THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, AKP'den istifa eden milletvekili Muhammed Çetin'in uçaktan indirilmesine neden olan krizi anlattı. Çetin'in daha önce de benzer olaylara neden olduğunu ifade eden Topçu, "Kendisine bilet satmamayı düşünüyoruz" dedi.
NTV'de Mehmet Barlas'ın sunduğu '45 Dakika' programına konuk olan Topçu, THY uçağının 3 saate yakın bir süre rötar yapmasına neden olan krizi anlattı.
"Yolcularımızın bu şekilde mağdur olmasını istemiyoruz" diyen Topçu, Çetin'e bir daha bilet satmamayı düşündüklerini söyledi.
Topçu konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bu konuda çok üzgünüm. Bir milletvekilinin böyle bir şeyle karşı karşıya kalması gerçekten bizim üzüntü kaynağımız. Ama bir miletvekili, Türkiye'nin milli havayolu şirketine, kurumsal yapısına yabancıların içinde küçültücü sözler söyleyemez, söylememesi gerekir.
Söz konusu milletvekili, istediği gazeteyi alamayınca her seferinde bunu tekrarlıyor. THY devlet şirketi olduğu zaman bir yönetmeliği vardı. Bu yönetmeliği göre, ekonomi sınıfından bilet alan milletvekili ve üst düzey bürokratlar otomatik olarak bir üst sınıfa geçirilirdi. Yani 'business class'a geçirilirdi.
THY'nin özel bir şirket olmasıyla 2006 yılında bunun dayanağı kalmadı. Ama biz milletvekillerimizin mağdur olmaması adına bu geleneği devam ettirme kararı aldık. Şu anda bunun hiçbir yasal dayanağı yok. THY'nin tek taraflı verilen bir hizmet bu. Bugün bir karar alınsa ve uygulama kaldırılsa herhangi bir yükümlülüğü yok.
Bu arkadaşımız da istediği gazeteyi bulamayınca bunu bir reklam ve siyasi bir gösteri haline getirdi. Bütün uyarılara rağmen bu huyundan vazgeçmedi. Birçok uçakta bunu yaptığına yönelik tespitlerimiz var, bunun sonucunda da THY 'upgrade' hakkını kaldırdı.
Burada en çok sorulan soru THY bu 'upgrade' hakkını kaldırabilir mi? Böyle bir hak yok zaten olmayan bir şey kalkmadı. Artık bu hizmeti vermiyoruz biz. 2-3 defa bu arkadaşımız ekonomi biniş kartı almasına rağmen 'business' koltuğuna oturup bütün uyarılara karşın yerinden kalkmıyor.
Ayrıca uçuş güvenliğini hiçe sayarak kendine yakın gördüğü TV'lere telefonla canlı yayınla bağlantı yapıp görevli arkadaşlara tehditte bulunuyor. En son 2 gün önce Şikago uçağımız 2 saat 45 dakikaya yakın rötaar yapmış. Bütün raporlara baktım, bu rötar arkadaşımızın ekonomi sınıfından bilet alıp 'business'ta oturma ısrarından kaynaklanıyor.
Bunun üzerine kaptan pilot polisten yolcunun indirilmesini talep etti. Biliyorsunuz kaptan pilot eğer bir yolcuyu uçurmak istemezse o yolcunun uçaktan inmesi gerekiyor. Buna da direnerek uçaktaki 250'ye yakın yolcunun ABD'deki bağlantılarını felç etti, çok büyük bir zarar meydana geldi.
Türk Hava Yolları olarak biz hukuk çerçevesi içinde bunu, bir daha yolcularımıza yaşatmak istemiyoruz. Gerekirse, bu arkadaşımızın Türk Hava Yolları'nda uçmaması için, bilet satmamayı düşünüyoruz.
Çünkü bu ortamda bütyün uçaklarımızda olay çıkartan yolcu istenmeyen yolcudur. Türkiye'de bu tip bir vaka ile ilk defa karşılaşıyoruz. Hele bir milletvekili ciddiyetinde olan bir arkadaşımız ekonomi sınıfında uçmak istemiyorsa onu kontuarda halletmesi gerekiyor, uçak içinde başka yolcuyu mağdur ederek değil.
İkinci olarak şöyle bir argüman daha kullanılıyor; AK Parti'den istifa ettiği için kendisine upgrade yapılmıyor... Aynı uçakta AK Parti'den istifa etmiş 3 milletvekili arkadaşımızı upgrade yaptık ve Amerika'ya gittiler. Biz bunlara hangi partideydiniz, istifa ettiniz diye sormuyorduk.
Türkiye'nin milli hava yolları markasının kurumsal kimliğine kimsenin bu şekilde hakaret etmeye hakkı yok. Bu konuyu TBMM Başkanlığı'na bir yazı ile bildirdim. Yani bu şartlarda bu arkadaşımızın yolcularımızı mağdur edecek bir pozisyona sokmasına müsaade etmeyeceğiz.
Topçu, üçünü havalimanı projesine de değindi. Atatürk Havalimanı'nın birkaç yıl içerisinde giderek artan yoğunluğu kaldıramayacağına işaret eden Topçu şunları kaydetti:
"Türkiye Hava Yolları'nın 420 uçağın üzerine çıkacağını projeksiyon ediyoruz. Bunun önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorum. Bu şartlarda Atatürk Havalimanı'nın bu yükü kaldırması mümkün değil. Şu andaki iyileştirmelerle beraber, Atatürk Havalimanı'nda birkaç sene daha kalabilmenin hesaplarını yapıyoruz.
Verimliliği nasıl artırabileceğimize yönelik çalışmalar yapıyoruz. Şu anda iniş kalkıştaki oranımız yüzde 86,3. Bu Avrupa'da bizi ilk üçe sokuyor, zamanında kalkışta. Bu kadar yoğun bir havalimanında gerçekten olağanüstü işler başarılıyor.
Ama şimdi muhakkak ve muhakkak İstanbul'a yakışır, İstanbul'un trafiğini alacak ve gelişen Türkiye'yi dünyaya tanıtacak bir kapı açılmasını istiyorsak bu havalimanı bir an önce realize edilmedilir.
Yeni yapılacak havalimanıyla Atatürk Havalimanı'nın aynı anda kullanılması, aynı hava sahasını kullandıkları için çok zor. Türkiye ve özellikle İstanbul'un büyük ölçekli bir havalimanına muhakkak kavuşması gerekmektedir. Atatürk Havalimanı'nın yüzölçümü 10 kilometrekare. Avrupa'nın en küçük havalimanlarından biri olmasına rağmen yoğunluk sıralamasında ilk üçe giriyor.
Böyle bir şey olması mümkün değil. 2016- 2017 yılına geldiğimizde Atatürk Havalimanı'nda nasıl bir operasyon yapacağımız konusunda ciddi ciddi çalışmalar yapıyoruz.