İngiltere’nin saygın gazetelerinden The Guardian, Yiğit Bulut’un, Başbakanlık Başdanışmanlığına atanmasını sayfalarına yaşadı. The Guardian yazarı Fiachra Gibbons, “Başbakan’ın Başdanışmanı Gezi Parkı protestolarının nedenini biliyor: telekinezi” başlığını kullandığı yazısında, hükümetin Alman havayolu şirketi Lufthansa’dan Amerikan Merkezi İstihbrat Servisi'ne (CIA) kadar çok sayıda komplo teorisiyle Gezi Parkı protestolarını açıklamaya çalıştıklarını yazdı.
AKP hükümetinin Gezi Parkı olaylarının arkasında CIA, gelişen ekonomiyi kıskanan Avrupa, teröristlerle işbirliği yapan belirlenemeyen dış güçler, faiz lobisi ve uluslararası Yahudi komplo teorisi gibi nedenler gösterdiklerini yazan Gibbons şöyle devam etti: “Artık, cevabı biliyoruz. Başbakan’ın arkasında onu gözden düşürmek için karanlık güçler tarafından planlanan dev bir telekinezi saldırısı var. Çünkü Başbakan, Türkiye’yi dünya için bir model yaptı. Yiğit Bulut, yakın zaman içinde Başbakan’ın Başdanışmanı oldu. Hayır, bu bir şaka değil. Telekinezi, fark etmiş olabilirsiniz, Yunanca bir sözcük.”
Bakanların ve medyanın büyük bir bölümünün protestoların arkasındaki komplo teorileri üretme üzerinde birbirleriyle yarıştıklarının ifade edildiği yazıda, AKP’nin protestoların BBC, CNN ve Reuters'ın işi olduğunu iddia ettiği; hatta gözlerin, bazılarının işlerine medya patronlarının son verdiği liberal gazetecilere çevrildiğini aktardı.
Gibbons’un yazısında öne çıkan kısımlar şöyle: “TV sunucusu ve yorumcu Yiğit Bulut, protestoların Alman hava yolu şirketi Lufthansa tarafından ödendiğini; çünkü, İstanbul’a 3. havaalanı projesinin 100 milyon yolcuyu Almanya’dan Türkiye’ye çekeceği korkusu taşıdıklarını’ söyledi. Bulut, Türkiye’nin düşmanlarının telekinezi yöntemiyle Erdoğan’ı öldürmeyi planladıklarını iddia ediyor. Geçen ay bir televizyonda bunları söyledi. Bu hafta Bulut, Erdoğan’ın en yüksek resmi makamına getirildi.”
Gibbons, protestolar sırasında Erdoğan’ın kendini idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes ile karşılaştırdığını o günden bu yana Başbakan’ın köprüleri kurmak yerine durumu kontrol altında tutmak ve öç almakla meşgul olduğunu savundu. Yazar yazısını şöyle noktaladı: “Erdoğan’ın en büyük tehlikesi kendisi ve etrafındakiler. Emlak patronu damadından her yere birlikte gittiği Kasımpaşa’dan eski arkadaşları. Sadece beş yıl önce Erdoğan’ın yeni başdanışmanı ona ve partisini Atatürk ’ün laik cumhuriyetine faşist bir tehlike diyerek eleştirmişti. Osmanlı için umutsuz bir nostalji. Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bir çok sultanın savaştan daha çok etrafındaki uşaklar yüzünden öldüğünü hatırlayacak kadar akıllıdır.”