İngiliz The Times ve İspanyol DiarioSport'un yazarı Pol Ballus, Galatasaray'ın yeni teknik direktörü Domenec Torrent'i anlattı. Ballus, "Torrent'in özel bir bakış açısı ve taktik yeteneği var. Barça'da Johan Cruyff'la tanıtılan ve daha sonra Guardiola ile kusursuz bir seviyeye ulaşan oyun anlayışını şekillendirenlerden biriydi. Çünkü bu oyunun felsefesini, en iyi şekilde öğrendi" ifadelerini kullandı.
Galatasaray'ın yeni teknik direktörü Domenec Torrent, dün 23.50 sularında İstanbul'a geldi. Sarı-kırmızlılıların resmen açıklaması beklenen 59 yaşındaki İspanyol teknik direktör, Bayern Münih ve Manchester City'de Guardiola'nın yardımcılığını yapmıştı.
İngiliz The Times ve İspanyol DiarioSport'un yazarı Pol Ballus, Torrent ile Guardiola birlikteliğini Fanatik gazetesine anlattı. Torrent'in Guardiola'nın oyun anlayışını şekillendiren biri olduğunu belirten Ballus, İspanyol teknik direktör için "Özel bir bakış açısı ve taktik yeteneği var" dedi.
Ballus'un Torrent için söyledikleri şöyle:
Domenec Torrent ile Pep Guardiola'nın birliktelikleri, 2007'de Barcelona B Takımı'nda başladı. Barça'da analiz ekibinin başındaydı ve Guardiola ile çok iyi çalıştıklarını fark ettiler. Guardiola, A Takım'ın başına geçip, tarihi yeniden yazmak için düğmeye basarken, Torrent yine analiz ekibinin bir parçasıydı. Ancak Bayern Münih'in hocası olmasıyla birlikte yeni bir yardımcıya ihtiyacı vardı ve Torrent'in doğru isim olduğu konusunda karar kıldı. Bu iş birliğinden hem Bayern'de hem de Manchester City'de harika sonuçlar aldılar.
Torrent'in özel bir bakış açısı ve taktik yeteneği var. Barça'da Johan Cruyff'la tanıtılan ve daha sonra Guardiola ile kusursuz bir seviyeye ulaşan oyun anlayışını şekillendirenlerden biriydi. Çünkü bu oyunun felsefesini, en iyi şekilde öğrendi. Domenec, Guardiola ile taktik konusundaki görüşlerini tartışabilen biriydi. Zaten onun istediği de yardımcısının lider olmasıydı. Torrent, sahip olduğu bilgiler neticesinde ondan çok fazla övgü aldı.
Başarılı olur mu? Başarı göreceli bir kavramdır ve birçok şeye bağlıdır. Torrent, Manchester City'de çok çalışan biri olduğunu kanıtladı ve saygı kazandı. New York City'nin iyi bir projesi olmadığı bir anda oraya gitti ve buna rağmen mükemmel bir iş çıkardı. Takıma futbol oynama konusunda net bir fikir sundu, hücum ve pas tarzı konularında oyuncuları adeta eğitti. Bence sonuçları da beklenenden fazlasıyla iyiydi. Flamengo'da ise çok farklı bir aşamada bulundu.
Flamengo, Brezilya'nın muhtemelen en büyük takımı. Jorge Jesus orada tüm kupaları kazandıktan sonra göreve gelmesi, kolay bir şey değildi. Ayrıca oranın bir proje inşa etmek için doğru yer olmadığını düşünüyorum. Sabır yoktu, yöneticiler sürekli değişti ve pandeminin en kötü döneminde sorumluluğu aldı. Ülkede salgın her yere yayılmıştı ve oyuncuları her gün Koronavirüse yakalanıyordu. Kulüpte yeni bir felsefe oluşturmak için zor bir andı.
12 yıl Pep Guardiola'nın sağ kolu olarak yardımcılığını yaptı, onunla 18 kupa kazandı.
Son olarak New York City ve Flamengo'da teknik direktörlük yaptı.
İspanyolca ve Katalanca'nın yanı sıra İngilizce, Almanca ve kendisini çok iyi tanıdığı için 'Guardiola'cabildiği belirtiliyor.
Manchester City'de 5 saniyede topu geri kazanma kuralını, 'ya topu kazanmaya çalış ya da başaramıyorsan taktiksel bir faul yaparak geri çekil' olarak açıklıyor.