele dolu bir hayatı oldu ve mücadelenin de bedelini ödemiş çok önemli bir figürdü. Ondan daha genç bir gazeteci olarak benim için örnek aldığım bir insandı. En önemlisi namuslu bir insandı. Biliyorsunuz Bülent Ecevit'in bir sözü vardı ‘namuslu bir hikayesi varsa bildiğin, insanı satın alamazsın’ diye öyleydi. Işıklar içinde uyusun.”
Sibel Güneş: Gazetecilikte rotası hep evrensel etik değerlerden yana oldu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş törende “Bugün hayatta tanıdığım en iyi insanlardan, en iyi gazetecilerden biri olan sevgili Genel Sekreter Yardımcımız Niyazi Dalyancı’yı son yolculuğuna uğurlamak için bir aradayız” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Gazetecilik mesleğinde rotası her zaman evrensel etik değerlerden yana olan biriydi. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde laik, demokratik parlamenter demokrasinin önemine inanan, değişen iktidarlara göre eğilip bükülmeden gazetecilik yapan, meslekte ‘abilik’ kavramını en çok hak edenlerdendi. Hepimiz Niyazi Dalyancı’yı çok sevdik. Onu hiç unutmayacağız.”
Prof. Dr. İlter Turan: Çok sayıda insanın hayatına dokundu
Prof. Dr. İlter Turan Niyazi Dalyancı’nın sadece basın dünyasında değil, akademik dünyada da çok sayıda insanın hayatına dokunduğuna işaret etti. Dalyancı’yı 1965 yılında tanıdığını belirten Prof. Dr. İlter Turan, “Hepiniz belki de Bilgi Üniversitesi’nde çalıştığımız için burada konuşacağımı zannettiniz ama benim dostluğum hepinizden eskiye dayanıyor. Bu dönem içinde ‘Neyi hatırlıyorsun?’ diye sorsanız, en çok hatırladığım şey, her türlü şart altında Niyazi’nin gülümsemesi. Her zaman başvuracağınız ve sizin yardımınıza koşacak bir dost olması. Onu düşündükçe yokluğunu daha fazla hissedeceğiz ve onu çok özleyeceğiz” diye konuştu.
Prof. Dr. Haluk Şahin: Onurlu bir insandı, hep onurlu kaldı
Törende söz alan Niyazi Dalyancı’nın gazeteci arkadaşlarından Prof. Dr. Haluk Şahin ise duygularını şöyle dile getirdi.
“Niyazi hayatta en değer verdiğim dostlardan biriydi Benim de onu tanımam, çok eski yıllara gidiyor. Sevgili gazeteci dostumuz Mustafa Yüksel’i kaybettiğimizde birlikte ağladık. Niyazi’yi kaybettikten sonra kimin omzunda ağlayacağımı bilemedim. Çok özel bir insandı. Ben meslek hayatı içinde onun yaptıklarını en iyi bilen insanlardan biriyim. Onurlu bir insandı, hep onurlu kaldı, hep güzel insan kaldı. Onu çok özleyeceğiz.”
Sedat Ergin: Niyazi Dalyancı kutup yıldızı gibiydi
Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin ise konuşmasında Niyazi Dalyancı’nın gazeteci özelliklerine dikkat çekti:
“Niyazi Dalyancı’nın bir gazeteci olarak çok önemli meziyetleri, üstünlükleri vardı. Dile hakimiyeti, yazarlığı çok önemliydi. İngilizceyi de Türkçe kadar rahat kullanabilme, yazabilme yeteneği bunlardan sadece biriydi. Kalbiyle de aklıyla da emeğin, ezilenlerin, mağdurların yanındaydı. Dünyadaki büyük adaletsizliği hiçbir zaman kabullenmedi ve dünya görüşünden hiçbir zaman geri adım atmadı. Bu duruşunun ona ödettiği ağır bedeller de oldu. 12 Eylül darbesinden sonra cezaevinde demir parmaklıklar arasında geçirdiği mahpusluk yılları bunun en canlı delilidir. Onun yaşam öyküsü savrulmaların, yalpalamaların öyküsü olmadı. Onun yaşam öyküsü doğru bildiği, inandığı, bağlı olduğu ilkelerin arkasında sıkıca durmanın anlatısıdır. Bir kutup yıldızı gibiydi.”
Atina Günlük Gazeteler ve Gazeteciler Sendikası Başkanı Maria Antoniadou da törene mesaj gönderdi. Mesajda “Uzun gazetecilik kariyeri her iki ülke nezdinde saygınlığı ve profesyonelliğiyle övülen çok değerli meslektaşımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Taziyelerimizi iletiyoruz” denildi. Törene Dünya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Didem Demirkent de mesaj gönderdi. Mesajda şu görüşler yer aldı:
“Sayın Niyazi Dalyancı’nın vefatı dolayısıyla büyük acınızı paylaştığımı bildirir, Merhuma Tanrı’dan rahmet, Dalyancı Ailesi’ne ve şahsınızda tüm üyelerinize başsağlığı dilerim.”
Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı’nın mesajında ise şu görüşlere yer verildi:
“Duayen gazeteci Niyazi Dalyancı’nın vefatını üzülerek öğrendik. Genç İletişimciler Yarışmamızın da jüri üyeliğini yapmış olan Dalyancı’ya Allahtan rahmet, ailesine, sizlere baş sağlığı diliyoruz.”
Törene Niyazi Dalyancı’nın kızı Ayşe Dalyancı, damadı Christof Berns, torunları Mina, Yunus Berns, hayat arkadaşı Arriana Ferentinou katıldı. Törende Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına Başkan Turgay Olcayto, Başkan Yardımcısı Doğan Şentürk, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman İhsan Yılmaz, Yönetim Kurulu Üyeleri Göksel Göksu ve Uğur Güç yer aldı.
Törene aralarında TİP Milletvekili Ahmet Şık, TGC Denetim Kurulu Başkanı Mustafa Bakacak, Denetim Kurulu Üyesi Hilmi Hacaloğlu, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Mesude Erşan, Balotaj Kurulu üyesi Haşmet Yavuz, Kadın Gazeteciler Komisyonu üyesi Emine Munyar, Kültür Sanat Komisyonu Başkanı Murat Erdin, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı ve TGC Onur Kurulu üyesi Adnan Özyalçıner, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Yaşar Kemal Vakfı Kurucu Mütevelli Üyesi Semiha Baban, TGC Onur Kurulu üyelerinden Nevin Akkaya, Turhan Günay, önceki onur kurulu üyelerinden Şükran Soner ve Mustafa Dolu, TGC Bodrum Temsilcisi Mehmet Sağnak Hacışabanoğlu, Sebahat Hacışabanoğlu, TGC Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Hüseyin Irmak, Kültür Sanat Komisyonu üyesi Erol Aktı, Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu üyesi Belma Akçura, TGC önceki yönetim kurulu üyesi Semra Kardeşoğlu, TGC Hukuk Danışmanı Av. Gökhan Küçük, Prof. Dr. İlter Turan, Turgut Kazan, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Kani Atmaca, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, yeniçağ.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Orhan Can, TGC Basın Müzesi Müdürü Saadet Altay, Müdür Yardımcısı Nedim Kavuk, TGC Mali Müşaviri Selma Saçmalıoğlu, mimar Onur Karahan ve Kıvanç İlhan, Prof. Dr. Sedat Aybay, Bahri Belen, Suzan Özmen, Tülay Merev, Tuğrul Sırma, Hamdi İstanbullu, Mustafa Kemal Korkmaz, Nüzhet Özkök, Nihal Boztekin, avukat İnci İşbulur, Gül Demir, TGC üyeleri, Okşan Atasoy, Ayhan Fırıldak, Aslı Öymen, Sezer Duru, Ali Sirmen, Şekip Gümüşkanatlı, Gürhan Savgı, Garbis Özatay, Ergüder Tırnova, Fahri Aral, Zeki Efe, Safa Tekeli, Nazım Alpman, Ergin Sanver, Metin Özyıldırım, Ayda Özlü Çevik, Levent Çevik, Musa Ağacık, Kadir İncesu’nun da bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
Niyazi Dalyancı’nın cenazesi Cemiyet’te yapılan törenden sonra Paşabahçe Camisi’nde kılınan ikindi namazının ardından Paşabahçe Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Niyazi Dalyancı (ortada), eski İstanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan ve Zeynep Kazan, T24'ün 24 Ekim 2022'de yapılan "Cumhuriyet'in 100. yılının eşiğinde Türkiye ve dünya nereye?" başlıklı konferansında
Niyazi Dalyancı kimdir?
1943'te İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Mesleğe 1965'te Türk Haberler Ajansı’nda (THA) dış haberler muhabiri olarak başladı. 1974'te Cenevre’de Kıbrıs Barış görüşmelerini ajans adına izledi.THA’nın Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. 1978'de Saddam güçleriyle savaşmakta olan Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani ile Kandil dağında televizyon ekibi ile yaptığı röportaj İngiltere, Almanya ve İskandinav televizyonlarından yayımlandı ve Türkiye’de 1979'da Televizyon Haberciliği dalında Sedat Simavi Ödülü’ne layık görüldü.
Davetiyedeki ismi nedeniyle tutuklandı!
Niyazi Dalyancı, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra açılan Barış Derneği davasında, dernekte yapılan arama sırasında bulunan bir 'davetiye' öne sürülerek sanık yapıldı. Girit'te düzenlenen Türk-Yunan gazeteciler ve aktivistler toplantısına ilişkin olan o davetiyede adı geçtiği gerekçesiyle tutuklanan Dalyancı, 2,5 yıl cezaevinde kaldı.
1982'de Bağımsız Basın Ajansı’nın (BBA) kurucu ortağı oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 2009'da BBA’dan emekli oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapımı gerçekleştirilen, “Yaşamak Şakaya Gelmez” adlı İngilizce Nazım Hikmet belgeselinin ortak yönetmenliğini ve yazarlığını yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu’nda da yer alan Dalyancı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapıyordu.