The Financial Times, Suudilerin 500 milyar dolarlık ‘aynalı şehir’ distopyasını yazdı

The Financial Times, Suudilerin 500 milyar dolarlık ‘aynalı şehir’ distopyasını yazdı

T24 Yaşam

Suudi Arabistan’ın çölde inşa edeceği kent Neom’un ilk tasarım görselleri yayımlandı. Tebük Çölü'nü kesen ışıl ışıl, aynalı, trilyon dolarlık bir kanal oluşturuluyor. İnternet sitesine göre uzunluğu 170 kilometreyi aşan kentin 9 milyondan fazla kişiye ev sahipliği yapması planlanıyor.

Oksijen Gazetesi’nde yer alan habere göre The Financial Times’ın mimari yazarı Edwin Heathcote, Suudi Arabistan’ın en az 500 milyar dolar bütçeyle inşa edeceği 170 kilometre uzunluğundaki “akıllı şehir Neom’u anlattı: İçinde yaşadığımız çağı bundan daha iyi anlatacak bir simge bulmak zor

 Heatchote’un yazısının devamı şöyle:

 “1969 yılında İtalya’daki radikal bir mimarlar topluluğu sürekli yapıda bir şehir planı teklif etmişti. Arizona Çölü'nü kesen beyaz, ızgaralı bir duvar şeklindeydi ve kendi kendine yetecek şekilde tasarlanan şehrin çizimindeki her çizgi bir mil genişliğe karşılık geliyordu. Benzerlikler bariz. Gerçi Superstudio’nun tasarımı hakiki bir teklif değil bir provokasyondu. Modernizmin bağlamdan kopukluğunu mimari bir hicivle alaya alıyordu. Ancak tıpkı Stanley Kubrick’in 2001: Uzay Yolu Macerası filmindeki iç mekanlar ve Andrey Tarkovski’nin Solaris’indeki esrarengiz, uzaylıları andıran yapay doğa gibi, tasarım görsel açıdan öyle cezbediciydi ki kültürel hafızamıza giriverdi ve özü itibarıyla distopik bir tasarımken ütopik bir fetişe dönüştü.

 Neom bu olgunun en uç ve çağdaş tezahürü. Yaşama elverişsiz bir çölün ortasında kurulu, duvar olarak tasarlanmış, hava geçirmez ve ancak teknoloji sayesinde yaşanır kılınmış bir şehir. Aynalı duvarları otoyol polislerinin aynalı güneş gözlükleri gibi dışa kapalı, ifadesiz ve tekinsiz. Manzaranın güzelliğini yansıtma iddiasında. Mimari oyunbozanlığın zirvesi. Mega-kent estetiği konusunda sorumluluk almak istemeyen tasarımcılardan bir nevi görev ihmali.

 Adeta yeni Babil

İçerisi ise elbette pastoral bir tekno-ütopya olarak gösteriliyor. Ağaç ve yapraklardan oluşan vadisiyle adeta yeni Babil. Büyük bir çağdaş tasarım klişesi. Bina ne kadar dev, etik ne kadar bozuk olursa olsun biraz yeşillikle her şeyin üstünü örtmek mümkün.

Geleceğimizin böyle görüneceğini varsayabilirsiniz. Gezegenimizi yaşanmaz hale getirmek için uğraşıyoruz ve mega-zenginler şimdiden uzay kolonilerinin hayalini kuruyor. Ekstrem bir ortamı insanlar için güvenli hale getirme konusunda bir nevi antrenman sayılabilir.

Ne kadar akıl dışı görünürse görünsün ilginç şeyler de yok değil. Sevdiğim bir fıkra vardır: Seyyahın biri kırsalda gezerken kaybolunca karşılaştığı çiftçiye şehre nasıl gideceğini sorar. Çiftçi bir an durduktan sonra “Buradan oraya gidemezsin” der. Gezegen açısından bakınca Neom da aynı durumda. Geleceğin şehrini kurmak için çölden yola çıkılmaz.

Ancak harap olmuş bir dünya için çözüm denemesi olarak bakınca kendine göre bir değeri var, elbette inşası sırasındaki muazzam karbon ayak izini saymazsak.

Otomobil yok

 Bazı unsurlar gerçekten radikal. Plana göre otomobilsiz bir şehir olacak ve insanlar bir ucundan diğerine trenle taşınacak. Peki zengin Suudiler arabalarını bırakıp trende, şehrin işlerini gören göçmen işçilerle yan yana oturur mu gerçekten? Elbette hayır. Hava taksisi olarak kullanılacak helikopterler, teslimat İHA’ları ve robot hizmetliler gibi teknolojik oyuncaklar planlanıyor.

170 km uzunluğundaki aynalı şehir Kızıl Deniz'e uzanıyor.

Neom’un büyüklüğünü kavramak zor. Duvarlar 500 metre yüksekliğinde, yani esasen haddeden geçirilmiş dikey bir şehir. Şu ana kadarki görsellerde çekici bir baştan savma hava var; Los Angeles merkezli Morphosis’e ait olduğu bildirilen tasarımlar bir zamanlar fütüristik mimarisiyle radikal görünürken şimdilerde üçüncü sınıf Çin şehirlerindeki lüks alışveriş merkezlerine benziyor. Distopik Ölüm Yıldızı’nı andıran görüntüleri, kıyamet sonrası güvenli şehirlere has Apartheid mimarisi ve enayi yatırımcıları avlamayı hedefleyen süslü püslü, gerçekçi görünmeyen iş ve ticaret bölgesiyle Neom’un baş döndürücü bir tekno-iyimserlik atılımı olduğu söylenebilir.

Çevre krizlerine çözüm olacağı iddiasına karşın Suudi petrolünün sağladığı sonsuz bedava enerjiyi kullanıyor ve sonuçlarını görmezden geliyor. Ancak en büyük soru hala ortada: Kimin için? Böyle bir şehri kim istiyor?

Trump duvarı

 Geç modern dönemin gerçeğe dönüşmemiş birçok totemi var: Örneğin Donald Trump’ın Meksika sınırına öreceğini söylediği duvar, Buckminster Fuller’ın Manhattan’ın üzerini kapayacak cam kubbesi ve Superstudio’nun distopik tasarımları. Neom bunlardan biri olabilir; ya da en azından kısmen gerçeğe de dönüşebilir. Kum olup gitmiş uzun ince aynalı bir şehir, uzun süredir kimsenin uğramadığı harabelerinin üzerinde dolaşan, cam silmeye programlanmış güneş enerjili İHA’lar. İçinde yaşadığımız çağı bundan daha iyi anlatacak bir simge bulmak zor.”