TGC: İpek Medya çalışanlarının hakları ödenmeli

TGC: İpek Medya çalışanlarının hakları ödenmeli

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), kayyum atandıktan sonra kapatılan İpek Medya Grubu’yla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada “Meslektaşlarımızın tüm yasal hakları ve alacaklarının ödenmesi gereklidir” ifadeleri yer aldı. Basın sektöründeki işsizliğin Türkiye ortalamasına göre 3 kat fazla denildi. Açıklamada “Halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı adına TBMM’de gazetecilerin işsizlik sorununun araştırılacağı bir komisyon kurulması için iktidar ve muhalefet partilerini göreve çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir de "Zaman gazetesine kayyım atandığı iddiası ülkemiz adına utanç vericidir" ifadelerini kullandı.

TGC’nin yaptığı açıklama şöyle:

"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine yönetimine el koyularak kayyum atanan Kanaltürk, Bugün TV, Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi ve Kanaltürk Radyo’yu barındıran  İpek Medya Grubu kapatılmış ve yüzlerce gazeteci işsiz kalmıştır.

Kayyum yönetimindeki medya grubunun kapatılma nedeni Kamuoyu Aydınlatma Platformu’nda yapılan açıklamada “Sermaye Piyasası Kanunu’ndan doğan yükümlülükler dikkate alınarak, sürekli zarar ettiği ve öz sermayesini tükettiği” için diye açıklanmıştır.

Hatırlatmakta yarar görüyoruz. İpek Medya Grubu’na yönetimine kayyum tarafından el konur konmaz,  81 meslektaşımızın işine son verilmiştir. Kayyum yönetimi  çıkarılan gazeteciler yerine kendi seçtiği gazetecileri almıştır. Buna rağmen İpek Medya Grubu zarara girmiştir. Bunda kayyumların da sorumluluğu vardır. Grubun kapatılmasıyla işsiz gazetecilerin sayısı çoğalmıştır.

Kayyumların görevi şirketleri ekonomik açıdan düze çıkarmaktır. Asla yayıncılık yapmak değildir. İpek Medya Grubu’nun kapatılmasıyla bu gerçek bir kez daha gözler önüne serilmişti. Bu süreçte meslektaşlarımızın tüm yasal hakları ve alacaklarının ödenmesi gereklidir.

Basın sektöründeki işsizlik Türkiye ortalamasının tam üç katıdır. TÜİK istatistiklerine göre 7 bin gazeteci şu anda işsizdir. Son 10 yıldır iktidarın basına müdahalesi ile  halkın bilgi edinme hakkı adına görev yapan gazeteciler sistematik olarak işsiz kalmaktadır. Halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı adına TBMM’de gazetecilerin işsizlik sorununun araştırılacağı bir komisyon kurulması için iktidar ve muhalefet partilerini göreve çağırıyoruz.”

Medya Etik Konseyi Başkanı Esendir'in açıklamaları şöyle:

"Sosyal medyada Zaman gazetesine kayyım atandığı şeklindeki haberlerin dile getirilmesi, ülkemizde basın özgürlüğünün bittiği ve tek sesliliğin dayatıldığı anlamına gelmektedir.

"Dünyada özgürlüklerin arttığı ve genişlediği bir zamanda basına karşı yapılan susturma, engelleme ve baskılar ülkemiz adına üzücüdür. Özgürlükten, karşı söylemlerden, çok seslilikten ve muhalefetten kimseye zarar gelmez. Bilakis fikirlerin olgunlaşmasını sağlar.

"Diğer taraftan özgür medya, güç sahiplerini ve kamuoyundan gerçekleri gizlemek isteyenleri daima korkutur. Engellemek için de ellerinden gelen her türlü baskı ve yıldırma argümanlarını kullanır. Nitekim son yıllarda yazılı ve görsel medya organlarına yapılanlar bu yüzdendir.

"Ülkemizin en çok tiraja sahip ve bünyesinde farklı dillerde yayın yapan medya orgarlarını da barından Zaman Medya Grubu, çok sesliliğin son kalesi görevini yapmaktadır. Gruba kayyım atandığı söylemleri, anayasa ile sınırları çizilmiş özgürlükler ve demokrasiye vurulan bir darbedir.

"Medyanın özgürlüğü Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. İlgili kanunlar ve Basın Kanunu gazetecilik mesleğininin özgürce yapılmasını öngörürür. Anayasa'nın 30. maddesi son derece açık şekilde basın kuruluşuna suç aleti olduğu iddiasıyla dahi el konulamayacağını söylemektedir.  

"Kamuoyunu  bilgilendirme aracı ve demokrasinin ‘dördüncü kuvveti' olan medyaya yapılan baskılar bu yönüyle kabul edilemez.  Basını susturmaya yönelik her türlü girişim, ülkemizin uluslararası imajını zedelemektedir. Türkiyeyi basın özgürlüğü sıralamasında gittikçe aşağılara düşürmektedir.

 

"Bu antidemokratik baskılar 17 ve 25 Aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının intikamıdır. Hukuk kurumları da buna alet edilmektedir. Demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğüne aykırı bu uygulamaları en ağır bir dille protesto ediyor ve şiddetle kınıyoruz."