Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Basın İlan Kurumu'nun gazetenin çalışanlarına Terörle Mücadele Kanunu kapsamında dava açılan isimlerin işine son vermemesi hâlinde ilanlarının kesilmesine olanak sağlayan yönetmelikte yaptığı değişikliği eleştirdi. Yönetmelik Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayan Küçük, "Düzenlemelerle birlikte iktidar kendisine muhalif olabilecek kimseyi görmek istemiyor. Yönetmelik hukuksal anlamda çok kötü olduğu gibi, Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi maddelerine de aykırı. Basın Kanunu’na da, masumiyet karinesi ilkesine de aykırıdır bu düzenleme" dedi.
Basın İlan Kurumu’nun “Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği” dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Gazeteleri, resmi ilan ve reklam üzerinden tehdit eden yeni yönetmelikte ‘devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü için tehdit oluşturan’ süreli yayınların, resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı açısından değerlendirmesine yönelik özel bir düzenlemeye yer verildi. Buna göre, “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” veya “Terörle Mücadele Kununu”na muhalefet iddiasıyla ceza davası açılan süreli yayınların resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı dava sonuçlanıncaya kadar durdurulacak. Düzenlemede konuyla ilgili şu hükümler yer aldı: “Resmi ilan yayınıyla alakalı süreli yayının içeriğinden veya imtiyaz sahibi gerçek veya tüzel kişilerin, ortaklarının çoğunluğunun ya da varsa tüzel kişi temsilcisinin fiillerinden dolayı haklarında ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’ veya Terörle Mücadele Kanunu’nu kapsamındaki suçlar nedeniyle ceza davası açılması halinde, bu süreli yayının görev alanlarına göre kurum genel müdürlüğü veya ilgili valiliğin teklifi üzerine yönetim kurulu tarafından belirtilen süreyi geçmeyecek şekilde yayınlama hakkı durdurulur. Açılan davanın neticesine göre bu yönetmelik hükümleri uyarınca telafi, mahsup ya da resmi ilan ve reklam yayınlama hakkının sona ermesine karar verilir.”
Yeni yönetmelikte, ‘Anayasal suçlar’ ya da’ terör suçları’ kapsamında hakkında ceza davası açılan gazetecinin işten çıkarılması düzenlemesi de yer alıyor. Hakkındaki dava sonuçlanmadan gazetecinin işten çıkarılmasının istenildiği düzenlemede şu ifadeler yer alıyor: “Asgari fikir işçileri kadrosunda yer alan kişilerden herhangi birisi hakkında belirtilen suçlar kapsamında ceza davası açılması halinde, görev alanlarına göre kurum genel müdürlüğü veya ilgili valiliğin yazılı bildirimi üzerine bu kişi ya da kişiler, yazılı bildirimin muhatabı gazeteye tebliğ tarihinden itibaren 5 iş günü içerisinde asgari kadrodan çıkarılır. Aksi takdirde bu yönetmelik hükümleri uyarınca ilgili gazetenin yayınlama hakkı durdurulur.”
Gazetelerin resmi ilan ve reklam hakkı alabilmeleri için bekleme süresi kurum görev alanında 36 ay, ancak bayide asgari 30 bin satış, belirtilen nitelikte ve unvanda asgari 36 fikir işçisi ile her coğrafi bölgede olmak üzere ülkedeki dağıtım ağının yüzde 70’inde yer almaları koşulunda 9 ay, valilik görev alanında bulunan illerde ise 24 ay olacak. Gazetelerin en erken baskıya girebilecekleri saate ilişkin düzenleme yeniden ele alınarak, daha önce 14.00 olan en erken baskı saati, 17.00’ye çekildi. Süreli yayınlarda, sahip değişikliği halleri dışında, 1 takvim yılı içinde 2 defadan fazla isim değişikliği talebinde bulunulamayacak, isim değişikliğine ilişkin tüm başvurular yönetim kurulunda karara bağlanacak. İsim değişikliklerinde yönetmelikte belirtilen usullere uymayan süreli yayınların resmi ilan ve reklam yayınlama hakları sona erecek.
BirGün gazetesinden Uğur Şahin'e konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, yönetmeliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayarak yönetmelikle birlikte muhaliflerin susturulmak istendiğinin söyledi. Düşünce özgürlüğünün kısıtlandığını aktaran Küçük, “Düzenlemelerle birlikte iktidar kendisine muhalif olabilecek kimseyi görmek istemiyor. Yönetmelik hukuksal anlamda çok kötü olduğu gibi, Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi maddelerine de aykırı. Basın Kanunu’na da, masumiyet karinesi ilkesine de aykırıdır bu düzenleme. Fakat yönetmelik, kanuna ve Anayasa’ya aykırı olamaz. Yönetmeliğin Danıştay tarafından iptal edilmesi gerekiyor. Bu iptal süreci olana kadar da maalesef yürürlükte kalacak. Fakat bu arada hakları ihlal edilen herkes, iptal edilmesi halinde haklarını iade alabilecek” diye konuştu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yeni yönetmeliğe yazılı açıklamayla tepki gösterdi. “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar veya “Terörle Mücadele Kununu’na muhalefet iddiasıyla ceza davası açılan süreli yayınların resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı da dava sonuçlanıncaya kadar durdurulacak” düzelenmesini sert bir dille eleştiren TGS, “Tek başına bu madde bile birçok gazetenin resmi ilanının kesileceği anlamına gelmektedir. Birçok muhalif medya kurumunu OHAL KHK’leriyle kapatarak halkın haber alma hakkını gasp eden AKP hükümeti, bu yönetmelik değişikliğiyle kapatılmayan kurumları da ekonomik olarak yıpratarak tüm farklı sesleri susturma amacını taşımaktadır. Bu değişikliğin temelinde iktidara muhalif olan her gazetenin resmi ilan hakkının gasp edilerek yandaşa aktarılması yatmaktadır. TGS olarak yapılan değişikliğin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtiyor, bir an önce iptal edilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.