TGC'den tutuklamalara tepki: Gazetecilik ve dayanışma hapsedilmiştir

TGC'den tutuklamalara tepki: Gazetecilik ve dayanışma hapsedilmiştir

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Özgür Gündem tarafından başlatılan Nöbetçi Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TiHV) Başkanı Prof. Şebnem Korur FincancıErol Önderoğlu ve Ahmet Nesin hakkında verilen kararın gazeteciliğin hapsedilmesi anlamına geldiğini açıkladı.  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptıkları için terör örgütü propagandası ile suçlanan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı, Evrensel Gazetesi yazarı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasıyla ilgili açıklama yaptı.

 

TGC: Haber alma özgürlüğü yok sayılmaktadır

 

TGC'nin açıklamaları şöyle: “Bu karar Türkiye'de basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü açısından ülkeyi çok daha karanlık bir geleceğin beklediğinin göstergesidir. Bu koşullarda, halkın haber alma hakkının savunulması, bağımsız ve eleştirel gazetecilik yapılabilmesi artık mümkün görülmemektedir.

Gazeteciliği terör örgütü propagandası ile örtüştüren zihniyetin yayın organlarını iş yapamaz duruma getirdiği, özgür haberciliği yok etmek istediği ortadadır. Israrla salt iktidara yanaşan tek tip yayıncılık ve tek tip gazeteciliğin ülkede geçerli kılınmaya çalışılması, kamuoyunun haber alma özgürlüğünü de yok saymaktadır.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteci-yazar Ahmet Nesin ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı, Evrensel Gazetesi yazarı Şebnem Korur Fincancı'nın mesleki amaçla bir gazeteye yaptıkları dayanışma ziyaretinin tutuklanmayla sonlanması kaygı vericidir. Bu kararla gazetecilik ve dayanışma hapsedilmiştir.

İktidarı, demokratik ülkelerde örneği görülmeyen, evrensel gazetecilik ilkeleriyle asla uyuşmayan bu tutumdan halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için vazgeçmesini istiyoruz. Tüm baskılara rağmen tek tip gazeteci olmayacağımızı, tek tip yayıncılık yapmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız."

Açıklamada ilk olarak Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren konuştu. Bugünü kara bir gün olarak tanımladıklarını belirten Eren, "Biz bugün bu yedi arkadaşımız için adliyeye geldik. İfade verilecek sonra çıkıp gidilecek zannediyorduk. Ama süprizle karşılaştık. 3 arkadaşımızı ayırdılar ve tutuklamaya sevk edildiler. Biz yine de mahkemeden bırakılacaklarını düşünüyorduk. Ama ne yazık ki bu üç aydın, gazeteci için tutuklama kararı çıktı" diye konuştu.

 

TGS: Karar siyasi

 

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Uğur Güç de, kararın siyasi bir karar olduğunu belirterek, haber yaptıkları ve halkın haber alma hakkına sahip çıktıkları için 3 arkadaşlarının tutuklandığını söyledi. Tutuklu gazeteci sayısının yükseldiğini belirten Güç, bu cezalandırmanın dayanışmaya yönelik olduğunu ve bu nedenle de dayanışmanın artması gerektiğini söyledi.

 

TİHV: Mücadeleyi artıracağız

 

TİHV İstanbul Şubesi yöneticisi Ümit Efe de, insan hakları savunucularının savaş süreçlerinde her zaman cezalandırılmak istendiğini belirterek, bu cezanın kabul edilemez olduğunu ve kendilerini bir adım dahi geri adım attıramayacağını söyledi. Şebnem Korur Fincancı'nın bilim insanı ve insan hakları savunucusu bir akademisyen olduğunu belirten Efe, onları cezaevinden çıkartmak için mücadeleyi arttıracaklarını söyledi.

 

Sezgin Tanrıkulu: Bu kararı verenlerin hukukçu olduklarına inanmıyorum

 

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, kendi adına utandığını ve bir hukukçu olarak 25 yıldır böyle bir karar görmediğini belirterek, “Bu kararları verenler de hukukçu. Onların hukukçu olduklarına inanmıyorum. Düşman hukukun da bile bir ahlak vardır burada bu ahlak bile yok. AKP siyaset ve hukuk alanını kısıtılıyor. Biz bu iktidara inat dayanışmayı yükselteceğiz" dedi.

 

Garo Paylan: Gazetecilik ve dayanışma suç değildir

 

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da, tutuklamaların talimatla yapıldığını belirterek, "Orada bir mahkeme yoktu. Orda hakim savcı yoktu. Orada Tayyip'in 3 memuru vardı. O ne derse yapıyorlardı. Bu tutuklamalar da böyledir. Talimatla olan tutuklamalardır. Gazetecilik ve dayanışma suç değildir. Dayanışmaya hadlerini bildirmek istiyorlar ancak biz dayanışmayı arttırarak devam ettireceğiz" dedi.